Selamlar çukulatalı pastlarım🐼
Bu bölümü yazmak için türlü türlü duygusal video izledim...
Moda girdim ve olduğu kadar yazmaya çalıştım..
Ayrıca okumaya kitap bulamayanlar vs. Okuma listemde birbirinden harika kitaplar var oraya da bir uğrayın derim🤍
Oy ve yorumları eksik etmeyin❤️
Çantam sırtımda , okulun demir kapısında Berk'i bekliyordum. Meriçle gün boyu konuşmamıştık. Daha doğrusu o bana bakmaya tenezzül bile etmemişti. Üstüne gittiğim için pişmandım. Fakat şimdi Berk ile vakit geçiricekken , keyfimin kaçmasını istemiyordum. Biraz sonra , görüş açıma Berk girmişti. Beni gördüğünde heyecanla elini salladı. Ben de aynı şekilde karşılık verdim. Hızlı adımlarla yanıma kadar ulaştı.
"Selam."
"Selaamm."
"Nereye gidiyoruz?"
"Dediğim gibi herhangi bir park olabilir. Buralarda yakın bir park var mı bilmiyorum ama.."
"Ben biliyorum. Hadi gidelim."
Ezbere bildiğim sokaklara girerken , Berk'i de yönlendiriyordum.
"Gökay?"
"Hmm?"
"Bugün ben sınıfa girerken, konuştuğun çocuğu gördüm."
"Meriç'i mi diyorsun?"
"Sanırım oydu. Biraz sinirli gibiydi. Aranızda sorun olmadı ya¿"
Elimi geçiştiricesine savurdum.
"Amaann. Bir şey olmadı. Hem biz onunla uzun zamandır kardeş gibiyiz. Aramızda kalıcı sorunlar olmaz yani."
"Anlıyorum. Evet daha öncede sık sık görmüştüm yanında.. epey yakınsınız."
"Öyleyiz.. "
"Ama çok tuhaf bakıyor."
Bu dediğine, dudağımı ısırdım ve hafifçe kıkırdadım.
"Nasıl yani?"
"Yani ne bileyim.. Olur ya bi lafına , gözlerinin içine bakan ilgili sevgililerden.. aynı onlar gibi bakıyor."
"Şuan sevgilisi yok ama sevdiği biri var belki o yüzdendir." Berk ciddiyetini koruyarak önüme doğru eğildi. Biraz tereddütle konuştu.
"Şey.. acaba seni seviyor olabilir mi? Yani iki erkek birbirini sev-" cümlesi kahkahamla kesildi.
"Berk.. yani düşünceni küçümsemek istemiyorum ama öyle bir şey hayatta olmaz. Yani ben ve Meriç? Hem zaten Meriç hetero. "
"Şey kusura bakma yani bende pat diye dedim ama.." fırsattan istifade elimi koluna attım.
"Önemli değil Berk. Hadi park ileride."
Beraber , parka geldiğimizde ben kendimi banklardan birine atmıştım. Berk ise bir bana bir de parka baktı. Sonra omuzlarını düşürerek, bedenini yanıma bıraktı. Bir sorun olduğunu anlamıştım.
"Berk? İyi misin?"
"İyiyim. Sadece.. biz iyi dost olduk sanki. "
Dost kelimesini görmezden gelerek, yutkundum.
"Evet. İyi dost olduk biz."
"Buraya benimle vakit geçirmek için geldiğini biliyorum.. şey acaba beni şu salıncakta sallar mısın?"
Bu isteğine şaşırırken, benden çekindiğini farketmiştim. Bu yüzden , gülümseyerek kalktım. Ve salıncakların önüne geldim. Zaten park bomboştu.
"Hay hay.. Buyrun Berk Bey emrinize amadeyim."
O da gülerek bana ayak uydurdu. Salıncağa bindiğinde , onu hızlıca salladım. Bir süre sonra yeterince hızlandığında , kollarını açarak gözkapaklarını kapattı. Ben de manzaranın tadını çıkardım. Bir şeylerin
acısını çıkarmak istercesine daha da gülümsedi. Salıncakta işimiz bittiğinde, bu sefer ben devam etmiştim."Ee bitti mi? Bu kadar mıydı? Tahtravalliye binsek olmaz mı?" dediğimde , sadece beni onaylamakla yetindi. Lakin gözlerinde gördüğüm mutluluk , beni tatmin etmeye yetmişte artmıştı bile.
Yaklaşık bir saatin sonunda , kendimizi yine salıncaklarda bulmuştuk. Bu sefer dinlenmek için oturuyorduk. Bu bir saatte , tahtravalliye binmiştik. Onu kaydıraktan itmiştim. Hatta ona papatyadan taç bile yapmıştım.
Şimdi ise o yere bakıyor , arada bir gülümseyip kafasındaki tacına dokunuyordu. Bense gözlerimi ondan alamıyordum.
Gözlerini, sokakta dolaştırırken birden , o mutluluğun söndüğüne şahit oldum. Onun bakışlarını takip ettiğimde , kızlı erkekli bir grup çocuğun oynadığını gördüm. Yanımdan salıncağın sesi geldiğinde , gözlerim ayaktaki Berk'i buldu.
"Artık gidelim mi? Saat geç oluyor."
"Tabii." Beraber anayola çıktık. Aramızdaki garip sessizliği bozan o olmuştu.
"Teşekkür ederim Gökay. Bugün herşey çok güzeldi. O sıradan park benim için nasıl büyük bir maneviyata sahip oldu tahmin edemezsin."
"Önemli değil. Benim için de ayrı bir güzel oldu o park. Oraya genelde moralim bozukken giderdim. İlk defa böylesine eğlendim. Asıl ben teşekkür ederim."
"Rica ederim. Benimle bir şeylerini paylaşman beni mutlu ediyor. Ve ayrıca bu tacı da saklayacağım. "
Bugün gerçekten onunla çok eğlenmiştim. Başka biri olsa bu kadar zevk almayacağımı biliyordum. Aşk böyle bir şeydi işte. Her yaptığın aktivite onunlayken anlam kazanıyordu. İkimizde sırıtırken , yolun ilerisinde ki kargaşayla beraber bakışlarımız oraya döndü. İyice yaklaştığımızda , bir kazanın olduğunu görmüştüm. Bir adam ve bir çocuk sedyeyle ambulansa taşırken, yanımdaki bedenin sayıkladığını duydum.
"Fırat amca.." kaşlarım çatıldı. Bu adamı tanıyor muydu?
"Berk.. adamı tanıyor musun?"
Berk sayıklamaya devam ederken , ambulans çoktan uzaklaşmıştı.
"Berk!?"
Sonunda Berk irkilerek , bana baktığında gözlerinin dolduğunu görmüştüm. Duruma anlam veremezken , Berk'in kolundan tutup boş bir sokağa sürükledim. Birlikte yere oturduk.
"Berk iyi misin?"
"B-bu çok fazla." Daha fazla konuşmama kalmadan , Berk hıçkırarak ağlamaya başladı. Hemen onu kollarımın arasına aldım.
Gökyüzü bu anı beklercesine , karardı. Ve gök gürledi. Bardaktan boşanırcasına bir yağmur başladı. Onu sımsıkı sarmaktan başka şey gelmedi elimden. Benim bünyem dayanıklıydı ama o fazla hassastı. Hasta olmamalıydı.
Ve güzel kalpli çocuğun gözyaşları , gökyüzünün yaşlarına karıştı.
Yanındaki beden ise o sakinleşene kadar onu sarıp sarmaladı ...
Bitti.
Berk'in durumu hakkında ne düşünüyoresiniz?
Aklıma saçma salak senaryolar geliyor sürekli. Berk&Meriç düşünüyorum. Fatih& Gökay düşünüyorum. Şlwmdnkc.
Birkaç bölüme kurguya yeni bir karakter dahil olacak.. ve yüksek ihtimal siz sevmeyeceksiniz pek. Şimdiden spoi vereyim dedim.
Kaoslara çok az kaldı🤞
Umarım bir daha gecikme yaşatmam size.
Bir dahaki bölüme kadar sağlıcakla kalın <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK [bxb]
Teen Fiction•askıda• Artık kendimi tutamıyordum. Sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Titrek sesimle konuştum "Sen sözlerini tutarsın değil mi Berk?" "Ne sözü?" "B-ben ağlıyorum. Yine senin yanında. Senin kapında. Söz vermiştin hani? Ne olursa olsun ağlarken y...