Bölüm Şarkısı: Taylor Swift - Labyrinth
• • •
Sidelya ile birlikte yaşamaya başlayalı çok olmamıştı ama fark Egemen'in gözüne çarpıyordu. Onun varlığı temiz bir hava gibiydi. Egemen'in ihtiyaç duyduğu her şeyin vücut bulmuş haliydi. Ancak Sidelya'ya bakınca onun ne düşündüğünü anlamak zordu. Birkaç gündür kafası karmakarışık gibiydi, düşüncelerinin üstüne bir sis çökmüştü sanki. Ancak bazı şeyleri kabullenmeye başlamıştı. Mesela, kontrolün kimde olduğunu kabullenmişti. Diğer kabullendiği şey ise burada kurulu düzeni bozmanın ve Egemen'e itiraz etmenin kendisi açından kötü olduğuydu.
Bu hafta, ülkeyi etkisi altına alan dayanılmaz soğuklar, herkesin hayatını etkilemişti. Evden dışarıya çıkmak bile neredeyse imkansızdı.
Vakitsiz gelen soğuklar, Egemen ve Sidelya'nın da şehri terk edip, Egemen'in şehirden uzaktaki kışlık evine gitmelerine neden oldu. Tam da bu yüzden, onların bu soğuklardan fazla etkilenmediği ortadaydı çünkü zaten kuzey tarafında, dağlık bir bölgedeydiler. Bitmek bilmeyen düğün sorularından uzaklaşmak ikisine de iyi gelmişti.
Yeni bir güne başlarken Sidelya'yı dağ evinin üst katındaki yatak odasında, dinlenmek için uzandığı koltuğun yanında buldu. Kusursuz vücudu manzaraya dönük, kıpırdamadan elindeki kitabı okuyordu.
Birden, sağ tarafında beliren gölgeye doğru dönünce, yüzü endişeli ve öfkeyle kısılmış Egemen'i fark etti. "Bir sorun mu var?" Usulca konuşan Sidelya, gözlerini nişanlısının yüzünden alamıyordu.
"Aynı şeyi benim sana sormam gerekir."
"Öyle mi?" Sidelya'nın dudakları hafifçe hareket etti, bir şey söyleyecek gibiydi ama ağzından tek bir kelime bile çıkmadı. Gözkapakları da normalden hızlı açılıp kapanıyordu; belki de biriken yaşları akıtmamak için.
Egemen, onun yüzünü incelerken, ilk defa Sidelya'nın ne hissettiğini anlayamadığını fark etti. Sidelya'nın hissettikleri her zaman yüzüne yansırdı. Gözleri korkunç derecede dürüsttü; sanki gözlerine bakan, onun ruhunu, hatta kendi ruhunun yansımalarını görebilirmiş gibi. Ama şimdi o gözler, yıkılmış ve bir hayli buruk bakıyordu.
Sidelya üzgündü, Egemen bunu anlayabiliyordu. Ama tam olarak ne söyleyeceğini, nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyordu.
Egemen, bunu Sidelya'nın kendisinin de bildiğinden şüpheliydi.
"İyi misin Sidelya?"
"Evet. Neden olmayayım?"
Gözleri, Sidelya'nın parlak mavi gözleri ile buluştu. "Emin misin?" diye sorarken, sesi yumuşak ve sakindi.
Sidelya başını evet anlamında salladı. Yüzünde hiçbir duygu belirtisi yoktu. "Evet eminim, Egemen. Gereksiz baskı yapmıyor musun sence de?" diye çıkıştı.
"Baskı yapmak mı? Karıştırıyorsun galiba, ben baban değilim."
Sidelya'nın dudakları aralandı ama Egemen'i duyduğuna dair hiçbir belirti göstermedi. Duyduğuna emindi Egemen, ancak Sidelya'nın duymamazlıktan gelmesi fazlasıyla yüksek ihtimaldi.
Egemen sözlerinin zalimce olduğunu biliyordu ama ona bunu anlatabilmek için başka yol bulamamıştı. "Birbirimizle her şeyi paylaşacağımıza söz vermiştik. Benden bir şey saklıyorsan..."
"Senden bir şey sakladığımı nereden çıkardın?" diye sözünü kesen Sidelya'nın sesi, normalden yüksek çıkmıştı.
"Tahmin etmek zor değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Tutulması (Devam Edecek)
RomanceHerkesin bir tutkusu vardır. Eğer kendinizinkinin ne olduğunu bilmiyorsanız, henüz keşfetmemişsiniz demektir. Belki de keşfettiniz, fakat ellerinizden kayıp gitti. Önüne çıkan, kendisine engel olan tüm bu sıkı kuralları aşmaya hazır olmalıydı insan...