Bölüm Şarkısı: Fletwood Mac - Dreams
• • •
Dengeli yaşamak kendini algılamaktır. Aslında insan kendine zaman ayırdığında yaptığı her şeyin kendisini geliştirmek için olduğunu anlayabilir. Böylece kendisini hayatın getirebileceği zorlukların, testlerin ve mücadelelerin üstesinden gelebilen evrimci bir kişi olduğunu fark edebilir.
Sidelya'nın hayatında son zamanlarda her şey çok hızlı gelişiyordu ve doğru düzgün hiçbir şeye zaman ayıracak vakti neredeyse yok denecek kadar azdı. Bugünlerde hep meşguldü, geçen bir yıl boyunca öyleydi aslında. Ama şimdi o meşguliyetlerinin üzerine yürütmesi gereken bir aşk ilişkisi de eklenince işi pek kolaylaşmamıştı... Yine de, hayatında önemli olan her bir şeyi teker teker yoluna koymakta kararlıydı.
Güzel bir eylül sabahında yataktan kalktı, sabahlığını üzerine giydi ve otomatik zaman ayarlayıcıları için minnettar hissederek onu bekleyen kahvesini almak için mutfağa gitti. Kalktığında kahveyi mutfakta hazır bulmak çok hoşuna gidiyordu.
Egemen evde yoktu. Muhtemelen erkenden halletmesi gereken işleri olduğunu söyleyip Sidelya'nın yanağına bir öpücük bırakarak evden çıkmıştı ama Sidelya için bunları anımsamak pek kolay değildi çünkü o sırada büyük ihtimalle tatlı tatlı uyuyordu.
Kahvenin ilk yudumu içini ısıtırken memnuniyetle içini çekti. İkinci yudumda asıl tadını aldı ve tam üçüncü yudumu almak üzereyken telefon çaldı.
Telefonlar gerekli olabilirdi ama yine de birer baş belası olduklarını düşünmeden edemiyordu. Sabah - yediyi kırk geçe - onu arayan da kimdi şimdi? Sinirli sinirli, kahve fincanını masaya koydu ve telefonuna cevap verdi.
''Sidelya? Günaydın,'' dedi sıcak bir ses telefonun öbür ucunda. ''Seni sabah bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm ama programını bilmiyorum ve seni bulacağımdan emin olmak istedim.''
Arayan Sidelya'nın arkadaşı ve aynı zamanda ünlü bir sanat danışmanı olan Işıl Yalçın'dı. Aynı sektörde, aynı mesleği icra ediyorlardı ama aralarında en ufak bir kıskançlık, rekabet bile yoktu. Aksine birbirlerini destekliyorlar, birbirlerine sarılıyorlardı. Birbirlerinden cesaret almaları da kurdukları derin dostluğun temel taşlarındandı. İnsanın elini sıkıca tutup birlikte yükseklerden atlayacağı kaç arkadaşı vardı ki?
Sidelya, siniri biraz olsun yatışmış olarak cevap vermeden önce derin bir nefes aldı. ''Sana da günaydın Işıl... Ah, bana ulaştın işte.''
''Saat on buçukta, potansiyel müşterilerle tanışmak için galeride olup olamayacağını sormak için aramıştım. Dün gece bir partide konuşuyorduk ve ilgilendikleri bir portreden bahsettiler. Tabii ki aklıma ilk sen geldin. Fulya Hanım galeriye gelip senin yeni getirttiğin bir parçaya bakmak istedi.''
Sidelya, muhtemel alıcılarla tanışmaktan pek hoşlanmazdı ama yaptığı işi seviyordu. Sanata karşı bir merakı her zaman olmuştu. Üstelik bu işe de ihtiyacı vardı. Eğer sanat galerisi için Egemen yatırımcı olmayı kabul etmeseydi işleri çok daha kötüye gidebilirdi.
Sidelya aslında hiç rahatsız edilmeden ev bakacağı bir gün olacağını ummuştu ama potansiyel alıcıların olması kesinlikle önemliydi. ''Aslında halletmem gereken işler var ama orada olacağım.''
"Ne işi?"
"Biliyorsun ki nişanlandığımızdan bu yana Egemen'in evinde yaşıyorum ve Egemen ikimizin yeni bir ev alması gerektiğini dile getirdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Tutulması (Devam Edecek)
Любовные романыHerkesin bir tutkusu vardır. Eğer kendinizinkinin ne olduğunu bilmiyorsanız, henüz keşfetmemişsiniz demektir. Belki de keşfettiniz, fakat ellerinizden kayıp gitti. Önüne çıkan, kendisine engel olan tüm bu sıkı kuralları aşmaya hazır olmalıydı insan...