Selllamm! Yine gecenin bir körü geldim!
26'nın ikinci kısmı geldii
Bu bölüm pek içime sinmedi ama ataym didim.
Bu bölümde hiiiç beklemediğiniz , ama uzun vakittir beklediğiniz bir olay olacak.
Oy ve yorumlarr❤️❤️
iyi okumalar bbşler.💜
Bedenimin tamamına sızan ince bir acıyla yerimde kıvranarak uyandım. Gözlerimi kırpıştırırken , bir taraftan da nerede olduğumu çözmeye çalışıyordum.
Beyaz tavan görüş açıma girdiğinde , gözümün önüne düşen tutamlardan rahatsız oldum. Elimi kaldırıp saçıma iliştirecekken , hissettiğim keskin acıyla inledim. O sırada yan tarafımda bir hareketlilik oldu.
"Gökay iyi misin?!" Meriç'in telaşlı sesini duyduğumda , kafamı geriye attım.
"C-canım yanıyor.." kafamı ondan tarafa çeviremediğim için yalnızca gözlerimle takip edebildim.
"T-tamam. Şey. Şimdi ben doktoru çağırayım. Çocuklarda kantindeydi. Onlara da haber vereyim tamam mı? Sen hareket etme sakın." Kafamla belli belirsiz onayladığımda , bana son kez bakıp dışarı çıktı.
Kısa süre içinde , içeriye doktor ve çocuklar girdi. Özgür'ün gözleri kızarmıştı. Yüksek ihtimalle ağlamıştı. Fatih ve Meriç ise beni endişeli gözlerle süzüyorlardı. Doktor , birkaç muayneden sonra odadan çıktı.
Şimdi üçlüyle göz gözeydim. Söz ilk giren Fatih oldu.
"Gökay aptal mısın lan sen?! Kimseye haber vermeden çekip , gitmek ne?! Hem de onun evine! Sana olan tutumunu bile bile. Gerçekten gerizekalısın! Gerizekalı! Nasıl endişelendik haberin var mı?!"
Suçlu bir çocuk gibi kafamı öne eğdim. Özgür ise küçük adımlarla , yanıma yanaşıp bana sarıldı.
"Çok korktuk Gökay.." kurumuş dudaklarımı , dilimle ıslatıp konuştum.
"iyiyim. Özür dilerim."
Fatih derin bir soluk aldı.
"Kim yaptı bunu?" sorusuyla , kafamı iyice yastığa gömdüm.
"Gökay! Cevap ver."
Kısıkça cevapladım.
"Babam." dememle beraber , Fatih'in gürlemesi bir oldu.
"Ulan o piç hâlâ ne istiyormuş! Yetmedi mi yaptıkları! Kafayı yiyeceğim çok az kaldı! Nasıl bulmuş seni?!"
"O-okuldan aramışlar. Olanlar yüzünden."
Fatih yumruklarını sıkarken , Meriç'te sadece bana bakıyordu. Özgür , benden biraz uzaklaşmıştı.
Daha fazla soru , sorulmasını istemediğimden yerimde doğrulmaya çalıştım. Meriç anında müdahale etti.
"Ne yapıyorsun Gökay?!"
"L-lavaboya gitmek istiyorum."
"Tamam. Bekle yardım edeyim."
Sargılı koluma dikkat ederek , beni lavaboya yönlendirdi. Ardımdan hızlıca , kapattım kapıyı.
Aynadaki yansımama baktım. Gözaltlarım morarmıştı. Saçlarım dağılmıştı. Kolumda serum izleri vardı. Resmen acınacak durumdaydım. Gözlerimi kapatıp biraz soluklandım.
Gözümden bir yaş düşerken , elimi soğuk suyun altına tuttum. Ellerimle yüzüme su çarptım. Lavabonun mermerine elimi yaslayarak , aynadaki ben'e tekrar baktım. Kendime acımanın bir faydası olmayacağını anladığımda , kapıya yöneldim.
Hasta odasına açılan kapıyı araladığımda , içeride Meriç'ten başka kimse yoktu.
"Diğerleri nerede?" sesimi duyan , Meriç kafasını kaldırıp cevapladı.
"Gittiler."
"işleri felan mı çıktı?"
Derin bir nefes alıp , ensesini kaşıdı.
"Aslında bilerek gittiler. Seninle yalnız kalmam için." sorar gözlerle ona baktığımda , devam etti.
"Seninle konuşmam gereken şeyler var Gökay. Ama önce şuraya otur."
Onun dediğini yapıp , karşısına oturdum.
"Dinliyorum."
Ellerini önüne birleştirerek , konuşmaya başladı.
"Aslında bugün seninle bu konuşmayı yapmamın sebebi , bu gece olanlar.. Biliyorsun ben çoğu şeyi ertelemem. Ama bu konuşmayı epey erteledim. Ta ki , bu gece seni kaybetme korkusunu yaşayana dek.
Sana söyleyemediğim her kelimenin , pişmanlığını yaşayana dek."
"Bir şey anlamıyorum Meriç. Ne demek istiyorsun?" sorumu es geçti.
"Hatırlıyor musun? Bana köpek gibi aşık olduğun kızdan neden ayrıldığımı sormuştun. Bense ısrarla cevap vermemiştim."
Onu kafamla onayladım.
"Ondan neden ayrıldım biliyor musun Gökay? Çünkü.. bana , seni sevdiğini ve beni sana yakın olmak için kullandığını söyledi."
Söyledikleriyle , içimdeki pişmanlık iyice artmıştı. Bunu asla ve asla beklemiyordum. Dudaklarımı ısırdım.
"Meriç.. ben üzgünüm."
Elini boşver dercesine salladı.
"Senin suçun değil. Ama canım çok yandı biliyor musun?
Herneyse... Bu gece seni evde bulamadığımızda , üçümüz dağıldık. Takılabileceğin , yerleri aradık. Sonra Fatih aradı beni. Onu da Berk aramış. Sevdiğin çocuk.." diye fısıldadı.
"iyi görünmüyormuşsun öyle demiş. Ne şans ki , onun evine en yakın bendim. Geldiğimde de işte , bıçaklandığını gördüm. Hemen apar topar buraya geldik. Ha bu arada onun bu olanlardan haberi yok. Olsaydı mutlaka gelirdi.
Nerde kalmıştım. Hah , işte buraya geldiğimde öğrendim Berk'i sevdiğini. Onun için bu kadar kendini harap ettiğini. Canım yandı. Selin'in beni kullandığını öğrendiğimden daha çok yandı hem de."
"Ama, sen onunla sonra buluşmuştun? Telefonu o açmıştı hatta."
Dudaklarını birbirine bastırıp , güldü.
"O , en ironik kısmı. Beni çağırıp , seni unuttuğunu söyledi. Tekrar beraber olup , olamayacağımızı sordu."
Merakıma yenik düşüp , sordum.
"Sen ne dedin?"
"Olmaz dedim. Çünkü o zaman da benim kalbim doluydu."
Kaşlarımı çatıp , ona baktım. O , da hiç beklemediğim bir şey yaptı.
Elini , elimin üzerine koydu!
"Reddettim çünkü bu sefer , kalbi seninle dolan bendim."
"Meriç sen...-"
"Seni seviyorum Gökay.."
Kestikk🪐
Bu itirafı bu bölümde beklemeyenler✋
Meriç , itiraf ederken konudan konuya atladı. Ama herşeyin , tam oturmasını istedim. Yani kafada soru işaretleri kalmasını istemedim.
Ne kadar becerebildim bilmiyorum ama..
Herneyse bölüm fikirleriniz neler?
Bne kaçtmmm
iyi gecelerr🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK [bxb]
Teen Fiction•askıda• Artık kendimi tutamıyordum. Sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Titrek sesimle konuştum "Sen sözlerini tutarsın değil mi Berk?" "Ne sözü?" "B-ben ağlıyorum. Yine senin yanında. Senin kapında. Söz vermiştin hani? Ne olursa olsun ağlarken y...