Bölüm 34

341 49 6
                                    


Sokakta yürürken bir yandan da tanıdık biri görmesin diye etrafı kolaçan ettim. Şeyma denen kıza not gönderdiğim çocuklarla sorulacak bir hesabım olduğu için Mustafa'ların semtine geldim. Çocuklar da tanıdıkdı ve oyuncaklarını da almıştım. Bana nasıl ihanet ederler, anlamıyorum. Yanımda yürüyen Yasemin de en az benim kadar tedirgin. Bizi Mustafa yada onlardan biri görse burada oluşumuzun bir açıklaması yoktu.

"Buket olan olmuş artık. Hem ismini de söylememişler belki ki. Burada ne yapıyoruz Allah aşkına."

"Öyle deme. Ya adımı da söyledilerse ve Mustafa şu an adamı biliyorsa?" Yasemin bıkkın bir nefes vererek geçiştirdi beni. Tam çocukların okuldan geliş saatiydi. Birazdan zengin bebeleri servisten inecek ve karşılarında beni bulacaklardı. İki dakika sonra öyle de oldu. Çocuklar başta şaşırdılar ama sonra yeni bir oyuncak alacağımı sandılar her halde. Gözleri parladı. Sizin o gözlerinize yapacağımı bilirim de neyse.

"Ee çocuklar. Nasılsınız görüşmeyeli bakalım?"

"İyiyiz Buket abla. Sen nasılsın?" Tek kaşımı kaldırarak onlara baktım.

"Ben hiç iyi değilim. Dün bir şey öğrendim." İki yerden bitme de birbirlerine baktıktan sonra ne öğrendin der gibi bana baktılar.

"Geçen ay yaptığınız işte kimliğimi açık etmişsiniz. Öyle bir duyum aldım. Tabi kesin hüküm vermek istemedim. Olayı bir de sizden dinleyelim dedik."

"Vallahi bir şey demedik Nuket abla." Bu çocuk adımı söylese bile Mustafa'yı yanlış yönlendirir kesin. Ya harfleri yutuyordu ya da yanlış söylüyordu. İsmim de buna dahildi. Gerçi altı yaşında ana okuluna giden çocuktan ne beklenir ki.

"Emin misiniz?" Çocukları sorgulayan Yasemin'e baktım göz ucuyla. Kesinlikle çocuklarla benden daha iyi anlaşıyordu. Bunu piyangodan çıkan üç yaşındaki kardeşine bağlıyordum.

"Eminiz Yasemin abla. Sadece kendi aramızda konuştuk dönüşte. Mozaik abla bize isteğimiz oyuncağı alır inşallah diye. Sizin yanınıza gelene kadar isimlerinizi hiç söylemedik. "Çocuklara cevap verecekken arkadan apartman kapısı açıldı. Dönüp bakınca yavrucakların annelerinden birini gördüm.

"Aaa Yasemin, Buket. Ne güzel bir tesadüf. Ne yapıyorsunuz burda?"

"Hm Aysel abla,biz iyiyiz sen nasılsın?" Dedi Yasemin.

"İyiyim canım. Ne yapıyorsunuz bakalım?"

"Şey bir arkadaşımıza ders çalışmaya geldik. Eve dönerken de onlarla karşılaştık." Diyerek çocukları gösterdim. Anneme de bu yalanı söylemiştik. Valla yüreğim sızladı ama ne yapayım. Ona Mıstıfa'm gibi bir damat götürecektim. Bir şeylere de göz yumsun artık.

"İyi gelin. Çay içelim." Ya hava da soğuktu ve yarım saattir burada beklediğimiz için sıcak bir çay güzel olurdu aslına.

"Yok Aysel abla biz gidelim. Geç kalmayalım eve. Annemler çok kızar yoksa. Görüşürüz,iyi akşamlar." Dedi Yasemin. Sonrada yerden bitmelere dönüp konuştu." Görüşürüz çocuklar ."dedi. Sanki ağzını sıkı tutun der gibi. Aysel abla ile vedalaşıp Mustafa'nın evinin olabileceğine uzağında bir durağa gittik.

" Çocuklar söylememiş işte Buket. Demek ki öğrenmemiş. "

"O zaman nasıl bu kadar kendinden emin konuşuyor."

"Seni kışkırtmaya çalışıyor işte. Ağzından bir şeyler kaçır diye." Ağlar gibi bir ses çıkardım ve Yasemin'in omzuna başımı koydum. Öylece otururken aklıma Ahmet bey enişte geldi.

"Senden var mı bir hayır havadis?"

"Ne gibi?" Sorusu ile kafamı kaldırıp ona baktım.

"Ahmet bey enişteyi diyorum. Yok mu bir gelişme?"

"Yok gibi." Oflayarak yola baktım. Sonra tekrar Yasemin'e baktım.

"Kapalı bir kutu gibi oluyorsun bazen Yasemin. Ben sana her şeyi anlatıyorum. Sen sadece yüzeysel anlatıyorsun." Bana baktı üzüntü ile.

"Vazgeçmek üzereyim Buket. Duyduğuma göre geçen haftasonu biriyle buluşmuş. "

"Ne var ki bunda. Herkes arkadaşlarıyla buluşur."

"Öyle değil işte. Bir kız ile baş başa sinamaya gitmiş."Kaşlarımı istemsiz bir şekilde kaldırdım. İşte bu kötü bir haberdi.

"Ne zaman duydun?"

"Dün teyzemlerde Ali Efe söyledi. Konuşma arasında. Aramızda olanları bilmiyor ki. Bilse söyler mi buluştu diye?" Hak verircesine kafamı salladım.

"Bilse onunla arkadaşlığını da bitirir. Sonuçta onun kız kardeşinden bir farkın yok."

"Bu yüzden artık arkamda bırakmalıyım. Kimse bilmiyor zaten. Bende üstüne gitmeme kararı aldım. Konu kapansın gitsin işte. "

"Zaten biriyle görüşüyorsa üstüne gitmemeliyiz gibi." Beni onaylarken otobüs de sokağın başında görünmüştü. Bu gün yine ikimiz de eli boş dönüyorduk eve.

Bayan B /Yarı Texting (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin