21. Bölüm

746 75 110
                                    


Jin, arkadaşlarından ayrıldıktan sonra evine gelmişti. Kafasındaki düşüncelerle boğuşuyordu. Aslında kendisine kızıyordu. Taehyung ile yaşadıkları o geceden sonra ona istemeden soğuk davrandığını hissetti. Yapmak istediği bu değildi. Sadece ona karşı nasıl olması gerektiğini bilemiyordu. Başbaşa kaldıklarında bile kendini ona daha yeni açmışken, diğerlerinin yanında eskisi gibi davranması zor oluyordu. Kimse onun ne hissettiğini görmese bile, kendi içinde çokca savaşıyordu.
Normalde, grup olarak takıldıklarında kuşkusuz herkese bulaşırdı. Her türlü şapşallığı yapıp kendisine güldürürdü. Şimdi Taehyung'a tekrar öyle yaklaşması zor oluyordu ama diğerlerinin de bu değişikliği fark etmemesi gerekiyordu. Taehyung'a da bu soğukluğunu hissettirmiş olacak ki, ayrılırken bile doğru düzgün vedalaşmamışlardı.

Bir anda gün içindeki tüm düşüncelerinin Taehyung ile ilgili olduğunu fark etti. Onu ne ara bu anlamda benimsediğini bilmiyordu. Taehyung bir anda onu etkisi altına almıştı sanki. Kendisine yaklaşımına, ilgisine, belki de gözlerinde gördüğü saf sevgiye karşılık veremeden duramamıştı. Şu an Taehyung ile ne yaşıyorsa, kendisi de tamamen isteyerek yapmıştı. Ona dokunmayı sevdiğini düşündü. O gece, karanlık odada onunla saatlerce bakışabilirdi. Gözlerinden kendisine karşı olan duyguları kelimelere dökemese de tamamen hissetmişti. Belki de onun farkı buydu. Duygularını sadece sözlerle dile getirmeyip, tamamen hissettirmesiydi.

Okuldaki davranışından dolayı içi rahat etmemişti. Bu yüzden Taehyung'u arayıp evine çağıracaktı. Belki ona kendisini açıklardı ya da güzel vakit geçirirlerdi. Bu Taehyung'un tavrına bağlıydı. O sırada henüz üstünü değiştirmediğini fark ettiği için oturduğu koltuktan kalktı. Tam odasına gidecekken, gözü karşı koltuğa takıldı. Taehyung'a gittiği gece, üstündekileri salondaki koltuğa fırlattığını hatırladı. Bu yüzden odasına uğramadan direkt üstünü değiştirmeyi düşündü.

Tam üstünü çıkaracağı vakit, bir anda kapının çalmasıyla irkildi. Taehyung'u onun zihnini okuduğu düşündü ve gülümsedi. Taehyung dışında kimseyi beklemediği için hızlıca kapıya doğru yöneldi ve anında kapıyı açtı. Açtığı anda ise, yüzündeki gülümseme anında yok oldu. Min Seo tam karşısında duruyordu ve o, görmeyi beklediği son kişiydi.

"Girebilir miyim?"

Jin, sorusuna cevap verir gibi kapıdan çekildi ve içeri girmesine izin verdi. Kapıyı kapattıktan sonra salonda ilerleyen Seo'ya döndü. Ayakta dikilirken, kollarını göğsünde birleştirdi ve soru sorar gözlerle ona bakmaya başladı.

"Seni özledim Jin."
Jin, duyduğu bu cümle karşısında alaycı bir şekilde gülümsedi. "Bunun için mi geldin buraya?" Seo'nun gözleri ise ağlamaklıydı, Jin'den böyle bir tepki gördüğü için iyice gözleri dolmuştu. "Gerçekten beni çok çabuk silmedin mi? Hiç mi özlemiyorsun beni artık?"

Jin, Seo'yu ilk defa böyle görüyordu. Kendisine karşı genelde baskın olduğu için bu davranışları genelde Jin yapardı. Bir anda işlerin değiştiğini görmek onu içten içe mutlu etmişti ama Seo'nun onun yüzünden böyle olmasını da istemiyordu.
"Seo, benim yüzümden böyle olmanı istemiyorum. Sadece kendi yoluna bakmayı dene." Seo ise duyduğu her kelimede tekrar şaşırıyordu.
"Cidden Jin, beni hiç mi sevmedin?" Jin bu soruyu duyduğunda sinirlendi ve bir anda içindekileri hızlıca dökmeye başladı.

"Sen...sen son zamanlarda benim nasıl hissettiğimi biliyor muydun ha? Kendi peşinden beni oyuncağın gibi koşturdun. Hatta çoğu zaman görmezden geldin. Senleyken ne kadar yalnız hissettiğimi biliyor musun? Her zaman tek amacım seni mutlu etmekmiş gibi davrandın bana. Sadece yanımdayken, benim evimdeyken aramız güzelleşiyordu ve sonra sen, yine aynı tavırla hayatına devam ederken yorulan sadece ben oluyordum. Sana sevgim olduğu için bu zamana kadar dayandım. Ama artık...artık senden soğudum biliyor musun? Uzun bir süre düşündüm ve sensiz daha mutlu olacağımı düşündüm ve...artık öyleyim."

Eternal Sunshine | TAEJİN/VJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin