Selamlarr🤞
Bu bölümü ilk okuyucum uzayli1kediii ye ithaf ettim gitti❤️İyi okumalar🪐
Yavaşça çayımı yudumlarken, bir taraftan da omletini dilimlemeye çalışan Berk'i izliyordum.
Her saniye her dakika onu izlesem usanmazdım. Sanırım aşkın yan etkilerinden biriydi. O da bakışlarını bana çevirip, göz kırptı.
Bu harekete içim erise de tebessüm etmekle yetindim. İkimizde sessizdik. Bu sessizliği boğazını temizleyerek Berk bozdu.
"Gökay?"
"Hmm?"
"Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?"
"Ne hakkında?"
"Ev.. Yani kalıcak bir yerin var mı? Sonuçta günlerini çardaklarda geçiremezsin. Kışta geldi."
"Bilmiyorum. Daha düşünmeye fırsatım olmadı. Bir şekilde halletmeye çalışacağım."
"Ben aslında-" Berk konuşurken, lafını kesen çalan telefonum olmuştu. Ekranda Fatih'in adını görünce, Berk'e elimle işaret edip telefonu açtım.
"Alo?"
"Berk nerdesin olum sen!?"
"Noldu ya ne bağırıyosun?"
"Biz buluşucaktık ya bugün. Evine geldim. Çaldım kapıyı kimse yok. Gittim senin huysuz ev sahibine sordum. Kovdum o iti. dedi. Noluyor olum nerde kaldın sen dün? Bana neden haber vermedin!?"
"Bir arkadaşımın evindeyim Fatih."
"Özgür de misin yoksa?"
"Hayır Fatih. Olanları biliyorsun. Onlarda değilim."
"E Meriç'e siksen gitmezsin. Kimdesin olum? "
"Berk'teyim Fatih. Oldu mu?" Karşı taraftan bir süre ses çıkmadı. Sonra gür bir oooo sesi geldi.
"Kanka enişte seni fırsattan istifade eve mi attı hemeğn eğveğveğv"
"Sus lan gevşek. Anlatırım bir ara. Her zamanki çay bahçesinde mi buluşuyoruz?"
"Kanka evette, ben sizin randevuyu filan bozmuyorum di mi? Bak çekinmeden söyle valla."
Dişlerimi sıkarak, sakinleşmeye çalıştım. Bi andan da telefonun sesini iyice kısıyordum. Berk duyardı filan. Karşımdaki Berk ise yemeğiyle ilgileniyormuş gibi yapsa da , dikkati buradaydı.
"Kapat Fatih kapat."
Telefonu kapatıp, masaya koyduğumda Berk ile göz göze geldik. Açıklama gereği duydum.
"Arkadaşım da. Bugün buluşucaktık unutmuşum. Kusura bakma. Sen ne diyordun?"
"Hiç. Birşey demiyordum. Bi çay daha içer misin?"
******
"Ne alırdınız?" Karşımdaki Fatih'e bakıp, cevapladım.
"İki sade kahve."
"Hemen getiriyorum efendim."
Garson yanımızdan giderken, Fatih sandalyede gevşedi ve çarpık bir gülüş attı.
"Yani kardeşim. Evden atılmana mı üzülsemm? Berkle yakınlaştığına mı sevinsem? Bilemedim. Ama afferin sana kedi olalı fare tutmuşsun."
Ofladım.
"Sorma Fatih sorma. Berkle olmak güzeldi. Beni arkadaşı olarak görse de. Ama yakın zamanda kalacak bir yer bulmam gerek. "
"Baban ödememiş mi?"
"Adamın 50 gündür eve geldiği yok. Nasıl hesap sorayım? Bir yerde ölüp gitmiştir belki de."
"Gökay belki de annend-"
"Sakın. Fatih. Sakın. Gerekirse bankta bile yatarım ama o kadından yardım istemem. "
"Olum iyi diyorsun da. Sokakta kaldın lan! Ev bulmak o kadar kolay mı? Kadın da seninle görüşmek istiyor. Bir faydası olsun istiyor işte fena mı?"
Histerik bir kahkaha attım.
"Fayda mı? Ciddi misin? Beni o evde 3 sene boyunca bir kere bile görmeye gelmedi. Telefonlarımı açmadı. İki sene önce yeni kocasının işyerine gittiğimde, beni kovmaktan beter etti. Şimdi de yararı mı dokunacak bana? Siktir ordan!"
Lafım bittğinde Fatih'in mahçup bakışlarını farketmiştim. Elimi omzuna atıp, sıkmakla yetindim. O sırada kahvelerimizde gelmişti. Fatihle laflamaya devam ederken, kapıdan giren iki bedenle gözlerimi Fatih'e çevirdim.
"Bunların ne işi var burada?"
Fatih arkasına bakmaya tenezzül bile etmeden , ellerini iki yana açtı.
" Artık birşeyleri konuşma vakti gelmişti kardeşim."
Kim geldi kii aceba🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK [bxb]
Teen Fiction•askıda• Artık kendimi tutamıyordum. Sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Titrek sesimle konuştum "Sen sözlerini tutarsın değil mi Berk?" "Ne sözü?" "B-ben ağlıyorum. Yine senin yanında. Senin kapında. Söz vermiştin hani? Ne olursa olsun ağlarken y...