MELEK [bxb]

-2-

Heyecanımdan elim ayağım durmazken , mutfakta kola dolduran Fatih'e bağırdım.

"Yazdı lan yazdı!" Fatih elinde kolalarla beraber gelirken, dökmemek için büyük çaba sarfediyordu. Beni duymadığını düşündüğümden tekrar bağırarak sarstım onu.

"Yazdı diyorum olum! Cevap yazdı!" Fatih dengesini sağlamaya çalışıyordu. Fakat bu hareketi kolalarla beraber yere düşmesine sebep oldu. Fatih sinirle söylendi.

"Lan olum geldik patlama. Allahtan halıyı yıkatmaya vermiştik. Yoksa annem bizi mafederdi. Dur bi dakika yazdı mı dedin sen?!"

"Evvetttt! " Fatih saçını eliyle geriye tararken bana göz kırptı.

"Ben dememiş miydim? İşe yarar diye. Heyytt be bu zekaya kurban ol kurbann. Bakiyim mesajlara?" Telefonu ona uzatırken bu kısa mesajlaşmamıza anırarak tepki vermişti. Ensesine bi tane yapıştırarak yüzüne eğildim.

"Lan ne anırıyosun komik mi?"

"Abi enişte sana fena ayar vermiş yalnız."

"Onun ayarına kurban. Sonunda bir şekilde iletişim kurduk ya o bile yeter bana."  O sırada Fatih'in telefonuna mesaj geldi. Fatih mesaja bakıp, kafasını kaşıdı.

"Kimden gelmiş?" Tereddütle bana bakıp, dudağını ısırdı.

"Bizimkiler.. şey halısahaya çağırıyor da."

Bizimkiler lafıyla yüzüm düşmüştü. O da bunu farketmiş olacak ki. Aynı soruyu bana tekrar sordu.

"Gökay...Onlara söylemeyi düşünmüyor musun?"

"Bilmiyormuş gibi konuşma Fatih. Gazladın beni. Tamam dedim söyleyeyim. Daha ben birşey demeden , bütün homofobikliklerini kustular. Şimdi de suçlu ben oldum işte."

Fatih'in de yüzünün düştüğünü görünce sırtını sıvazladım.

"Boşver hem böylesi daha iyi gerçekten.."

Fatih biraz daha oturduktan sonra, benim ısrarlarım sonucu halısahaya gitmişti. Bende kendi evime geçmiştim. Kapıyı açtığımda evdeki sessizlik sinirimi bozsa da kendimi keyiflendirmeye çalıştım.

Sonuçta bugün konuşmuştuk öyle değil mi?