H24|Her Şey Bitecek|

407 26 0
                                    

# The Scientist - Coldplay

Özet..

Kırıcı olmaya başlamıştı "Ben seni kastettim iyi misin? Derken. Yorgun görünüyorsun bir sorun mu var?" Dedim Kamer güldü ama bu sahte bir gülüştü "İyi miyim? Öyle mi? Nasıl iyi olayım lan resmen her şeyden sakındığım herkesten koruduğum sevdiğim kadını kendi ellerimle öldürecektim. Kendimi kaybettim. Yaralarını görmezden geldim zevk uğruna seni tehlikeye attım." dedi bağırarak ayağa kalktı masaya tekme attı "Siktir sana zarar verdim lan." dedi asılı duran aynaya yumruğunu geçirdi. Elinin büyük bir kısmı kan olmuştu. Kapıya doğru yöneldi "Kamer! Bu şekilde gitme." Dedim ama kapıyı sertçe kapadı arkasına bile bakmadı çekti gitti.

H24

Saatler olmuştu kapıdan çıkıp gideli. Hiçbir haber yoktu. Bunu bana yapmaya hakkı yoktu. O şekilde çekip gitmemeliydi. Eli kanlar içindeydi. Şimdi nasıl? Ne haldedir? Onu merak ediyordum ama bu koca şehirde o istemeden onu bulma imkanım yoktu. Kamer isterse ona ulaşırım istemezse ulaşamam o ne derse o başka bir seçenek yok. 

Saatlerdir aynı yerde kımıldamadan duruyordum. Yataktan kalktım. Her yer darmadağın olmuştu yerde cam kırıkları vardı kırıklara basmamaya özen göstererek valizden kot pantolon ve siyah kısa kollu uzun bir tişört aldım. Üstümdeki eşyaları çıkardım iç çamaşırlarımla kaldım. Dolabın üstündeki boy aynasına baktım. Ellerimi omuzlarıma doğru götürdüm yaralar geçmek üzeriydi. Eğilerek bacaklarımın üstündeki bandajı söktüm. Berbat haldeydi. Dikişler olduğu gibi duruyordu. Karnımın üstündeki bandajı da söktüm tıpkı bacağımdaki dikişlerden vardı.

Suratımı astım. Çok kötü görünüyordum. Yüzüm çok solgundu. Bitkin bir haldeydim. Uzun süre bedenime baktım. Etkilenilecek bir tarafım yoktu. Kamer'le yaşadığımız o gece tarif edilemez bir şeydi. Onu her şeyi ile istiyordum. Gözümde inanılmaz bir yerdeydi ama şimdi fark ettim onu isteyen bendim onun bir suçu yoktu yaşanılanlara sebebiyet veren bendim. Onu arzulayan zevkime engel olamadım. O ise sadece benim istediğimi verdi. Benden etkilemiş beni istemiş olamaz şu halime bak birlikte olmak isteyeceği son kişi olurdum sanırım.

Daha fazla yaralar içinde olan bedenime bakmak istemdim. Yeni bandajlar sardım bacağıma. Daha sonra karnımın üstündeki yarayı da kapadım. Kot pantolonumu ve tişörtümü giyindim. Saçlarıma ellerimle şekil vermeye çalıştım. Lavaboya gittim yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çakıştım.

Saat 4.30 olmuştu. Kamer'in geleceği yoktu. En iyisi dışarı çıkmaktı etrafa bakıp gezinirsem kafam dağılabilirdi. Tam kapı kolunu tuttuğumda telefon sesi duyuldu. Odaya dönüp komedinin üstünde otele ait olan telefonu açtım "Hello what are you looking for? (Ne için aramıştınız?)" dedim karşımdaki kişinin İngilizce bilmesini umarak. Ses gelmemişti "Can't you speak English? (İngilizce konuşamıyor musunuz?)" diye sordum. Cevap gelmeyince kapadım. Görevli biri olmalıydı odayı aradığına göre ama neden cevap vermemişti ki Fransızca dışında bir dil bilmiyordu sanırım üstelemedim.

Kapıya doğru gidecekken telefon tekrar çalmaya başladı. Kimdi bu yine "Hello?" ses yok çıldırıcam. "Kimsiniz bilmiyorum ama artık yeter konuşmayacaksanız aramayın." dedim sanki beni anlayacakmış gibi tam kapatacakken "Benim hissiz." Dedi Kamer. Onun olmasını beklemiyordum. "Kamer! Neredesin? Elin nasıl? Bir haber verseydin bari." dedim endişeyle. Kamer sustu bir iki dakika sabırla bekledim diyeceği şeyi "Dışarı çıkma." dedi. Cidden mi? Söyleyebileceği onca şey varken bu mu? Ayrıca nereden biliyordu dışarı çıkacağımı "Kamer benimle dalga mı geçiyorsun? Çektin gittin. Neredesin? Geri gel."  dedim sinirle.

Dıt dıt dıt...

Telefonu suratıma kapatmıştı. Ne yapamaya çalışıyor bu eğer istediği beni delirtmekse başarıyor. Dışarı çıkma deyip yüzüme kapamıştı resmen. Ne zannediyordu onu dinleyeceği mi falan mı? Hem nereden biliyordu benim dışarı çıkacağımı da bunun üzerine aramıştı. Sesi de iyi gelmiyordu. Bıktım. Her seferinde bana bunu yapmasından bıkmıştım. Çok iyi davranıp iyi hissettirip sonra bir anda aramıza mesafe koyup beni yalnız bırakıyordu.

