3.7

12.4K 708 66
                                    

Yarım saattir odanın içinde heyecandan yerimde duramıyordum.

Odamın kapısı aniden açılınca sıçrayarak kapıya döndüm.

"Ekin kaç saattir kapının önünde kapıyı çalıp duruyorum niye hiç bir cevap vermiyorsun abicim?"

"Abi şey ya dalmışım ben dalmışım."

Oğuz abim göz devirip kapıyı kapattıktan sonra yatağıma oturdu.

Buluşmaya 20 dakika kala çok güzel oldu bu çok güzel(!)

"Sen böyle hayırdır nereye?"

Evet evet arada kekolara bağladıkları doğrudur abimlerin.

"Ceylinlerde ceketim kalmışta onu almaya gideceğim."

Kıyafetlerimi süzüp tekrar alaylı ifadeyle konuşmaya başladı."Yarın getirebilir ceketi okula hem sen ne zamandan beri Ceylinlere giderken bu kadar hazırlanıyordun?Resmen parfüm kokunu diğer mahalle duyar."

Öh anasının gözü ama.

"Abicim biraz abartmıyor musun?Her zaman ki halim sadece biraz parfümü abartmışım.Hem o ceket en sevdiğim ceketti yarın okula giderken onu giyeceğim o yüzden almam lazım."

Ayağa kalkıp karşıma dikilince korku ile gözlerine baktım."Bak zaten bizim zulayı patlattığını daha sindiremedim bir yalanını yakalarsam cezalardan ceza beğen Ekin."

Abim belliydi baya konuşacaktı hemen onun yanağını öpüp yatağın üzerinde ki hırkamı ve telefonu alıp kapıya koştum.

"Hava kararmadan gideyim geç kalırım yoksa."

Arkamdan bir kaç homurtusunu duysamda hızlıca ayakkabılarımı giyerek evden çıktım.Görkemin attığı konum beş dakikalık bir mesafede ki parktı.Eskiden en çok gittiğim park.

O parkta ki anılarım aklıma gelince dolan gözlerimi engellemek için gökyüzüne doğru baktım.Bir kaç saniye sonra kendime gelince hızlı hızlı yürümeye başladım.

5 dakika sonunda parka ulaşınca elimi demir kapıya koyup biraz soluklandım.Hızlı geleceğim diye nefes nefese kalmıştım.

Nefesimi düzene sokunca doğrulup demir kapıyı iterek parkın içine girdim.Salıncakta ki gördüğüm beden ile oraya doğru ilerledim.

Adım seslerimi duyunca kafasını kaldırıp bana doğru döndü.Beni görünce yüzünde bir gülümseme oluştu belki de gelmeyeceğimi sanıyordu ama ben bulmuşum yakışıklı çocuğu kaçırır mıyım?

Kocaman bir hayır.

"Ekin gelmişsin."

Yanına doğru adımlayıp yanında ki salıncağa oturdum ve ona doğru döndüm.

"Geldim bizim için geldim."Yüzünde ki gülümseme büyüyünce bende gülümsedim.

"Hatırlıyorsun demi bu parkı?"

Buruk bir tebessüm oluştu yüzümde.

"İnsan en güzel zamanlarını unutur mu?"

Onunda gülümsemesi tebessüme döndü.

"Unutmaz yani unutmamalı."

Derin bir nefes aldı.

"9 yaşındaydım seni ilk gördüğümde.Bu parkta gördüm seni yine salıncağa oturmuş gökyüzünü izliyordun.Her zaman ki yaptığın gibi."

Mırıldandım kendi kendime."Her zaman ki yaptığım gibi."

"Kırmızı bir elbise vardı üzerinde saçında at kuyruğuydu.O yaşta bile öyle güzeldin ki koyu kahve saçların rüzgarda uçuşuyordu gözlerine giriyordu.Sen hiç duruşunu bozmadan ellerinle yavaşça uzaklaştırıp yine gökyüzünü izlerdin.Tabii bende seni.Bu böyle 2 yıl devam etti.Haftada iki kez filan gelir o salıncağa oturur gökyüzünü izlerdin arada parktakilerle beraber saklambaç oynardın.Onlar sadece saklambaç oynadıkları zaman gider aralarına katılırdın."

İkimizde yutkunduk.

"O olaydan sonra ne hiç dışarıya çıktın ne de bir daha saklambaç oynadın.2 ay boyunca her gün sabah gider akşama kadar senin gelmeni beklerdim ama gelmedin.12 yaşıma gireceğim gün taşınacağımızı öğrendim.Taşınmak demek seni bir daha görememekti evet orada durursak yine göremeyecektim ama aynı sokakta olduğumuzu bilmek beni mutlu ediyordu.O kadar ısrar etmeme rağmen taşındık.Eski evimiz ve yeni evimiz arasında yarım saatlik mesafe vardı.Yani aramızda yarım saat vardı.Bir hafta boyunca annemler dışarıya çıkmama izin vermedi eve yardım edeyim diye.1 hafta sonra anneannem sizin mahallede oturduğu için anneme yalvar yakar beni oraya götürmesini istemiştim.Geldiğim de siz yoktunuz.Taşınmıştınız."

Babamın ölümünden 2 ay sonra taşınmıştık o evde ki anılar üzerimize  geldiği için.

Dolu gözlerimi kırpıştırdım.

"S-sonra bulamadım seni.Ta ki liseye kadar.Senden sonra iyice içime kapanık birine dönüşmüştüm.Sadece Emirler vardı.İlk tenefüs gördüm seni Utku ve Ceylinle bankta oturmuş gülerek Utkuyu dinliyordun.Saçını sarıya boyatmıştın.Senin hakkında bilmediğim tek şey saçını niye sarıya boyattığın galiba."

Kısık sesimle mırıldandım.

"Babamı kaybetmeden aylar önce en son gördüğümde annemle yatak odasına konuşurken duymuştum.Annemin saçını okşayıp konuşuyordu.Diyor du ki 'Şu dünyada en güzel saç senin şu sapsarı güneşe benzeyen saçların.'demişti.O zaman koyu kahve olan saçlarıma bakıp 'Benim saçım niye kahverengi ki keşke babamın sevdiği gibi  sarı olsaymış'diye geçirdim ıçimden.Aylar sonra babam öldü.O kurduğu cümle hep aklımdaydı.13 yaşımdayken annemlerin karşısına geçip saçlarımı sarı yapacağım dedim.Babamın ölümünden sonra zar zor konuşan ben karşılarına geçip iki üç kelime etmiştim bu mutlulukla kabul ettiler.Bende gidip saçımı sarıya boyattım.Babam  benimde saçlarımı sevsin diye."

Ellerini yavaş yavaş çekinerek saçlarımın üzerinde gezdirdi.

"Baban seni her türlü seviyordur Mehlika.Aynı benim gibi.O gün seni gördüğüm de gözlerinden anlamıştım aslında senin benim aya aşık kızım olduğunu.O günden sonra her gün izledim seni.Gülüşünü izledim,hareketlerini izledim ama emin ol en çok izlemeyi sevdiğim şey gülüşündü.Bir gülüyorsun Ekin kalbim çiçek bahçesine dönüşüyor."

Ellerini saçlarımdan çekip ellerimi tuttu.

"Sana Mehlika dememin sebebi gökyüzüne ve aya aşık olman.Mehlika ay yüzlü demek o kadar güzel anlamı var mı ancak sana yakışırdı bu sözcük.Senin yüzün benim yer yüzünde ki gökyüzüm."

Benden habersiz akan yaşlardan Görkemin elini yanağıma götürüp yaşları silmesiyle haberim oldu.

"Şimdi istersen çekip gidebilirsin buradan bana kendimi anlatma fırsatı verdin ya o bile yeter bana.Ben seni severim yine ama senin haberin olmaz.Seni korurum yine ama yine haberin olmaz.Sen iste bu itirafı hiç yapmamış gibi yapayım.Seni hiç bir şeye zorlayam-"

Yanağımda ki elini ellerimin içine hapsedince sustu.

"Senin ilk söylediğin gibi 'Gönlüm bekliyor seni.'"

Yanağından bir damla yaş düşünce yere düşmeden ona biraz yaklaşıp o yaşın üzerinden öptüm.

"Kalpten gideceğim."Görkemin dediği şeye gülüp geri çekilirken aniden ayağa kalkıp benide kaldırdı.Kollarını sıkıca belime dolayıp beni etrafında döndürmeye başlayınca.

İkimizde kahkaha atmaya başladık.

"HERKES DUYSUN ULANN SEVİYOR İŞTE BENİ SEVİYOR."

Kulağına yaklaşıp fısıldadım.

"Seviyorum hemde çok."

Daha çok sıkı sardığında gülmeye başladım.

İşte huzur buydu.

Bu bölümün tam da 14 şubata denk gelmesi ayyy.

Çocuklarımın mürvetini de görürüz inşallah amin

Mehlika|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin