Eternal Sunshine | TAEJİN/VJİN

23. Bölüm

Ortam ışıl ışıldı. Sahnedeki sanatçının duyurusundan sonra müzik kaldığı yerden devam etti. Müziği duyan kalabalık, ritmin de etkisiyle bir anda sevinç içinde bağırdılar ve oldukları yerde dans etmeye başladılar. Sahnenin önünde kalabalık rahatça dans edebilsin diye boş bırakılmış büyükçe bir alan vardı. Bu alanın etrafına ise minik daire şeklinde masalar koyulmuştu. Herkes kokteyldeymişçesine masaların etrafında ayakta duruyor, beraber içki içiyorlardı. Işıklandırma her ne kadar güçlü olsa da, ışığın ulaşamadığı yerler hala kapkaranlıktı.

Masanın etrafında durup içki içen yedi arkadaş ise kalabalığı izliyordu. Daha ortamın havasına alışamamışlardı. Bu sırada Taehyung her zaman Jin'in dibindeydi. Mezuniyetinin her dakikasını onunla geçirmek istiyordu. Herkes kendi halinde takılırken, müziğin ritmini hisseden Hoseok bir anda olduğu yerde kıpırdamaya başladı. Minik kıpırdamaları yavaş yavaş dansa dönüşürken yüzünde büyük bir gülümseme oluştu.

"Hadi gençler dans etmeyelim mi vuhuuuu!"

Hoseok, arkadaşlarının masa etrafında oluşturduğu çemberi dolaşarak ilk önce Yoongi'nin yanına gitti ve ellerinden tutarak zorla dans ettirmeye başladı. Bu sırada Yoongi ellerini kurtarmaya çalıştı ve gözlerini iyice kısarak "Yapmaa yapmaa!" diyerek söylendi. Hoseok ise onun bu tavrını komik buldu ve çemberin etrafında dans ede ede yürümeye başladı. Bu sefer de elleriyle Jin'i yakalamıştı.

"Hadi hyungiim..sen dans etmeyi seversin!"

Hoseok, Jin'in ellerinden kavrayıp bırakmadı ve ayak hareketleriyle hızlıca dans ederken, tek bir kolunu kaldırıp Jin'in kolunun altından geçmesini sağladı. Jin en başta utansa da, Hoseoktan aldığı enerjiyle o da bir anda dans etmeye başlamıştı.

"Niye burda duruyoruz kalabalığa gidelim, hadi!"

Hoseok, Jin'i çekiştirdiğinde herkes onların bu şapşallığına gülüyordu. İkisi kalabalığa doğru gittiğinde, Taehyung da onların yanına gitmek istedi. Dans ederken de Jin'in yanında olmak istiyordu. Bu gece o kadar yakışıklı olmuştu ki, kadrajına başka hiçbir şey girsin istemiyordu.

Tek başına giderse tuhaf olacağı için Jimin'in kolunu sıkıca tuttu ve dans pistine doğru sürüklemeye başladı.
"Oo beni dansa mı kaldırıyorsun daha doğrusu çekiştiriyorsun Taehyungshii."

"Bu aralar keyfin çok yerinde belki dansınla enerjini atarsın Jiminshi."

Taehyung ve Jimin, dansın ritmine uyarak küçük hareketlerle kalabalıkta Hoseok ve Jin'i aradı. Dörtlü buluştuğunda, Hoseok arkadaşlarını gördüğü için iyice keyfi yerine gelmişti.
"Hadii gençler durmak yok!"

Hoseok'un enerjisi tüm dünyaya yetecek gibiydi. Diğerleri ona kahkaha atarken, Taehyung ve Jin göz göze geldi. Gözleri buluştuğunda Jin, onu yanına çağırırcasına işaret etti. Daha sonra Taehyung olduğu yerden hareket edip Jin'in karşısına dans etmeye geldi. Müzik o kadar şiddetliydi ki, birbirlerini duymaları için bağırmaları gerekiyordu. Bu yüzden Taehyung, Jin'in kulağına iyice yaklaştı.

"Çok şapşalsın ve ben bunu çok seviyorum."

"Demek şapşalım?"

Jin, dans hareketlerini iyice garipleştirip Taehyung'u güldürmeye başladı. Dışardan yakışıklı, sakin duruşuna karşılık, şimdiki hareketleri şapşal ve tatlıydı. Taehyung bir anda onun yanaklarını ısırmayı düşündü. Etrafında kimse olmasa ona kocaman sarılıp göğsünde hapsedebilirdi.

Jin'in ise tek amacı Taehyung'un yüzünü güldürmekti. Artık onun sürekli yanında olmasına alışmıştı. Mezuniyetini asla bu şekilde kutlayacağını düşünmemişti. Şimdi yanında arkadaşları ve Taehyung vardı. Taehyung, artık diğerlerinden ayrıydı, onun için özeldi. Şu an her zamankinden mutluydu. Taehyung ile sürekli birlikte olmaları, kalabalıkta bir anda gözlerinin buluşması hatta minik kıskançlıkları bile onu heyecanlandırıyordu. Bu, yepyeni bir duyguydu. Taehyung onun için apayrı, güneş kadar aydınlık bir sayfaydı. Hatta belki de defterinin son sayfasıydı, üstüne başka sayfalar açmayacağına yavaş yavaş emin oluyordu.