Komedinin üstünde duran telefonu sinirle yere doğru fırlattım. Hep bir şeyleri dağıtan taraf Kamer mi olacaktı. Yatağa oturdum. Çok öfkeliydim. Ağlayamadığımdan içim sinirle doluyor ve kriz olarak çıkıyordu. Bir an önce sesli bağırmam. Öfkemi bir şekilde çıkarmam gerekiyordu. Hızla ayağı kalktım. Odadan dışarı çıktım. Hiçbir yeri bilmiyordum çok fazla İngilizcem de yoktu buradaki insanların çoğu da Fransızca konuşabiliyordu. Çok uzağı gidemeyeceğimi anladım. Asansöre bindim.  Çatı katına giden tuşa bastım.

Kapıyı ittiğimde artık en yüksekteydim. Paris sanki ayaklarımın altındaydı. En uç kısma kadar yürüdüm. Burada özgürdüm kimse beni duyamaz ve karışamazdı. Avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım. "Yeter yalvarırım dur artık eziyet etme bana. Madem durmayacaksın eziyet edeceksin bırak, bırak da ağlayayım biraz olsun lütfen." Dedim diz çökerken. Çok yorulmuştum. Babamı istiyordum eski hayatımı. Normale dönsün istiyordum her şey. 

Uzun bir süre dizlerimin üstünde durdum saat kaçtı bilmiyorum. Sadece durdum. İçimin soğumasını bekledim. Arkamda ki kapının açılma sesini duyduğumda zar zor o tarafa döndüm. Gelen yabancı bir Fransız'dı. Bunu elindeki içki şişesiyle bana doğru gelirken dediklerinden anladım "Bonjour tu veux boire? (Merhaba içmek ister misin?)" Sadece merhaba dediğini anlamıştım.  Gerisini de pek umursamadım. Benden bir kaç yaş büyük olmalıydı. Geniş omuzları heybetli bir vücudu vardı.

Ona İngilizce konuşabiliyor mu diye sordum. Neyse ki biliyordu. Kısa bir sohbetin ardından bana içkisinden teklif etti hiç düşünmeden kabul ettim. 25 yaşında olduğunu ve kafa dağıtıp yalnız olabilmek için buraya geldiğini beni gördüğüne şaşırdığını söyledi. Uzun bir süre konuşmadık. Yan yana oturmuş içki içtik. Bana doğru kaydığını fark ettim. Yaklaşmak istiyordu. Engellemedim. Bundan cesaret alıp elleri ile yüzümü ona doğru çevirdi. Sanırım birazdan beni öpecekti. Gülümsedim. Umurumda değildi. Buna sevinmiş olmalıydı o da gülümsedi. Dudaklarını bana doğru yaklaştırdı gözlerimi kapadım.

Olup bitmesini bekledim. Elini belime götürdü. Nazik bir şekilde acele etmeden öpüyordu. Bir an olsun iyi hissettirmişti. Gözlerimi açtım. Açmam ile kapamam bir olmuştu. Kamer' i gördüm sanmıştım. Tekrar açtım tekrar kapadım ama görüntüsü gözümün önünden gitmiyordu. Ondan ayrıldım. Gözlerimi ovuşturdum. Dizlerimi kollarımla sardım. Kafamı dizlerimin arasına aldım. Aklımdan çıkmasını bekledim.

Fransız ellerini bedenime değdirip başımı kaldırmaya çalışıyordu sanırım beni öpmeyi sürdürmek istiyordu. Hızla ayağı kalktım "Enough, I don't want to stop! (Yeter, dur istemiyorum!) dedim bağırarak. Geldiğim kapıdan koşarak uzaklaştım. Ne yapmıştım ben. Nasıl böyle bir şey yapabilirdim. Otel odasına geri döndüm. Kapının önüne geldiğimde anahtarım olmadığını fark ettim. Tam lobiden yardım istemeye gidecekken kapı içerden açıldı. Kamer dışarı çıkıyordu.

Onu göğsünden itip içeri doğru girmesini sağladım bende peşinden girdim kapıyı kapadım. Boynuna sarıldım. "Kamer buradasın gerçekten buradasın." dedim kokusunu içime çekerken. O ise put gibi duruyordu. Geri çekildim. Yüzüne baktım. Tek bir mimik bile oynamıyordu. "Kamer konuşmak istiyorum neler oluyor?" dedim elini tutup içeri çektim beni engellemedi. Yatağın üstüne oturduk. Gözlerinin içine baktım donuk yeşillere "Kamer konuş lütfen susma." dedim.

Sustu uzun bir süre yüzüme baktı sadece. Aklıma eli geldiğinde endişeyle baktım. Bandaja sarılıydı. Tam elinin nasıl olduğunu soracakken buz gibi konuşmuştu "Sana dışarı çıkma dedim ama sen ne yaptın yine bildiğini okudun tıpkı geçen seferki gibi sana anneni getireceğim bana güven dedim ama sen bana güvenmedin ve başına neler geldi bu gün sana dışarı çıkma dedim ama sen çıktın azıcık ulan azıcık daha bekleyemedin gelecektim yanına ama sen gittin hiç tanımadığın biriyle içtin o da yetmezmiş gibi -bandaj olmayan elini dudaklarıma götürdü- onu gülümseyerek öptün lan onu öptün -elini çekti- şimdi sana ne dememi istiyorsun Mira? Bitti anlıyor musun? Her şeyi düzelteceğim bir süre yanımda olmak zorunda kalacaksın ama işleri düzelttiğim an her şey bitecek. Bir daha görüşmeyeceğiz." Dedi sinirli bir şekilde. Bir şey dememe fırsat vermeden ayağı kalktı ve gitti. Her şey bitmişti o beden ayrılmıştı.

Bir dahaki bölüm beklentileriniz?

Bölüm bittikten sonra yüz ifadeniz?

Desteklerinizi bekliyorum yorumlarınızı okuyorum umarım beğenmişsinizdir. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.

Sizi seven anddesperate🤍

HİSSİZ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin