24•

768 30 49
                                    

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp bir kaç saniye kendime uzunca baktıktan sonra az önce kestiğim saçlarımı elimle toplayıp yanımda duran küçük kovanın içine atıp banyodan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp bir kaç saniye kendime uzunca baktıktan sonra az önce kestiğim saçlarımı elimle toplayıp yanımda duran küçük kovanın içine atıp banyodan çıktım.
Pencerenin önüne gidip dışarıya baktım.

Hava kapalıydı ve Rüzgarlıydı.
Rüzgar demişken, artık bir savaş başlattım. Bu savaşın sonunda kim kazanır bilmiyorum. Ama asla pes etmeyeceğim, Rüzgar'a yenilmeyeceğim. Pencerenin önünden ayrılıp yüzümdeki nefret dolu ifadeyi değiştirerek güçlü görünmeye çalıştım.
İçimdeki nefreti bastırarak derin bir nefes alıp kapıya doğru ilerledim.

Odadan çıkıp merdivenlerin başına gittiğimde eğilip aşağıya göz ucuyla baktım. Rüzgar görünürde yoktu. Yüzüme gelen bir tutam kısa saçımı kulaklarımın arkasına alırken merdivenlerden yavaş yavaş indim. Salondaki pencerenin önüne ilerleyip göz ucuyla etrafa baktım. Her zaman ki gibi adamlar bahçenin dört bir yanındaydı. Umursamayıp perdeyi kapatıp arkamı döndüm. Merdivenlerden ses gelirken yönümü merdivenlere çevirip baktığımda hızlı değil, yavaş da değil ama tempolu adımlarla merdivenlerden inen Rüzgar'ı buldu gözlerim. Elindeki telefonunu cebine koyarken gözleri beni buldu. Adımlarını yavaşlatıp bana doğru geldi ve gözlerini kısarak yüzüme baktı. Kollarımı göğüsümün altında birleştirip kafam dik ve umursamaz bir ifadeyle ona bakıyordum. Bir kaç adım daha atıp arada 1 adımlık mesafe bırakarak elini saçlarıma götürüp inceledi. Sessiz kalırken elini saçlarımdan çekmeyip kısık bir ses tonuyla konuştu.

"Saçların." Deyip sustu. Anlamsız ifadelerle gözleri saçlarımla gözlerimin arasında gidip geliyordu. Yarım bıraktığı cümlesini tamamlamak için dudaklarını araladı ve konuştu.

"Eski saçlarınla daha güzeldin." Deyip sustu elini saçlarımdan çekerken anlamsız ifadelerle gözlerine baktım. Gözleri gözlerimle buluştuğunda elini yine cebine koyarken dudağının kenarı kıvrıldı. Umursamayıp göz devirdim. Cevap vermeyip yanından geçip gidecektim ki Rüzgar buna izin vermeyip yine önüme geçti. Eğilip aradaki mesafeyi kapatırken konuşmak için dudaklarını araladığımda nefesi boynuma çarparken titrememe sebep oluyordu. Sanki içimden sıcak bir lav akıyordu.

"Saçlarını keserken benden izin aldın mı?" Dediğinde kaşlarımı çatarken çok yakın olan yüzlerimiz konuşmama engel oluyordu sanki. Rüzgarın gözleri dudaklarıma kaydığında sanki ona esir olmuş gibi öylece duruyordum.

Ne oluyor yine? Ben bu adama yenilmekten korkuyorum. İşte benim artık en büyük korkum bu adama yenilmek...

Gözlerim sanki kilitlenmiş gibi Rüzgar'ın gözlerinden ayrılmıyordu. Rüzgar beni etkisi altına alıyordu sanki. Peki bunun farkında mıydı? Farkındaysa neden bu şekilde bakıyordu bana? Rüzgarın gözleri, dudaklarım ve gözlerimin arasında gidip geliyordu. İçimdeki lav gittikçe daha da yakıcı bir hale geliyordu. Boğazım düğümlenmiş, konuşmak istesemde kelimeler ağızımdan dökülmüyordu. Rüzgar sonunda yaptığı şeyin farkına varmış olacak ki gözlerini kaçırıp cevap vermeden yanımdan geçerek hızlı adımlarla kapıya doğru yürüdü ve çıktı.

YASAKSIN BANA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin