-14-

148 18 27
                                    

Bölüm Meriç& Gökay bölümü gibi oldu .
Benim içime sindi şahsen. Bol diyaloglu bir bölüm oldu

iyi okumalar❤️

Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfenn🙏💜🥰

Özgürle konuşmamızın üzerine, üstüme anlamsız bir sessizlik çökmüştü. Meriç hâlen içeri gelmiyordu. Fatih ve Özgür kendi hâline takılıyor, özelden birlerini işletiyorlardı.

Burda boş boş oturmak istemediğim için, ayağa kalkıp adımlarımı balkona yönlendirdim. Kapıyı açmamla soğuk hava vücuduma nüfuz ederken, Meriç'in bakışları da bana dönmüştü.
Bana sorgulu gözlerle bakarken, omuz silktim.

"Sana bakmaya geldim. İçerisi boğdu biraz. " O da kafasını sallayıp önüne döndü. Düşünceli olduğu belli oluyordu. İçerideki davranışlardan, sevdiği biri olduğu da açıktı. Fakat kızı gözünde neden imkansız gördüğünü anlamış değildim. İdeal bir tipi ve iyi bir kalbi vardı. Onu reddedecek kızın ya kendini aşka kapatması ya da bir sevdiği olması gerekiyordu. Açıkçası şaşırmıştım. Özgür'ünde dediği gibi , beş ay önce köpek gibi sevdiği kızdan ayrılmıştı. Sebebini ise hiç bir zaman öğrenememiştik. Şimdi bir yarası ya da sıkıntısı varsa gidermek istiyordum. Belki dertleşmek iyi gelebilirdi.

Benim derdime derman bulunamamıştı. Ama belki onun için birşeyler yapabilirdim.

Önüme uzatılan , sigarayla Meriç'e döndüm. Sigarayı elinden alıp, dudaklarıma yerleştirdim. O da sigaramı yaktı. Şimdi karşılıklı içiyorduk. Konuşmaya bir yerden başlamam gerekiyordu.

"Sevmek bazen ağır bir yük olabiliyor. Bazen, ne bileyim yıldırıyor insanı. Sevdiğin kızın , senden haberi olmadığına kalıbımı basarım."

Meriç pür dikkat beni dinlerken, sonlara doğru kaşları çatıldı ve geriye yaslandı. Sigarasından bir nefes çekti.

"Öyle. Seviyorum ama haberi yok. Olsa da bir şey değişeceğini sanmıyorum. Aksine , aramızda olan iletişiminde kopacağını biliyorum."

İnkar etmeyip, bana derdini açmasına ufak bir tebessüm bahşettim.

"Sen buna sevgi mi diyorsun şimdi?"
Alayla konuşmama, gözlerini kısarak baktı.

"Nasıl yani?"

"Diyorum ki, insan sevdiği için çabalamalı. Sen durduğun yerde sadece severek nereye varabileceğini sanıyorsun? Ben söyleyeyim hiçbir yere.
Ona kendini açamadığın her vakit çok geç olacak, belki sana bir şans verecek ne biliyorsun? Bilemezsin. İnan bana şu ana kadar deneyimlediğim tek şey ;
Yapmayıpta pişman olmak yerine, yapıpta pişman olmak. Neden bu kadar imkansız bakıyorsun anlamıyorum ki? "

"O işler o kadar kolay değil. Kolay olsa sen yapardın önce değil mi? Seninde var kalbini ısıtan biri değil mi? Neden bana dediğini , kendin uygulamıyorsun?"

"Var.. Ama inan ben sabahlara kadar onun için içmiyorum. Onun için çabalıyorum gerçekten."

Meriç'in gözlerinin içine bakarken, o da bana derince bakmaya başladı. Gülümsedi silikçe. Gözleri bir yapbozun kayıp parçası gibiydi. Çok şey söylemek istiyor da yarım kalmış gibiydi.

"Güzel.. Umarım yakında mutlu olursun."

"Sen de mutlu ol sevdiğinle. "

"O yanlış biri, bu beslediğim sevgi tamamen yanlış kişiye farkındayım ama o kadar güzel ki bu yanlışın içinde bile bile boğuluyorum."

Sonunda birşeyler anlatmasına sevinirken, bir yandan da onun için üzülüyordum.

"Meriç.. biz hep yanındayız biliyorsun."

Sorgular gibi suratıma baktı.

"Peki ya sizin eski sevgililerinizden biriyse?"

İşte bu soruyu beklemiyordum. Bu ihtimali hiç düşünmemiştim.

"Yani.. bilmiyorum ama kim olursa olsun anlayışla karşılayacağına inanıyorum ben. Çocuk değiliz sonuçta, kalbin bize göre hareket etmediğini biliyoruz. Senin gözünde imkansız kılan buysa boş yere endişelendiyorsun bence."

"Peki ya başkasını seviyorsa?"

Berk'i düşündüm. Başkasını deli gibi sevdiğini, ona bir adım bile yaklaşamadığımı. Başkasının onu öptüğünü, sarıldığını... Boğazımda bir yumru oluştu.

"Her ne olursa olsun. Bu onun yanlış kişi olduğunu göstermez. Hiç bir sevgi yargılanmamalı." dedim sesim titrerken.

"G-gökay.. ağlıyorsun." diyip, elini yanağıma koyup gözyaşımı sildi. O söyleyene kadar, ağladığımın farkında bile değildim. İçimdeki o kadar birikmiş sıkıntı vardı ki artık benden bağımsız bir yerlerden dökülüyorlardı. Meriçte ilk defa ağladığımı gördüğü için şaşırmış olmalıydı. Hızla kendimi geri çektim. Ve ayaklandım. Meriçte alel acele konuştu.

"Senin de dediğin gibi. Ben her zaman arkandayım Gökay. Dertleşmek istersen burdayım."

"Sağol, kardeşim." diyip, kendimi balkondan eve attım. Adımlarımı lavaboya çevirirken, elimi yanağıma koydum Meriç'in dokunduğu yere... Kafamı hızla iki yana salladım.

Üzgünüm Meriç ama sadece onun omzunda ağlamaya söz verdiğim biri var..

Ağwağwağw çoksel bir bölüm oldu.

Sizce
Gökay & Meriç ship olurmuu?

↪️ Gökay& Berk?

↪️Gökay& Meriç?

MELEK [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin