Bölüm Şarkısı: Ellie Goulding - Love Me Like You Do
• • •
Yavaşça eve doğru yol alırlarken, Egemen son derece sessizdi. Sidelya'nın atı, yirmi metre ötede, yeşil bir çim alanın tam ortasında keyifle otlanırken bulunmuştu. Sidelya her ne kadar kendi atına binebilecek kadar iyi olduğunu iddia etse de Egemen bunu ısrarla reddetmişti. Diğer atın eyerlerini kendi atına bağladıktan sonra, Sidelya'yı kucaklayıp ata bindirmiş, kendisi de arkasına oturmuş ve yavaşça yol almaya başlamışlardı.
Egemen'in Sidelya'ya sarılmaya ihtiyacı vardı. Çünkü hayatta kalabilmek için, bir şeylere tutunması gerektiğini anlamaya başlamıştı. Belki de Sidelya haklıydı. Belki de öfke, bunun çözümü değildi. Belki de sevgi ile tüm bunların üstesinden gelebilirdi. Evet, fazla pozitif bir düşünceydi ama imkansız da değildi.
At çiftliğine vardıklarında, atlarını bir seyise teslim edip eve doğru yürümeye başladılar. Neredeyse yarım saatlik bir yürüyüş mesafesinden sonra evlerine ulaşmışlardı.
''Bir daha kaçmayacağından emin olmam için bana söz vermen gerekiyor Sidelya.''
Sidelya'nın dudakları aniden gelen bir gülümsemeyle aralandı. ''Demek beni yakınından asla ayırmak istemiyorsun. Çok romantik!''
''Ama gerçek bu,'' diyen Egemen, omuzlarını silkti. ''Sen herkesten iyi biliyorsun ki ben bunların olmasını istemezdim. Aşık olmak planlarım arasında yoktu.'' Egemen dudaklarıyla Sidelya'nın dudaklarını okşayınca, ikisinin de vücudu tatlı bir ürpertiyle sarsıldı. ''Ama karşıma çıkan,'' - dudakları tekrar birleşti - ''bu güzel varlığı sevmemek, olanaksızdı.''
Sidelya, onun kollarında eridiğini hissetti. ''Bu söylediğin gerçekten hoştu.''
Sidelya'yı tutkuyla öpen Egemen, sözcüklere dökmekte hala zorlandığı hislerini, dudaklarıyla anlatmaya çalışıyordu. Onu seviyordu. Ona tapıyordu. Sidelya Saraçoğlu için ateşlerin üzerinden yürürdü.
Yavaşça dudaklarını geri çeken Egemen, Sidelya'ya sıkıca sarılarak kokusunu içine çekti. ''Ama sen yine de ağırdan almamız gerektiğini düşünüyorsun?'' diye sordu.
Sidelya'nın buna verecek bir cevabı yoktu.
''Sorun değil, ağırdan almak hoşuma gider. Seninle olan hiçbir şeyi aceleye getirmek istemiyorum.''
''Çok anlayışlısın.''
Egemen anlayışlı olmak istemiyordu. Tüm istediği, Sidelya'yı kucaklayıp odaya çıkarmak ve onunla sevişmekti. Dün gece ona sahip olduktan sonra resmen asla tadına bakmaması gereken yasaklı meyveyi yemiş gibi hissediyordu.
''Seni kaybetmemek için anlayışlı olmam gerekiyorsa, o halde öyle olurum.''
''Yatak dışında anlayışlı olman hoşuma gider ama yatakta tam tersini tercih ederim.''
Egemen'in şaşkınlıkla kaşları kalktı.
''Neden şaşırmış gibi bakıyorsun?'' dedi Sidelya. ''Senin de istediğinin bu olduğunu düşünmüştüm.''
Egemen, onun kulağına eğilip fısıldadı. ''O halde şu anda ne düşündüğümü tahmin edebiliyorsundur.''
''Egemen!'' Sidelya, kıkırdamasına engel olamıyordu.
Egemen'in gülüşündeki mutluluk, gözlerine yansımıştı. ''Utanınca çok tatlı oluyorsun, biliyorsun değil mi?'' dedi. Daha bir merdiven çıkamadan Egemen, Sidelya'yı kucakladığı gibi havaya kaldırdı. ''Bu kadar tatlı olmak bir suç olmalı.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Tutulması (Devam Edecek)
RomanceHerkesin bir tutkusu vardır. Eğer kendinizinkinin ne olduğunu bilmiyorsanız, henüz keşfetmemişsiniz demektir. Belki de keşfettiniz, fakat ellerinizden kayıp gitti. Önüne çıkan, kendisine engel olan tüm bu sıkı kuralları aşmaya hazır olmalıydı insan...