5)

2.5K 118 2
                                    


Aynı anda şirkete girmeleri çalışanların dikkatini çekmişti. Tüm gözler onlardayken onlar sadece karşılarında duran kişiye bakıyorlardı şaşkınlıkla!

F: Ne işin var senin burada? Miray ben kovdum onu burada olmaması lazım. Miray tepki vermeden karşısında duran İpek'e baktı.

İ: Miray ben... Bi gelir misin odama seninle konuşmak istiyorum.

M: Odan var yani öyle mi?! Şaşkın ve kırgın bir şekilde Fatih'e bakıp konuştu.

F: İpek sen ne yaptığını sanıyorsun? Çık şirketten ve bir daha geri gelme!

İ: Fatih herkesin içinde konuşmayalım.

Miray ve İpek odaya doğru ilerlerken Fatih çalışanları dağıtıp yanlarına gitmişti.

F: Sana dedim ki bir daha bu şirkete gelirsen polise giderim.

İ: Dur Fatih bir dinle beni önce.
Miray ben gerçekten böyle sonuçlanmasını hiç istemedim. Hem zehirlenmende benim suçum yok ben sadece çok kızmıştım Miray'a. Biliyorum yine de çok yanlış birşey ama amacım uyku yapacak bir ilaç verip işten erken çıkmanı sağlamaktı fakat asistanım yanlışlıkla o ilacı alıp fazla karıştırmış.

F: Ufak at İpek!

İ: Yaa Fatih seni kıskandım doğru, sinirle böyle birşeye kalkıştım ama Miray, çok pişmanım ben. Bir daha böyle birşey olmayacak beni affet lütfen. Ben kimsenin canına kastetmek istemem. Bu büyük bir suç ve vicdansızlık farkındayım, çok yanlış yaptım. Ben Fatih'in de senin de peşini bırakacağım, söz veriyorum. Miray tepki vermeden İpek'i dinliyordu. Tabii ki inanmamıştı fakat kurcalamayacaktı. Zengin kızların sevdiği kişi için ne kadar hatsizleşeceğini tahmin edebiliyordu.

M: Kıskanılacak bir durum yoktu ve olmayacak da. Benimle uğraşmayı kesin. Bu şirkette oluşum sadece iş amaçlı. Fatih Bey'le aranızdaki duruma beni karıştırıp boş kıskançlık krizlerinize beni bulaştırmayın! Miray odadan kapıyı çarparak çıkmıştı. Fatih duydukları karşında oldukça üzgündü. Sinirle İpek'e dönüp;
" Seni kovdum ben İpek özürünü dilediysen çıkabilirsin."

İ: Baban öyle demiyor ama Fatih.

F: Tabi ya doğru, babam değil mi senin özgüveninin ve rahatlığının kaynağı?
Fatih asıl sorunun İpek değil de babası olduğuna karar vermişti. Hızlar odasına gidip babasını aramıştı.
Olayı babasına anlatan Fatih küçük bir tartışmaya girmişti babasıyla. Dik baş

Olayın üstünden iki gün geçmiş, ipek yüzsüz bir şekilde şirkette dolaşmaya devam ediyordu.


....

Gün ortasında, fatih miray dan çay istemiş, getirmesini bekliyordur. masasında otururken miray elindeki çayla kapıyı çalar. 

fatih: girrr!!

 
elindeki çay bardakla kapıyı açıp içeri giren miray, gözleri yarı kapalı halde ayağı odada ki koltuğun kenarına takılıp bardağı elinden düşürüp, kırar.

miray: Ayy! şey, fatih bey özür dilerim ben, yanlışlıkla oldu, ben hemen toplarım.

fatih: sorun değil, dur elleme...
demeden  miray cam parçasını alırken elini keser.

miray: ahh! ya offff...

fatih: miray... elleme dedim sana.  iyi misin? nedir bu halin, kalk otur koltuğa. 
Demişti mirayı kaldırıp, koltuğa oturttururken.

miray: sormayın fatih bey!
dün hiç uyumadım. Gülay ve ablam tabi evde oldukları için gece beni de uyumadılar. 
ve bu sabah o kadar çok trafik vardı ki hatta o yüzden de geç kaldım. çokk yorgunum anlayacağınız...

YENİ BİRİ(düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin