2. Bölüm

1.1K 133 137
                                    


Hepsi dersten çıkmış kampüs bahçesinde oturuyorlardı. Hava mükemmeldi. Gökyüzünde baharın geldiğini belli eden tatlı bir mavilik, havada ise hafif ama yaz kokan bir rüzgar vardı. Hiçbiri üşümüyordu. Çimenlerde daire oluşturup oturmuşlardı ve atıştırıyorlardı. Evlerine dağılmadan önce sohbet ediyorlardı. Diğerleri birbirleriyle şakalaşırken Taehyung sessizdi. Diğerleri bunu fark etmişti.

"Neyin var sabahtan beri? Sabah neşen yoktu o kadar zaman geçti hala aynısın." diye sordu Yoongi. Her zaman aşırı neşeli olan Taehyung'u böyle görmek onu garip hissettirdi.

"Bu aralar pek keyfim yok hyung, bahar gelince böyle oluyorum galiba"

"Neşen yerine gelsin diye ne yapabiliriz acaba" diye kendi kendine soru sordu Namjoon düşünceli bir tavırla.
Bu saatten sonra grubun tüm amacı Taehyung'u güldürmek olmuştu. Jimin, Taehyung'un sıkıntılarını bildiği için bu konuşmalarda sessiz kalmıştı. Yalan söyleyemiyordu. En ufak bir şeyi ağzından kaçırırsa Taehyung ona çok kızardı çünkü diğer çocuklar onun bu duygusal yönünü çok görmemişti.

"Bu akşam dışarı çıkalım mı? Hem de kafa dağıtmış oluruz bir şeyler içeriz" diye teklif sundu Hoseok.
Jimin, Jungkook ve Hoseok hemfikir olmuştu. Yoongi ve Namjoon gelemeyeceklerini, yapmaları gereken projeler olduğunu söylemişlerdi. Fakat Jin sessiz kalmıştı.

"Hyung, sen bir şey söylemedin. Gelmeyecek misin?" diye sordu Jungkook.

"Aslında gelmek istiyorum ama Min Seo'ya söz vermiştim onla bir şeyler yapacaktık." dedi Seokjin kararsız bir tavırla. Min Seo ile iki senedir beraberlerdi ve ilişkileri iyi gidiyordu. O, diğerlerinden ayrı bir yoldaydı. Evlenmeyi bile düşünüyordu.

"Son zamanlarda sevgilinle yakın arkadaşların arasında denge kuramıyorsun hyung-im, kırılıyoruz artık" dedi Jungkook. Jungkook haklıydı. Seokjin son zamanlarda Min Seo'ya daha çok zaman ayırıyordu ve diğerleri bundan şikayetçiydi. Eskisi gibi hep beraber takılmak istiyorlardı fakat Jin işleri biraz zorlaştırıyordu. Aslında Namjoon ve yoongi de sevgilileriyle takılıyorlardı ama dengeyi kurdukları için arkadaşlarından laf yemiyorlardı.

"Benim için kimsenin plan bozmasına gerek yok arkadaşlar. Herkes kendi hayatında takılsın" dedi Taehyung. Seokjin'e sinir olmuştu. Arkadaşları ona iyi geliyordu ama Seokjin her seferinde ortamı bozuyordu. Bu yüzden Min Seo'yu da çok sevmiyordu. Gıcık olduğu birine bir daha ısınamıyordu.

Seokjin, Taehyung'un bu tavrını anlayamamıştı. "Önceden planladığım bir şeyi anlık bir planla yok etmemi mi istiyorsunuz arkadaşlar? Söz vermemiş olsam gelirdim." İmalı söylemişti bu lafları. Kendisine karşı olan tavıra anlam verememişti. Hoseok gergin havayı dağıtmak için hemen lafa daldı.
"O zaman bu akşam biz müsait olanlar takılalım, sonra Seokjin hyung da katılır bize, değil mi?"
Seokjin başıyla onayladı.

O gece Jimin ,Jungkook, Taehyung ve Hoseok beraber içmeye gitmişlerdi. Bahar akşamı olduğu için ortam kalabalık ve neşeliydi. Karanlıktaki ufak esinti tüylerini ürpertse bile üşümüyorladı. Yan yana yürüyerek bir mekana girdiler. Karanlık olan mekanda kendilerine uygun bir yer bulup oturdular.
Dördü de bira söylemişti. Havadan sudan konuşuyorlardı. Taehyung'un neşesi kısmen yerine gelmişti. Kalabalık yerleri seviyordu. Sosyal olduğu için hemen kendine konuşacak birilerini de bulabiliyordu. Bu ortamlarda birileriyle tanışmayı seviyordu. Arkadaşlarıyla biralarını tokuştururken bir yandan etrafı izliyordu. Mekanda gerçekten güzel kızlar vardı. Fakat duruma göre bazı erkekleri de beğeniyordu. Kendisinin biseksüel olduğuna çok önceden karar vermişti. Daha önce beğendiği çok erkek çıkmıştı karşısına. Hatta bazılarıyla bir süre takılmıştı ama uzun sürmemişti.

Mekanı süzdükten sonra arkadaşlarına döndü. "Siz ne zaman birini bulmayı düşünüyosunuz gençler? Hep böyle sap takılmak hoş mu? Dedi gülerek.

Arkadaşlarıyla dalga geçmeyi seviyordu.
Jimin sırıtarak "Sap olduğumu nerden çıkardın? Ben de kendime göre birileriyle takılıyorum." dedi

Diğer üçlü şaşırmıştı. "Hangi ara biriyle takılıyosun Jimin-shi? Sürekli bizimlesin." diyerek dalga geçti Jungkook. Hepsi de ona katılmıştı. Şimdi üçü de Jiminle dalga geçiyordu.

"Evimde sizle takılmıyorum ama değil mi" dedi Jimin. Diğerleri tam o an aydınlanmıştı.

"Tamam artık senin evinde kimlerle ne yaptığını merak etmiyoruz" dedi Hoseok ve devam etti. "Ben sap olmayı seviyorum. Şu an kimseyle uğraşacak durumda değilim işler ciddileşir falan korkuyorum" dedi ve Taehyung'a döndü. "Senin hayatında kimse yok mu Taehyung? Belki bir kızla takılmak sana iyi gelir." dedi.

"Bu aralar kimseye ilgim yok hyung-im" diyerek
geçiştirdi Taehyung. Yalan söylüyordu. Bu aralar "kızlara" herhangi bir ilgisi yoktu ve diğerlerinin bunu bilmesini istemiyordu.

Birkaç saat geçmişti. Hiçbirinin kafası yerinde değildi. Bazen aralarında saçma sapan konuşup gülüşüyorlardı bazen de çalan şarkıya eşlik ediyorlardı. Aşırı eğlendikleri bir zaman Taehyung suratını kapıya çevirmişti. Yanında oturan Jungkookla aynı şeyi görüyorlardı.

Seokjin ve sevgilisi Min Seo el ele içeri girmişlerdi. Hemen fark eden Jungkook bağırdı. "Bakın çocuklar Jin hyungim gelmiş"

O sırada Jimin ve Hoseok arkaya dönüp baktılar. Jin onları fark etmemişti.
Jungkook'un bağırdığını duyan Taehyung Jungkook'un omzuna hafif bir yumruk attı.
"Aptal neden bağırıyorsun? Bizi görecekler şimdi." dedi kızarak.
"Ne vuruyorsun ya görseler ne olacak yabancı mı sanki" dedi Jungkook acıyan omzunu ovarken.

"O kızı bir türlü sevemedim hiç samimi gelmiyor. Konuşması da çok sinir bozucu. Seokjin hyung şu kızda neyi beğendi çözemedim." dedi bıkkın bir tavırla. Gerçekten o kızı sevmiyordu. Aslında toplulukta tanışıp arkadaş olduktan çok kısa süre sonra Seokjin Min Seo ile sevgili olmuştu. Ama o zamanlar arkadaşlıklarını çok etkilemiyordu. Zaman geçtikçe kızın daha çok hayatlarına girdiğini hissetti Taehyung. Zamanla Seokjin'in de tavırlarını değiştirmişti Min Seo. Kendi gıcıklığını ona geçiriyordu sanki.

Diğerleri Taehyung'u dinledi ve kendilerini belli etmediler. Taehyung arkadaşlarıyla konuşurken bir gözüyle Seokjin'in masasını kesiyordu. İstemeden bile olsa gözü o masaya gidiyor daha sonra bıkkın bir tavırla kafasını çeviriyordu. Seokjin ve sevgilisi bayağı eğleniyordu ve Jin uzaktan bayağı bakımlı görünüyordu. Giydiği gömleğin yakası bayağı açıktı ve dikkat çekiyordu. Ara sıra sevgilisiyle birbirlerini öpüyorlardı.
Taehyung ise ara sıra uzağındaki bu manzaraya bakmayı bir türlü kesmemişti. Aslında bir şey olduğu yoktu. Sadece izlemek istiyordu.

Min Seo'nun arkası Taehyung'a dönüktü. Seokjin anın ve içkinin etkisiyle gülerken sevgilisinin dudağına tutkulu bir öpücük bırakmak istedi. Tam sevgilisini öpmek için yaklaşmışken elinde birasıyla karanlıkta oturduğu yerden onları izleyen Taehyung ile gözleri buluştu. Taehyung'un gözlerinin içine bakarak sevgilisini ateşli bir şekilde öptü. Taehyung saniye saniye onları izledi...

Eternal Sunshine | TAEJİN/VJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin