16 | Doyumsuz

829 22 0
                                    

Bölüm Şarkısı: Clean Bandit, Zara Larsson - Symphony

• • •

Aşk yaşamının en büyük deneyimidir ve aşk enerjisi ile deneyimlere girmeden yaşayanlar hayatın ne olduğunu asla öğrenemezler. Fazla derinlere inmeden yaşamın yüzeyinde kalırlar.

Aşk olduğu zaman seven ve sevilen birlikte aşkın içinde kaybolur. Egemen kaybolmak istemiyordu. Belki de, tek ihtiyacı olan biraz sessizlikti.

Sessizlik... Yalnızca sessizliği bilenler nihai gerçeğe yaklaşabilir. Kimse kimseye gerçeği getirmemiştir ve sessizliğin ne olduğunu bilmediği müddetçe de kimse kendini nihai gerçeğe erdiremez. İnsanlar kendini yirmi dört saat boyunca konuşmaya kaptırmış durumda. Bir süre sessiz kalma fırsatları olsa bile, sessizliğin kendisi sanki birçok soruna yol açıyormuş gibi geliyor herkese; huzursuzlaşıyorlar ve zamanı nasıl geçirebilecekleri konusunda endişe ediyorlar. Egemen tam tersini düşünüyordu. Sessizlik onun aklını ve ruhunu rahatlatıyordu.

Oturduğu yerden doğruldu ve koltuğun üzerine attığı ceketini aldı.

''Egemen, nereye gidiyorsun?''

Egemen arkasını dönmeden cevap verdi. Çünkü ona dönerse yenik düşeceğini biliyordu. Konu Sidelya olunca arzu her zaman nefretten önce geliyordu. ''Şimdi değil Sidelya.''

''Konuşmak isteyen sen değil miydin? Konuş o halde.''

''Halletmem gereken bir konu var.''

''Halletmen gereken şey ne?'' diye sordu Sidelya.

''Orasını senin hayal gücüne bırakıyorum.''

''Egemen, sakın...''

''Bu benim kendi kendine çözmem gereken bir mesele.''

''Hayır, değil! Ne kadar saçma davrandığının farkında değil misin?''

Egemen huzursuzca iç çekti. Bunu yapmayı hiç istemiyordu. En son istediği şey kendini Sidelya'ya açıklamak zorunluluğu hissetmesiydi.

''Bırak da onu ben düşüneyim.''

''Belli ki düşünemiyorsun! Öfkenin seni ele geçirmesine izin veriyorsun sadece.''

Egemen'in kasılan çenesi ağrımaya başlamıştı. ''Sana karşı hissettiklerimin de beni ele geçirmesine izin verdim bak ne oldu?''

Sidelya yanına gelerek yüzünü ellerinin arasına alıp gözlerine bakarken içinde hissettiği üzüntünün gözyaşlarına dönüşmesine engel olamadan, ''Hissetmek kötü bir şey değil Egemen... Hissetmek bu iğrenç dünyada herkesi biraz daha insan yapan tek şey,'' dedi ve titreyen sesi inceldikçe inceldi. ''Artık ne için burada olduğumu biliyorum. Seni insanlaştıran, içindeki duyguları ortaya çıkaran kişi ben olduğum için buradayım ve inan bana, her şeye rağmen senden umudumu kesmeye niyetim yok.''

Egemen'in donuk, ifadesiz yüzüne yansıdı Sidelya'nın söylediği kelimeler. Acıydı bu ifade. Uzun zamandır hissetmeyi unuttuğu bir duyguydu. Hissetmeyi çoktan bırakmış, altüst olmuş bir insanın ruhuna ışık tutan, karanlık olan her bir köşeyi aydınlatan tek varlıktı Sidelya. Ve Egemen bu eşsiz varlığı ağlatmıştı. Kendisi için daha önce kimse ağlamamıştı. Hayatta karşılaştığı herkes bir şey almak için karşısına dikilmişti, hepsi bir beklenti içerisinde ona bir şeyler vaat etmişti ama kimse ağlamamıştı. Ve ilk defa Sidelya onun parçalanmış, yırtık pırtık olmuş ruhunu toparlamaya yeltenmişti.

Kalp Tutulması (Devam Edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin