-12-

163 18 22
                                    

Selam çukulatalı pastalarımm!!

Medya😍

Pambık gibi bir bölüm yazdım sizin için uyumayıp💜

Bunlar daha yeni kaynaştı. Hızlı olmadı mı? Diye sormayın mevzuat bensem her an herşey olabilir şwpkskxks.

İyi okumalarr❤️

"Ben sevgilisiyim asıl sen kimsin?"

Karşımdaki yabancının bu sözleriyle , üstüne atlamamak için zor duruyordum. Bir süre manasızca bakıştıktan sonra , içimi ısıtan o sesi duydum.

"Efe ne yapıyorsun orda lan?"

Görüş açıma giren Berkle öne doğru atılarak konuştum.

"Şey ben eşyalarımı almaya gelmiştim de. Rahatsız ettim kusura bakmayın."

Saatlerce ağlamak istiyordum!

"Yok ne rahatsızlığı içeri geçsene?"

"Gerek yok. Seninde sevgilinle  randevunu böldüm."

Berk bana tip tip baktıktan sonra gür bir kahkaha attı. Sonra karşımdaki kumral çocuğun kafasına bir tane geçirdi.

Ah ben yerinde olsaydım, nerelerine geçirirdim o çocuğun!

"Yok be ne sevgililiği? Hele ki bu dangalakla! Ne dedin lan Gökay'a?"

"Ya öf vurup durma. Ne bileyim, sürekli dizilerde oluyor ya! Sevgilisini aldatırken basanlara, ordaki kötü kadınlarda diyor ya ben sevgilisiyim, sen kimsin?   diye özendim napayım!"

Ne denişik çocuktu bu aminakoyayim.

"Mal mısın Efe? Başka özenicek birşey mi kalmadı lan?! Hem Gökay benim sevgilim sanki aminakoyayim."

Gökay benim sevgilim sanki!

Homofobik değildi. Kendi adımla, onun sevgilisi vasfının beraber olması bile içimi hoş etmişti.

"Sende geç içeri Gökay dışarıda kalma."

İlk birkaç saniye dediğini algılamasam da sonra idrak edip, içeriye geçtim. Bu aşkın beni şapşik birşeye çevirdiğini söylemiş miydim?

İçeri geçince, Efe denen çocuk Berk'in odasına gitmişti. Berk ise beni misafir odası olarak tahmin ettiğim yere götürdü. Kapıyı kapattı ve bana adımladı.

"Kusura bakma o dangalağın böyle birşey yapacağını tahmin etmemiştim."

"Yok önemli değilde. Birden öyle bornozla filan çıkınca.. Sahi kimdi o?"

"Sorma ya. Kuzenimdi. Gelirken süs havuzuna düşmüş bu manyak havada soğuk zaten. Başıma kalmasın diye duşa soktum."

Etrafıma şöyle bir göz gezdirdim.

"Şey annenler filan yok mu? Bende geldim böyle ama.."

"Ah hayır yoklar. Sürekli işteler ve bu yüzden arada şu manyağı yolluyorlar yalnız kalmayayım diye."

"Hmm" diye olayı anlamamla koridordan Efe'nin böğürme sesi geldi.

"Beeeerrrkkkk! Beeeeerrrrkkkk! Baaaakkk biii! Ananaslı çoraplarım nerdeee!?"

Ben kıkırdarken, Berk ellerini havaya kaldırdı sabır dilenir gibi.

"Hey Allahım bakayım ben bi şuna."

O , odayı terkederken benimde telefonum çaldı.

"Ne var yine Meriç?"

"Nerdesin?"

"Napıcaksın la? Artık hesapta sormaya başladı evimizin dirrrreeği(!)"

"Saçma salak konuşma. Arabayı aldım. Bu soğukta yürümeni istemedim. Hasta olursan filan."

"Tamam tamam anladım. Konum atarım şimdi."

Telefon hâlâ açıktan Whattsap'a girip konumu attım. Anında görüldü olurken karşı tarafta homurdanıyordu.

"Bi iyilik yapalım dedik! Aminakoyayim tee neresi orası!"

"Vallaha ben konum attım. Keyfinin kahyası bilir paşam."

"İyi lan kapat kapat."

Meriç konuşmayı sona erdirirken , içeri Berk girdi. Elinde eşyalarımla.

"Burada eşyaların. Ama Gökay şimdi sen nerede kalıcaksın ki?"

"Merak etmeee sana daha fazla yük olmayacağım. Başka bir arkadaşımda kalacağım."

Dediğimde , koluma indirdi bir tane. Eli de sertti yârimin.

"Olum sen mesajlaşırken daha insaniydin sanki. Maşallah yan yana gelince açılıyorsun bi"

Hiç bir kötü niyetle söylemediğim cümle , Berk'in yüzünü asmasına sebep olmuştu. Benimde gülüşüm soldu anında.

"Yani ne bileyim insan yakın olduğuna böyle olur herhalde. Ben normalde insanlarla mesajlaşırım zaten. Hem tanımadığım birine kibar olmam gerekir değil mi? Hiç böyle yakın olduğum biri olmamıştı. Genelde çevremde işi düşen insanlar oluyor ve işleri bitince gidiyorlar. Ben de benden sıkılma diye yakın davrandım. Efe mesela! Onunla yakınım seninle de onun gibi olmamda bir sakınca görmedim. Ama yani, rahatsız oluyorsan böyle davranmam bi daha gerçekten!?"

Elleriyle hararetli hararetli ve kızararak söylediklerine kızmıştım. Ve aynı zamanda onu üzen herkesi şuan kendimde dahil tek tek yoketmek istiyordum. Onun bu samimi hallerinin altında , hassas naif  saf bir kalp yattığını bir kere daha anlamıştım. Havadaki ellerini, hafif dolmuş gözlerine bakarak ellerimle aşağı indirdim. Bir taraftanda bileğini okşuyordum.

Tamamen istemsizce..

"Berk.. Özür dilerim. Ben böyle düşüneceğini bilemedim. Seni üzdüysem özür dilerim. Ama gerçekten ciddi değildim."

Oldukça sakin konuşmaya çalışıyordum. Ellerimi bileğinden çekmeden konuştu o da.

"Asıl ben üzgünüm. Yani bir şakayı büyütecek kadar , takıntılıyım sanırım. Arkadaşlığımdan sıkıldın sandım."

Onun bu masum halleriyle içime sokasım geldi.

"Saçmalamayı kes lütfen. Hem ben senin ilk misafirin, ilk arkadaşın olmayı çok sevdim. Hem sen de benim bir ilkimsin."

Şaşırarak, öne doğru eğildi. Artık yüzlerimiz, daha yakındı birbirine.

"Ciddi misin? Hangi ilkinim ki ben senin?"

"Omzunda ağladığım ilk kişisin Berk. Hatta bırak omzunda ağlamayı, yanında ağlayabildiğim tek kişisin. Senden asla sıkılamam. Çünkü hep omzunda ağlayabileceğim tek kişi olarak kalıcaksın. "

"Bende sana asla darılmayacağım."

"Hmm neden?"

"Belki omzumda ağlamaya ihtiyacın olur. "

Yiaaa şapşikler🤍

Ben daha ölsem bu şipi bozmam çok minnoş olmadılar mı??

Belkide bozarım bilmiyorum hiç emin değilim!

İyi geceler

00.10🌌

MELEK [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin