20•

787 36 23
                                    

Gözlerimde ki yaşları serbest bırakırken Rüzgar yaklaşıp gözümün üstünü öptü.

"Şimdi banyoya gir ve üstünü değiştirip aşağıya yemeğe in." Deyip yavaş adımlarla odadan çıktı. Göz yaşlarımı silip ayağa kalktım.

"Ne olursa olsun sana teslim olmayacağım Rüzgar Ulusoy! Ölümüm senin elinden olmayacak." Tekrar tekrar deneyeceğim ölmeyi. Yavaş adımlarla banyoya ilerleyip banyoya girdim. Bu sefer küvete girdim. Üzerimde ki tüm kıyafetleri çıkarıp sadece iç çamaşırlarımla küvetin içine girdim. Suyu açıp olduğum yere oturdum, küvetin içine suyun dolmasını bekledim.

Su neredeyse boynuma gelecek kadar dolduğunda bacaklarımı uzatıp yavaş yavaş gözlerimi kapatıp kafamı suyun altına aldım. Nefesimi tutup ölmeyi bekledim. Bir süre sonra nefesimi tutmakta zorlanmaya başladım. Kendimi sıkıp nefesimi tutabildiğim kadar tuttum. Yavaş yavaş ölüme yaklaştığımı hissediyordum. Suyun altında hareketsiz kaldığımı hissedince kendimi sıkmayı bıraktım.

"ANDAÇ!" Güçlü bir kolların beni suyun altından çıkardığını hissettim. Kollarımdan tutup beni sarstığını hissediyordum. Gözlerimi açtığımda kocaman açılmış koyu yeşil gözlerle buluştu gözlerim. Rüzgar yüzüme gelen saçları elleriyle arkaya atıp beni kendine çekti

"İYİ MİSİN?!" Öylece hareketsiz bir şekilde dümdüz karşıma bakıyordum. Rüzgar beni hafif kendinden çekip geriye itip yüzüme baktı.

"DELİ MİSİN KIZIM SEN?!" yüzümü gevşetip hafif gülümseyip cevap verdim.

"Niye, zaten öldürmeyecek misin beni? Sana bırakmayacağım işte, ölümüm senin elinden olmayacak." Deyip yüzümdeki gülümseyi yok edip yerine gözlerimi kısıp ağlamaya başladım. Rüzgar bana anlamsız ve sert ifadelerle bakmaya devam ederken çenemden tutup kafamı kaldırıp konuştu.

"Sana dedim ki, o kadar kolay değil küçük hanım. Sana acı çektire çektire hayatı cehennem edeceğim!" Deyip gözlerimin içine bakıp devam etti.

"Ve ben izin vermezsem ölemezsin." Dediğinde büyük bir kahkaha atıp ağladım. Şu durumda ne yaptığımı bile sorgulamıyordum. Neye dönüştüğümü bile bilmiyordum artık. Ne oldu, ne olacak, nasıl sonuçlanacak? Bilmiyordum. Kafamı eğip sesli bir şekilde ağlamaya devam ederken Rüzgar konuştu.

"Hadi kalk." Dediğinde kafamı bile kaldırmadım. Rüzgar belimden tutup beni kendine çekip kucağına aldı. Kafamın içi o kadar berbat ki ne yaptığımı bilmiyordum belki de. Yarı çıplak bedenim Rüzgar'ın bedenine değiyordu. Rüzgar beni yatağa bırakıp dolaptan çıkardığı bornozu üzerime geçirdi. Yanıma oturup ıslak saçlarımı geriye doğru çekip havluyla kuruladı. Ben hiç birşey yapmadan düz bir ifade ile karşıma bakıyordum. Rüzgar beni kendine çevirip yüzüme baktı. Biraz daha yaklaşıp konuştu.

"Bu kadar kasma. Sana söylemiştim, seni ancak istersem ben öldürürüm, istersem öldürmem. Sen bu dakikadan sonra tamamen bana aitsin." Deyip gözünü dudaklarıma indirip yavaş bir şekilde dudaklarımı öptü. Kafasını geri çekip gülümsedi ve ayağa kalktı. Dolaba ilerleyip kuru iç çamaşırları ve kıyafet çıkardı. Bana dönüp yanıma geldi. Kıyafetleri yatağın üzerine bırakarak konuştu.

"Giyin, aşağıda bekliyorum." Deyip arkasını döndü. Kapıya ilerleyip çıkacakken ekledi.

"Bu arada sakın yine saçma salak kendini öldürmeye çalışma, uyarıyorum." Cevap vermedim, kapıyı açıp odadan çıktı. Yine her zamanki gibi akmayı bekleyen göz yaşlarımı serbest bıraktım, sessiz sessiz ağladım. Az önce beni öpmüştü, istesem onu iterdim. İtmedim, itemedim, çünkü lanet olsun ona hâlâ hislerim vardı. Tüm yaptığı şeylere rağmen...

YASAKSIN BANA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin