19•

731 36 34
                                    

Duyduklarımın bir şaka olmasını umut ederken Koray'ın sesiyle kendime geldim.

"Güzelim, ne oldu bir şoka girdin? Sevgili kardeşim kaşlarını çatmak sana hiç yakışmıyor." Rüzgar'ın gözlerinden nefret, öfke akıyordu resmen. Rüzgar hızlı adımlarla bize doğru gelip Koray'ın yakasından tutup dışarı sürükledi. Kapıdan adım atar atmaz Koray'ı sertçe fırlattı. Koray yere düştü  Rüzgar hemen Koray'ın yakasından tutarak tekrar kaldırdı ve kaşının tam üstüne sert bir yumruk geçirdi. Koray tekrar yere düştü ve halâ pis pis sırıtıyordu. Ben olan biten her şeyi şaşkın bir şekilde izliyordum.

"LAN BANA BAK, BU SÖYLEYECEĞİMİ O BEYNİNİN İŞE YARAMAZ BİR KÖŞESİNE YERLEŞTİR. BİR DAHA BIRAK BU KIZIN YANINA YAKLAŞMAYI AYNI ŞEHİRDE BİLE NEFES ALMAYACAKSIN! SANA 24 SAAT VERİYORUM, 24 SAAT SONRA ALDIĞIN NEFESİN BİLE SESİNİ DUYMAYACAĞIM BU ŞEHİRDEN DEFOLUP GİDECEKSİN. ŞİMDİ SİKTİR GİT BURADAN! Koray'ı yakasından tuttuğu gibi kapının dışına fırlattı. Rüzgar'ın gözü dönmüş gibiydi. Olduğu yerde durup derin bir nefes alıp bana döndü. Sinirli ve hızlı adımlarla bana doğru geldi. Kolumdan tutup evin içine sürükleyip yine koltuğa fırlattı.

"Sana gelince, bu evden dışarı adımını atmayacaksın. Hatta, odandan bile çıkmayacaksın! Bugünden sonra kendini zorluklara hazırla." Dediğinde ayağa kalkıp kaşlarımı çattım. Ne demek istiyordu? Bana hangi hakla karışabilir?

"Sen kimsin? Bana karışamazsın Rüzgar Ulusoy!" Deyip kapıya doğru ilerledim. Beni burada tutabileceğini sanıyor herhalde. Dememe kalmadan Rüzgar kolumdan tutup beni yine sürüklemeye başladığı anda bağırdım.

"RÜZGAR BIRAK! CANIM YANIYOR GİTMEK İSTİYORUM, BIRAK DEDİM!" Rüzgar beni umursamıyor, duymuyordu sanki. Merdivenlerden çıkıp beni odaya doğru fırlatıp kapıyı üzerime kilitledi. Hemen yerden kalkıp kapıya koştum. Kapıya yumruk, tekme atıp bağırıyordum.

"RÜZGAR AÇ ŞU KAPIYI AÇ! NE YAPTIM BEN SANA AÇ DEDİM ŞU KAPIYI. GİTMEK İSTİYORUM BENİ BURADA TUTAMAZSIN!" Olduğum yere çöküp kapıya yaslanıp dizlerimi karnıma kadar çektim. Başımı dizime koyup ağlamaktan başka birşey yapmadım.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum yaklaşık 4 gün olmuştur. Rüzgar ne odaya geldi, ne kapıyı açabildim. Yerden kalkıp arada bir kapıları camları tekmeliyordum. Açılmayınca sinirden kendime sarıp saçlarımı yolup duvarları falan tekmeliyordum. Üzerimi değiştirmedim, banyoya bile girmemiştim. Hiç birşey umrumda değildi sadece buradan gitmek istiyordum. Yatağın kenarında oturup dizlerimi karnıma kadar çekmiştim. Ağlamaktan gözlerim şişmiş ve morartmıştır belkide. Gözlerimi kapatıp birdaha açmamayı diledim. Öylece sessiz sessiz ölmeyi beklerken odanın kapısının açılma sesini duydum. Kafamı kaldırıp bakma gereğini duymadım. Ben sadece artık ne istediğimi bilmiyorumm Hiç bir şey istemiyorum. Beni bırakın, öleyim...

"Kalk." Rüzgar'ın sesini duydum ama kafamı kaldırmadım ve ağlamaya devam ettim. Rüzgar buna sinirlenip kolumdan çekip kaldırdı beni.

"ÇEK ELLERİNİ ÜSTÜMDEN!" Kısılmış sesimle bağırarak onu itip kapıya koştum. Beni belimden yakalayıp kapının önüne geçerek beni önüne aldı. Kafamı eğiyordum, çünkü yüzünü bile görmek istemiyordum. Gözlerimi sımsıkı kapatıp kısılmış sesimle tekrar bağırdım.

"BIRAK ARTIK BIRAK!" elimle yüzümü kapatarak ağladım. Hiç birşey istemiyordum artık, buradan çıkınca ya kendimi öldüreceğim, ya delirip hastaneye kapatılacağım. Rüzgar iki kolumdan da tutarak yüzüme koyduğum ellerimi çekti. Bileklerimden sımsıkı tutarak öfke dolu yemyeşil gözleriyle, ağlamaktan kızarmış, şişmiş gözlerime baktı. Karşısında hıçkırarak ağlamaktan nefret ediyordum, artık bir önemi yok. Sert ve ürkütücü sesiyle konuştu.

YASAKSIN BANA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin