22•

807 37 57
                                    

Deli gibi bağırıp yardım istiyordum. Onu ben bıçaklamıştım! Ben kaçıp giderim diye düşünüyordum. Neden panik yapıp şuan büyük bir pişmanlık duygusu içindeydim? Murat ve diğer adamlar eve girip Rüzgar'ı öyle kanlar içinde görünce hemen yerden kaldırıp arabaya taşıdılar. Murat o sırada Can diye birini arayıp hastaneye gelmesini söyledi.  Korku dolu gözlerle öylece Rüzgar'a bakıyordum. Gözleri kapalı, baygın bir şekildeydi. Burada durmak yerine bende onunla birlikte arabaya bindim. Murat ve bir koruma ön koltuğa otururken ben arkaya geçip oturdum. Rüzgarın başı dizlerimdeydi. Ağlayıp elimdeki bez parçasıyla yaranın olduğu yere baskı uyguluyordum, fazla kan kaybı olmasın diye.

Kısa sürede hastaneye ulaşmıştık. Murat ve diğer koruma hemen Rüzgar'ı taşıyıp hastaneye girerlerken arkalarından hızlı adımlarla bende girdim. Kapıdan girer girmez hemen önümüze sedye getirdiler. Rüzgar'ı sedyeye yatırırlarken doktorlar konuştu.

"Çok kan kaybı var, ameliyathaneye almamız lazım." Dediklerinde elimi ağzıma bastırıp Rüzgar'a baktım. Durup öylece kaldım. Rüzgar'ı ameliyathane kapısından geçirirlerken durup öylece baktım.

"NE YAPTIM BEN?!" Gözlerimi kapatıp ağlarken arkamdan omuzuma bir el dokundu. Hızla geri çekilip arkamı döndüm.

"Sakin ol, ben Can Rüzgar'ın çok yakın bir arkadaşıyım. Ne oldu bana bir bir anlat." Dediğinde gözlerimi kaçırıp ameliyathane kapısına çevirdim başımı. Bir kaç saniye sonra tekrar Can'a dönüp titreyen bir ses tonuyla konuştum.

"Ben bıçakladım." Dediğimde gözlerimi kapatarak ağladım. Alaycı bir şekilde hafif gülümserken konuştu.

"Ne? Ciddi misin sen?" Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. Bilmiyorum ama içimden bir his bu adamın bana kötü şeyler yapacağını söylüyor. Derin bir nefes alıp bir adım atıp kolumu sıkıca kavrarken konuştu.

"Sen ne yaptın? Farkındasın değil mi, Rüzgar şuan ölebilir. Ve senin yüzünden!" Cevap vermeyip çaresizce ağlamaya devam ederken Murat buraya gelip Can'a birşeyler söyledi. Murat yanımızdan ayrılırken Can'ın gözleri beni buldu.

"Yürü." Deyip kolumdan sımsıkı tutup çekiştirerek beni hastaneden çıkardı.

"Bırak, bırak diyorum gitmeyeceğim bir yere! Burda kalıp Rüzgar'ın iyi olup olmadığını bilmek istiyorum." Dediğimde ne durdu, Ne cevap verdi. Beni çekiştirerek kendi arabasına bindirip hastaneden uzaklaştı. Kapıları kilitlemişti, açık olsa gözümü kırpmadan hareket halindeyken atlardım. Yol boyu konuşmadı, bende susmadım.

Kırık dökük bir inşaat alanının önünde durmuştuk. Önce kendi inip sonra beni zorla çekiştirerek indirdi. Kolumdan tutup zorla çekiştirirken elinden kurtulabileceğimi sanarken kendimi geri çekip koşmayı bekliyordum. Ama ayağım taşa takılınca yere düşüp yeni iyileşen kolumun üzerine düşüp dizlerim yere sert bir şekilde çarpıp yaralanmasına sebep olmuştum. Can kolumdan sertçe tutup beni kaldırıp yine çekiştirdi.

Kırık dökük bir kapıdan geçerek merdivenlerden yukarı çıkıp aralık bir kapıdan geçerek beni yere doğru fırlattı.

"Rüzgar'dan tek bir haber bile alamayacaksın. Yaşıyor mu, öldü mü? Asla bilmeyeceksin! Sakın uyanıklık yapıp buradan kaçmaya çalışma, ben Rüzgar değilim." Deyip aralık kapıdan geçerek kapıyı kapatıp kilitledi. Yerden hızla kalkıp kapıya koştum.

YASAKSIN BANA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin