12.Bölüm

720 98 55
                                    

Herkese merhabaaaa
Umarım hikayeden sıkılmamışsınızdır çünkü asıl olaylara daha yeni geliyorum. Bazı eksiklerin toplanması için böyle bölümler de gerekiyor. Vote atmayı unutmazsanız mutlu olurum. İyi okumalar 🥰

Joon'un yanına geldiğinde onu caddedeki kaldırımda otururken buldu. Kafasını çevirdiğinde ise Min Seo'nun eğlendiği mekanın önünde olduğunu fark etti.

"Biraz daha diplerine girseydin, böylece fark edilmen daha zor olurdu?" Taehyung, arkadaşının dikkatsizliğine sinirlenmişti. Bu konuda aşırı titizdi ve onun da öyle olmasını istiyordu. Joon, kendisine sürekli ters davranan arkadaşına gıcık olmuştu.

"Senin yüzünden saçma sapan işler yapıyorum ve hala bana ters mi yapıyorsun? Senin ağzına sıçarım." derken yerinden kalkıp hızlıca Taehyung'un omzundan hızlıca ittirdi. Taehyung itilmenin etkisiyle geriye doğru sendeledi ama hemen toparlandı ve tepki vermedi. Ona yardım edebilecek tek kişi şu an Joon'du. Bu yüzden ona daha sakin davranmaya karar verdi.

"Tamam tamam sakin ol, kusura bakma. Benim için önemli olmasa bu kadar gergin olmam." Kendisinden özür dilenince Joon biraz da olsa yumuşadı ve tekrar konuştu. "İstediğin şeyi vermiyor işte kız, daha fazla izlemek anlamsız."

Taehyung aklından geçenleri arkadaşına anlatmaya karar verdi. İstediği şeyi kendisi alacaktı. "Bir planım var ve sana çok iş düşüyor Joon." Taehyung'un kararlı ve kendinden emin bakışlarını görünce korkan Joon ise "Ne?" diye sorabildi sadece.
"Bak, öncelikle bunu hatrım için değil, para için yapacaksın. Sana istediğin kadar para veririm."

"Ne istediğini söylesene sen."

"Birazdan içeri gireceğiz ve bir masada oturacağız. Biraz bekledikten sonra tanışmak için Seo'nun yanına gideceksin. İçki falan ısmarla ne bileyim yavşa işte biraz. Sarhoş değilse sana karşılık vermeyecektir eğer olur da seni terslemezse ya da sarhoşsa yanlarında oturacaksın ama ters teperse, onu zorla öpmeni istiyorum. Bir fotoğraflık küçük bir öpücük. Ben de orda olacağım zaten ve anında fotoğraf çekeceğim." Taehyung aklından geçenleri normalmiş gibi anlatırken Joon duyduğu cümleler karşısında iyice şaşkına dönmüştü ve gözleri faltaşı gibi açılmıştı.

"Sen gerçekten manyaksın! Nasıl zorla öpebilirim kızı?! Bu gerçekten bu kadar önemli mi? Sen çıldırmışs-" Joon sinirle söylenirken Taehyung ani bir hareketle çocuğun yakasına yapıştı ve tehditkar bir tavırla kulağına fısıldadı.

"Onun elinden almam gereken biri var ve sen hiç yardımcı olmuyorsun. Sana para vereceğimi söyledim. Ne kadar istersen hem de. Ama hala kabul etmiyorsan bu kararlılığımı seni benzetirken de gösterebilirim." Taehyung artık rica değil, emir veriyordu. Joon ise arkadaşının bu tavırlarını anlayamadığı için ondan korkmuştu. Daha önce tanıdığı çocukla hiçbir alakası yoktu.

"T-tamam b-bırak beni. Yapacağım ama sadece para için. Sonra defolup gideceğim ve beni bir daha asla aramayacaksın." Joon ondan korktuğunu belli etmemeye çalışıyordu. Teklifinin kabul edildiğini duyan Taehyung kocaman gülümsedi. Ellini Joon'a uzatarak "Ne kadar istersen" dedi ve gülümsemeye devam etti.

***

Mekana beraber girdiklerinde, Seo ve arkadaşlarından uzak bir yere oturdular. Ortamın etkisiyle fark edilmeleri imkansızdı. Taehyung, Joon'u hemen harekete geçmesi için yolladı ve izlemeye başladı. Joon barın orda oturup içki alırken, onlara nasıl yanaşacağını planlıyordu. Biraz zaman geçince Seo, barın yanına içki almaya gitti ve Joon da hemen onu takip ederek yanına oturdu. Ona birkaç cümle söyledi ama Taehyung uzakta olduğu için sadece izliyordu ve elinde kamerayla tetikte bekliyordu. Sürekli gülmesinden ve kahkaha atmasından Seo'nun aşırı sarhoş olduğunu anladı. Joon ile birkaç dakika konuştuktan sonra yerine dönmek için kalkan Seo, alkolün etkisiyle sendelemeye başladı. Bunu gören Joon hemen onun belinden tuttu ve dibine yanaştı. "Tepki vermediğine göre aklı iyice gitmiş." diye düşündü Taehyung.

Elinde daha fazla kanıt olsun istediği için her anı fotoğrafladı. Onu arkadaşlarının yanına götürmeden önce, aklı başında olmayan Seo'yu yavaşça Taehyung'un olduğu masaya doğru götürdü. Seo hiçbir şeyin farkında değildi ve elindeki belin komutlarına göre hareket ediyordu. Taehyung telefonunu iyice kaldırdı. Fotoğrafının çekildiğinden emin olan Joon ani bir hareketle Min Seo'yu kendine çevirdi ve 5 saniye boyunca onu öperken, Taehyung onlarca fotoğraf çekmişti. Seo anın etkisiyle şaşkınlıkla taş kesilmişti. Bir saniye sonra öpüldüğünü fark eden Seo, ne olduğunu anlayıp çığlık atmaya başladığında, Joon kalabalığın arasından hızlıca sıyrılarak kaçtı. Mekanda aşırı yüksek ses olduğu için kimse onun bağırmasını umursamamıştı. Bir anda nerde olduğunu anlamadı ve kendi kendine arkadaşlarının masasını aramaya başladı. Onun bu salak hallerinden aşırı zevk alan Taehyung ise yavaş hareketlerle içkisinden bir yudum aldı ve parasını bardağın altına koyup yerinden kalktı. Mekandan çıktığında kahkaha atarak derin bir nefes aldı. Yol üstünde çektiği fotoğraflara göz gezdirirken aşırı mutluydu. "Kolay lokma oldu. Bu kız gerçekten çok aptal." diyerek kendi kendine konuştu. Bu kadar basit olmasını beklemiyordu. "Sarhoş olunca her istediğimi yapacak gibi." diye düşündü. Bunu aklına not etmişti.

Birkaç sokak ilerleyince onu bekleyen Joon'u köşede saklanırken gördü ve onun bu korkak haline güldü. "Kimse takip etmiyor seni salak, rahatla." Joon takip edilmediğini anlayınca rahat bir nefes aldı.

"Paramı ver de defolup gideyim artık"

***

Günlerdir almak istediği malzemeye, olaya müdahale ederek hemencecik sahip olmuştu. Kendisi bile bu kadar kolay olacağını düşünmemişti. Min Seo'yu en savunmasız anında yakalamıştı ama bundan gram pişmanlık duymuyordu. Sadece Seokjin'e nasıl göstereceğini bulması gerekti. Öncelikle bir bahane ve yalan uydurması gerekiyordu.

Jin'in üzüleceğini biliyordu ama bazı şeyler için fedakarlık yapması gerekti. Bundan sonra üzülen kendisi olmayacaktı. Jin'in üzüldüğü her dakika onun yanında olmayı planlıyordu.
Ertesi gün okula geldiklerinde yine hep beraber oturuyorlardı. Her zaman olduğu gibi Jin daha yanlarına gelmemişti. Taehyung ise onun nerde olduğunu merak ediyordu. Herkes yan yana oturmuş konuşurken Jimin yavaşça Taehyung'un yanına geldi ve kimsenin duymayacağı şekilde konuşmaya başladı.

"Meseleyi halledebildin mi Tae?" Jimin, Jinle barışıp barışmadıklarını merak ediyordu. Jin'in arkasından iş çevirdiği için hala pişmandı. Taehyung normalde ona hiçbir şey anlatmayacaktı ama kendisine yardım ettiği için söylemek zorunda hissetti.

"Aslında ben bir şey yapmadım Jiminshi. Kendisi evime geldi benden özür diledi." Jimin duyduğuna şaşırmıştı bu yüzden yüksek bir sesle "Gerçekten mi!?" diye bağırdı. Jiminin sesini duyan çocuklar anında onlara döndüğünde "Aa pardon gençler fazla bağırdım." dedi ve olduğu yere sindi. Dikkatler üstünden dağılınca tekrar Taehyung'a eğildi.

"O zaman eskisi gibisiniz artık değil mi?" Taehyung onun bu masumluğu karşısında gülümsedi ve elini omzuna atarak. "Aynen öyle jiminshi. Senin sayende ama." dedi.

Onlar kendi aralarında konuşurken yanlarına Jin ve Seo el ele gelmişti. Dışardan hiçbir dertleri yokmuş gibi gülüp el ele tutuşan çifti görünce Taehyung kendi içinde sinirlenmişti ama asla belli etmedi. "Oo Jin Hyungim gelmiş" diyerek olduğu yerden kalktı ve Jin'e kocaman sarıldı. Bunu yaparken Jin'le Seo'nun eli istemsiz ayrılmıştı. Taehyung'un amacı da buydu aslında. Bilerek Min Seo'yu sinir etmeye çalışıyordu. Min Seo'nun gözlerini devirdiğini ise sadece kendisi görmüştü. Bu durumdan memnundu, zaten akşam işini tamamen bitirecekti. Herkesin duyabileceği bir şekilde "Hyungim çıkışta beni bekler misin? Biraz beraber takılalım."

Taehyung'un teklifini duyan Seo ise gıcık olmuştu. Jinle araları soğuk sanıyordu. Jin, Seo'nun tavırlarını anlıyordu ama Taehyungla daha yeni barışmışken onu reddedemezdi. Bu yüzden "Olur tabi." diyebildi sadece.

"Ben derse gidiyorum Jin, sonra görüşürüz çocuklar" derken, samimiyetsiz bir gülümsemeyle hepsini selamladı. Diğerleri de ona isteksizce el sallarken, Jin Seo'nun arkasından bakıyordu ve çocuklara dönüp, "Ben de gitmeliyim çocuklar, görüşürüz" derken hızlıca Seo'ya yetişmeye çalıştı. O sırada Taehyung yüksek bir sesle arkasından Jin'e bağırdı.

"Akşam beni bekle hyungim, çok önemli".

Eternal Sunshine | TAEJİN/VJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin