Upuzunnnn bir bolumle geldimm✌️
Ağağağ ne oluyo bu bolumde ağağağağ
Medyaya bakin cabukk
Lutfeeennn oy ve yorumlarr
En cok yorumlar❤️
Iyi okumalarrr💋
Bir hafta sonra...
Yattığım yerde , iyice gerinerek belimi dikleştirdim. Berk'i yanımda göremediğimde etrafıma bakındım. Mutfaktan gelen mırıltılar ve tabak sesleri sorumu yanıtlıyordu.
Zaten neredeyse iyileşmiş koluma , dikkat ederek ayaklandım. Mutfak kapısına , geldiğimde sessizce kafamı pervaza yasladım.
Geçen bir haftada onunla her şeyi konuşmuştuk.
Bana ses kaydından , Asaf'la olanlardan bahsetmişti. Ben de ona hâliyle Asafla eskiden yaşadıklarımızı anlatmıştım. Başından beri ondan hoşlandığımı , o günki konuşmaları da aktarmak zorunda kalmıştım.
Benim yönelimimden dolayı değil , onu kullandığımı sandığı için bu kadar sert çıkmıştı. Asaf piçi uydurmuştu da uydurmuştu. Bunun için Berk'e kızamasam da , çokta yakın davranmıyordum. Çünkü hâlâ bana attığı tokatı , kapısından kovuşunu unutamıyordum.
"Ne yapıyorsun orda Gökay gelsene."
Berk'in sesiyle silkelenip , yavaşça hazırladığı kahvaltı masasına oturdum. Berk çayları koyarken , gözlerimi mutfakta gezdirdim. Bana çok iyi bakıyordu , iyiydi hoştu ama ailesini hiç görmemiştim.
Cidden bir hafta boyunca ailesi eve gelmemişti.
Çatalımı alıp dilimlenmiş salamı çatala taktım. Son zamanlarda herşeyi sindirerek yapıyordum. Yavaş hareket ediyor , hiçbir şey için acele etmiyordum. Üzerimdeki nedenini bilmediğim bir ağırlık vardı.
Kahvaltımızı yaparken , Berk arada sorular soruyordu. Bense kısa cevaplar veriyordum.
"Gökay?"
Gözlerini bana dikmiş , ciddiyete bürünmüş Berk'e karşılık verdim.
"Ne oldu?"
"Bu.. hep böyle mi olacak?"
Anlamazca ona baktığımda , derin bir nefes alarak devam etti.
"Sana alenen itiraf ettim. Senden hoşlandığımı söyledim. Sende benden hoşlanıyormuşsun. Herşeyi.." duraksadı.
"Herşeyi konuştuk. Ben.. iyi olacağımızı düşünmüştüm. Aramızdaki onca engelden sonra nihayet , vaktimizi beraber geçirebileceğimizi düşündüm. Ama sen bana o kadar uzaksın ki... Sorun ne anlayamıyorum."
Üzüntüsü sesinden bile belli oluyordu. Boğazıma oturan yumruyu , geçirmek istercesine yutkundum.
"Seni seviyorum Berk. Herşeyi açığa kavuşturduk. Konuştuk fakat geçmeyen bir şey var. Benim içimde.. gözümü her kapadığımda , beni kapından kovduğun , attığın tokat rüyalarımdan çıkmıyor. Üzgünüm , yapamıyorum. Sadece... Sadece bana biraz zaman ver olur mu?"
Her cümlemde suratı iyice düşen Berk , ağlamamak için kendini tutuyormuş gibi görünüyordu.
"Gökay ben-" dudağını ısırarak cümlesini yarıda bıraktı. Triyakisi olduğum kahve gözleri yüzümde dolandı , bir müddet.
"Seni bu kadar incittiğimin farkında değildim. Sen anlatınca farkettim."
Oldukça kısık bir sesle devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK [bxb]
Teen Fiction•askıda• Artık kendimi tutamıyordum. Sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Titrek sesimle konuştum "Sen sözlerini tutarsın değil mi Berk?" "Ne sözü?" "B-ben ağlıyorum. Yine senin yanında. Senin kapında. Söz vermiştin hani? Ne olursa olsun ağlarken y...