21•

781 33 24
                                    

-RÜZGAR ULUSOY-

Ona yaklaştığımda nefesinin daraldığını, kalbinin yerinden çıkacakmış gibi attığını hissediyordum. Benden etkileniyor muydu? Yoksa korkuyor mu? Her Neyse ne, gereğinden fazla yaklaşmıştım. Birden geri çekilince gözlerini kaçırdı. Yüzünde anlamsız, korkmuş, ve ne yaptığını bilmeyen bir ifade vardı.

"Akşam yemeğine hazır ol. Bir yere davetliyim." Dediğimde gözleri beni buldu. Gözlerini kısarak cevap verdi.

"Sen davetliysen, ben neden hazır olayım?" Dediğinde ellerimi cebime koyarak cevap verdim.

"Çünkü, ben öyle istiyorum. Sende geleceksin." Dediğinde kaşlarını çatıp kısılmış sesiyle konuştu.

"Gelmiyorum hiç bir yere!" Deyip yönünü değiştirdi. Banyo kapısına ilerlerken kolundan tutup kendime çevirdim.

"Ben sana geleceksin diyorsam geleceksin." Dediğimde kolunu benden bir hızla kurtarıp gözlerini gözlerime dikerek cevap verdi.

"Ben de gelmeyeceğim diyorsam gelmeyeceğim." Kaşlarımı çattım. Benimle zıtlaşmasından nefret ediyorum. Neyseki çok uzun sürmüyor. Eninde sonunda benim istediğimi yapmak zorunda olduğunu kalbul ediyor. Yüzüme rahat bir ifade takınıp konuştum.

"Akşama hazır ol." Deyip kapıya yöneldim. Kapıyı tam açacaktım ki arkama döndüğümde sanki birşey diyecekmiş gibi duruyordu. Umursamayıp kapıyı açtım ve odadan çıktım. Cebimden telefonumu çıkarıp Can'ı aradım. Sanki telefonun başında aramamı bekliyormuş gibi hemen açtı.

"Can, yarım saate mekanda ol."

"Tamamdır çıkıyorum." Telefonu kapatıp cebime koydum. Kapıya çıktığımda Murat'ı yanıma çağırdım.

"Murat Andaç'a giyecek birşeyler alın. Akşam olmadan alın ne alıyorsanız. Onu saat başı kontrol edin ve bana durumundan haber verin." Hemen başını sallayıp cevap verdi.

"Emrin olur abim." Deyip hızlı adımlarla arabaya ilerledi. Telefonu çıkarıp saate baktım. 15:45'ti geri kapatıp cebime koyup diğer arabaya ilerledim. Arabaya binip derin bir nefes alıp emniyet kemerini taktıktan sonra arabayı çalıştırdım.

Mekana geldiğimde her zaman ki gibi arabayı park etmeleri için bizimkilere bıraktıktan sonra kapıdan içeri girdim.

"Hoş geldin Rüzgar abi." Diyen adama dönüp başımla selam verdim. Daha sonra dönüp kalabalığın içinden mekana doğru ilerledim. Fazla müzik sesi vardı. O sırada başka bir adam yanıma geldi.

"Hoş geldin abi." Dedi ve arkadaki kapıyı gösterdi. "Can bey, Deniz bey ve diğerleri geldi abi, aşağıdalar." Başımı salladım, kapıya doğru ilerledim. Kapının önünde duran adam beni görünce geri çekilip kapıyı açtı.

"Buyur abi." Cevap vermeden kapıdan geçtim, merdivenleri indim. Ben inerken müzik sesi azaldı. Merdivenlerin sonuna ulaştığımda bir kapı daha açıldı.

"Sizi bekliyorlar abi." Deyip kapıyı açtı. Ona da cevap vermeden kapıdan geçtim. Küçük ışıklarla aydınlatılmış uzun, ince koridordan geçip sola döndüm ve duvara yaslanmış beni bekleyen Can'la Deniz'i gördüğümde ellerimi cebime koyarak yanlarına gittim.

YASAKSIN BANA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin