25•

784 39 48
                                    

Hello aşklarım
Kurguyu değiştirdim, keyifli okumalar🥰

Yüzüme çarpan ıslaklıkla gözlerime araladım. Bir kaç saniye durup kendime geldikten sonra etrafima baktım.

"Nerdeyim ben?" Dedim afallamış bir şekilde. Yüzüme düşen saçlarımı çekmek için elimi hareket ettirecektim ki, ellerimin havadan bağlanmış olduğunu gördüm. Karşımdaki kişiye baktığımda elindeki boş bardağı yanındaki masaya koyarken pis pis gülüyordu.

"Kimsin sen, ne istiyorsun benden?" Dedim bağırarak. Ellerini cebine koyup bana döndü ve pis pis gülmeye devam etti.

"Kimsin diyorum sana?!" Ellerimi kendime çekip bağlı olan ipleri koparmaya çalıştım fakat yapamadım. Etrafıma bakıp bağırdım. Ama kimse yoktu. Karanlık, soğuk, ve yerler ıslak olan bir depo gibi bir yerdi.

Karşımda duran adamın yüzünü arkamdaki kırılmış, içeriye az da olsa güneş ışığı giren, Küçük cam gibi bir yerden görebiliyordum.

Adam bana yavaş yavaş yaklaşıp elini çenemden tutarak, kafamı kaldırıp ona bakmamı sağladı. Öfkeyle adama bakarken, dudağının kenarı kıvrıldı.

"Söyledikleri kadar güzelmişsin." Dedi pis pis sırıtırken. Yüzümdeki öfkeyi daha çok belli ederek bağırdım.

"Çek lan elini piç!" Deyip bacağımı kaldırıp kasığına gelecek şekilde bir tekme savurdum. Adam bir iki adım uzaklaşıp kafasını sağa sola yatırıp boynunu kırtlattı.

Hızla tekar bana yaklaşıp eliyle saçlarımı kavrayıp çekiştirmeye başladı. Çok sert bir şekilde çekerken ağızının içinden dişlerini birleştirerek kulağıma yaklaşıp konuştu.

"Seni küçük fahişe!" Deyip daha da sert bir şekilde çekmeye devam etti saçlarımı.

Gözlerimden yaş gelinceye kadar durmadı.

"BIRAK!" dediğimde elini saçlarımdan çekip yüzüme sert bir tokat attı. Kafamı yana yatırırken saçlarım yüzümü kapattı.

"Kimsin lan sen ha? Kimsin bana tekme atıyorsun lan?" Kafamı hızla çevirip saçlarımı arkaya savurdum.

"NE İSİYORSUN BENDEN?!" dediğimde yüzünü gevşetip yine pis pis gülmeye başlayınca öfkeyle baktım. Tekrar bana yaklaşıp az önce çektiği saçlarımın önünden bir tutam alıp parmağına dolayarak, diğer eliyle de yanağıma dokunup okşamaya başladı.

"Anlatıldığın kadar var mısın görmek istiyorum diyelim yavrum." Dediğinde pis bir gülüş atarak elini yavaşça boynuma indirdiğinde ne demek istediğini anladığım için hemen kafamı yana yatırıp kendimi arkaya doğru çekmeye çalıştım.

"Hşş, rahat dur güzelim." Deyip ben geri gitmeye çalıştıkça bana daha çok yaklaşmaya başladı. Olduğum yerde kalmıştım. Bu lanet iplerden dolayı gidemiyordum. Parmağına doladığı bir tutam saçımı bırakıp, hızla tüm saçlarımı kavrayıp kafamı geriye yatırdı. Diğer eli ise boynumda gezinip duruyordu. Ben bağırıp yardım istiyordum ama kimse duymuyordu yardım çığlıklarımı. Bu adam beni taciz edecekti ve lanet olsun, Allah belamı versin hiç birşey yapamıyordum.  Bana biraz daha yaklaşıp kulağıma doğru fısıldadı.

"Ne oldu? Sevgilin nerede ha? Şimdi sen onun gelip seni kurtarmasını bekliyorsun değil mi? Bekleme çünkü sevgilin öldü güzelim." Dediğinde kapattığım gözlerimi açıp kal gelmiş gibi burnumun dibinde ki adamın gözlerine baktım.

"Hayır! Yalan söylüyorsun!" Öylece susup şok içinde Rüzgar'ı düşünüyordum.

Bitmiş miydi? Buraya kadar mıydı her şey?...

***********************

BÖLÜM SONU

Merhaba aşklarım:)

Şaşırdınız evet biliyorum ben aylar sonra hikayeme geri dönüp ve aylar önce yazdığım bu 25. Bölümü değiştirmek istedim. Andaç ve Rüzgar'ı yaşatmak istiyorum. O yüzden kurgumda küçük bir değişiklik yaptım bu sefer eminim hikaye daha güzel ilerleyecek. Rüzgar ve Andaç aşklarını doyasıya yaşayacak.

Siz de eğer bana tekrar destek olursanız çok güzel okunmalara sahip olabilir ve belki büyüyebiliriz🥰

Yorum ve votelerinizi bekliyorum❤️

YASAKSIN BANA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin