Sakince etrafıma bakındım. Bu gün Mustafa'nın üniversite sınavına girdiği ikinci gündü. Bir yanımda Yasemin diğer yanımda Mustafa'nın anne ve babası duruyordu. Yaklaşık iki ay önce Mustafa zorla tanıştırmıştı. Dilinden düşürmediği kardeşinin de maşallahı vardı tam bir prensesdi. Evet arkadaşlar Mustafa'nın hayalleri suya düşmüştü çünkü minik Ecrin oldu.Sonra herşey çok hızlı geçmişti. Okul,tatil ve Mustafa'nın sınav stresi derken bu günlere gelmiştik. Yasemin de yazlıkta ki çocuk ile işi baya ilerlemişti ama adını koymamışlar. Resmen bir seneye aşkın flört ediyorlardı.
"Ya Buket hadi sen geldin tamam da ben niye sabahın bir vakti buradayım?" Yasemin söylenmesi ile ona döndüm. Mustafa'nın anne ve babası bir kaç metre uzağımızdaydı.
"Arkadaşına destek olmak için Yasemin. Yarın bir gün yazlık eniştem ile bir şeyler olursa ben sana destek olmayacak mıyım?"
"Ya ne alaka ne alaka?"
(Evet arkadaşlar boş kalınca tik tok'a sardım kxjskwkajsa.)
"Tamam tamam anladım ben seni." Trip moduna geçmiştim. Mustafa'm burada olsaydı ona atardım lakin neredeyse altı aydır Mustafa'ya nefes alsak batıyordu. Kimse bir şey de diyemiyordu. Bir tek küçük Ecrin böyle durumlarda yeni yeni konuşmasıyla 'öyk,kaka, abi' gibi şeyler söylüyor yada Mustafa'ya kızmak için parmağını saklıyordu.
Öyle böyle bir şeyler geçmişti. Şimdi okulda Mustafa olmayacaktı. Suat şebeği olmayacaktı. Zorla ögle yemeğini bizimle yemeyecekti. İçimde bir burukluk yok değildi hani. Mustafa'nın çıkış saati gelince kapıya odaklandım. Ufukta Mustafa görününce çimenlerin üstünden kalkıp ona doğru yürümeye başladım. Mustafa da beni görememiş olacak ki etrafına baktı. Canımın ciğeri sen yeter ki görmek iste, ben senin baktığın yerde olurum.
"Eee nasıl geçti oğluşum?" Mustafa'nın annesi çok alem kadındı. Yada bütün erkek çocuk anneleri böyleydi.
"İyi sayılır. Çok kötü geçmedi. Hayırlısı bakalım."
(Buradan tüm 2021 YKS mağdurlarına selam olsun arklar.)
Mustafa annesiyle konuşurken bizde yanlarına gitmiştik. Mustafa ile göz göze gelince tebessüm ettim. " Hadi bakalım o zaman bunun şerefine size yemek ısmarlayayım." Diyen Mustafa'nın babasından başkası değildi. Mustafa hemen şiddetle karşı çıktı.
"Yok baba biz daha Suatlarla buluşacağız. Sonra yeriz. Sen bizi kafeye bırakır mısın?" Mustafa'nın niye bu kadar acele ettiğini anlamıyordum.
Kafeye gelince Suat'ın çoktan geldiğini gördüm. Onun sınava girdiği okul merkeze daha yakındı. Kafeye geleli yarım saat olmadan Mustafa ayaklandı.
"Hadi kalk gidelim." Bana elini uzatınca niye der gibi ona baktım." Hadi Buket naz yapma." Elimi zorla tutup kaldırdı beni. Ben de eşyalarımı toplayarak kalktın.
"Nereye ya? Zorla kaldırdın, insanlara bir veda bile edemedik."
"Suat insan değil Buketcim." Ona kınarmış gibi bakıp cıkladım.
"Nereye gidiyoruz peki?"
"Bilmem."
"Niye gidelim dedin o zaman Mustafa ya?"
"Buluruz gidecek bir yer, boş ver." Oflayarak yanında yürümeye devam ettim. Biraz yürüdükten sonra bir parkta ağacın altına oturduk. Ben ağaca yaslanınca Mustafa da dizlerime yattı. Konuşmadan ne kadar öyle durduk bilmiyorum. Sessizliği bozan ben oldum.
"Mustafa! Mustafaa! Uyudun mu?" Gerçekten uyumuştu. Çok da sessiz uyuyordu. Ben olsam kesin horlardım. Mustafa'nın bütün gece stresten uyuyamadığını düşününce onu uyandırmak istemedim. Ama fotoğrafını çekmeden olmazdı. Evde falan uyusaydı makyaj yapardım ama şimdi parktaydık. Telefon çalınca Mustafa'yı uyandırmadan hemen sessize aldım.
"Efendim anne?"
"Nerdesin kız sen? Baban gelecek nerdeyse." Annem böyle diyince saate baktım. Saat daha iki bile değildi.
"Anne saat daha iki. Babam akşam beşte gelir ya eve."
"Zilliye bak hele. Bugün pazar ya hanım efendi. Baban işe değil kahveye gitti ya hani." Böyle diyince bir aydınlanma yaşadım. Gerçekten de öğle yemeği için babam birazdan eve gelirdi.
"Anne sende Buket dışarı çıktı diyiver."
"Sonra da baban sekiz buçukta evden çıktılar, neredeler bunca saattir desin. Bana bak kızım aylardır saklıyorum babanda bu kızın sevgilisi var derim."
"Tamam anne tamam yarım saate evdeyim." Annemle telefonu kapattıktan sonra Mustafa'ya baktım. Yiğidim, aslanım güzel uyuyorsun ama artık kalkma vakti.
"Mustafa, ştt Mustafa. Kalk çabuk. Benim eve gitmem lazım. Babam gelecekmiş birazdan."
"Beş dakika daha." Ayaklarımda kafasını oynatmaya başladım. "Rahat dur Buket."
"Kalksana evde uyursun. Benim eve gitmem lazım. "Gözlerini açıp bana baktı. "Niye?" Diye sorunca ona boş boş baktım.
"Babam gelecekmiş Mustafacığım."
"Haa! O zaman gidelim. Kötü damat imajı çizmek istemem." Ona ters ters baktım. Eve giderken neşesi pek bir yerindeydi.
"Evet Mıstıfa ayrılık vakti geldi sonunda."
"Tövbe de. Ayrılık mayrılık. Ne biçim kelimeler onlar." Gülmemek için kendimi sıkarken uzaktan bir ses yükseldi.
"Buket,abicim." İşte şimdi bittik der gibi Mustafa'ya baktım. Mustafa benim aksime çok sakindi. Abim olacak yaratık yanımıza gelince bir Mustafa'ya bir bana baktı.
"Buket yanındaki bu dingilin okuldan ve uzaktan, çok uzaktan arkadaşın olduğunu söyle." Tehditvari konuşması ile ufaktan bir tırssamda kuyruğu dik tutmak lazımdı.
"Yoo. Ben Buket'in sevgilisiyim. Mustafa." Mustafa, aslanım yürek mi yedin? Lütfen tanışmak için uzattığın elini yavaşça indir.
"Lavuğa bak lan." Diyen abimin yumruğu gözlerim önünden hızlıca geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan B /Yarı Texting (Tamamlandı)
Genç Kız Edebiyatı[Bayan B]: Saçını bi sağa bi sola savuruyorsun ya [Bayan B]: Baka, baka doyamıyorum [Bayan B]: Gözünü süze, süze; havalı, havalı [Bayan B]:Gülünce hayran oluyorum [Bayan B ]: Yine ben. N'aber yakışıklı.