HİSSİZ +18

H5 |Sigara|

# Selena Gomez - Fetish ft.Gucci Mane

Özet...

Gece karanlığı, rüzgardan sallanan yapraklar, gökyüzünün lacivertliği, rüzgarın melodisi, yıldızların parıltısı, gözleri yaşlı adam göğsünde yatan yaralı kız...

Beni büyüleyen bu koku, göğsündeki sıcaklık, beni buna alıştırma yeşil gözlü çocuk...
Ben doğru düzgün bir kız değilim ki daha önce bunları hissetmedim...

Ya seni sevmeyi beceremese...

Ya seni sevince beni bırakırsan...

Ben dayanabilir miyim ki...

Galiba büyülendim, galiba alıştım senin kokuna, omuzundaki sıcaklığa, şimdilik bende saklı...
Galiba seni sevmeye başladım...

H5

Ne kadar süre onunla aynı pozisyonda durduk bilmiyorum. Sadece onca olan şeye rağmen onun yanında huzurluydum bunu biliyorum. Sessizliği bozan o oldu konuştu "Kalk gidiyoruz." dedi soğukça. Bir insan bir anda nasıl  değişir anlamıyorum. Daha demin yaşanılanlar şimdi ki soğukluğu, tam olarak anlamış değilim ama onu her zerresine kadar tanımak istiyorum.

Belki beni sevmezdi ama aşk göze almak değil midir?

(Sizce aşk nedir? Yorum bırakın da aşkı kendimizce tanımlayalım)

Ben belki şu an emin değilim bazı şeylerden, o beni sever mi? Sevmez mi? Bilmem ama duygularımdan emin olduğumda bazı şeyleri göze alabileceğimden eminim.

Arabaya bindiğimiz gibi klimayı açtı. Hava soğuktu ve muhtemelen üşümüş olmalıydı. Bana pek fark eden bir şey olmadı. Ormanlık alanlardan geçiyorduk yolların aydınlık olduğu söylenemezdi. Arabada ki sessizlik sinirimi bozmuştu radyoyu açmak için yeltendiğimde beni engellemedi bende rasgele bir şarkı açtım.

Bu şarkı sözlerini biliyordum;
(Yıldız Tilbe, Sana Kalbim Geçti)

Sana kalbim geçti aman,

Geri versen almam almam,

Seni seçti ruhum neden?

Nasıl etsem, sevsen, sevsem,

Bir zamanlar sende şimdi,

Yanıyorum çöller gibi,

Deli gönlüm sevme aman,

***

İstesem böyle bir şarkı gelmezdi şu an, radyoya doğru uzanıp kapadım. Arabada yavaşlamıştı sanırım gelmiştik. Burası daha şehir içi bir yerdi. İşlek bir cadde üzerindeydik. Arabanın motorunu durdurdu. Bana bakıp "İnmeyi düşünmüyor musun? Hadi." dedi. Arabadan indi. Bende peşinden indim. Krem rengi lüks ve güvenlikli binadan içeriye giriş yaptık.

Asansöre doğru adım attığımda beni durdurdu. Şaşırmıştım yani böyle bir adamın asansör fobisi falan olduğuna. "Sen korkuyor musun?" Dedim şaşkınca. Bana ters ters baktı "Spor diyelim? Gerçi sana baktım da pek sporla aran olmadığını fark ettim." dedi muzipçe sırıtarak. Ya bana resmen 200 kilo sarkık etli muamelesi yaptı "Hah yanlış görmüşsün, sen kaçıncı katta oturuyorsun onu söyle." dedim meydan okurcasına.  Bana tip tip baktı "Sen az önce yanlış baktın diye söyleyip sana tekrar bakmamı mı istedin? Kat 12" dedi sırıtarak. Cevap vermeme fırsat vermeden merdivenlere yöneldi.

Kat 12 mi? Çüş, ben bizim 4 katı zor çıkıyorum 12 katı nasıl çıkayım? Tanrım yardım et. Nefes nefese tam 7 kat çıkmıştım. Benim önümde olduğundan beni bu şekilde görmediğine sevindim. Onda ise tık yoktu gayet rahat çıkıyordu. 8. Kata geldiğimde merdivene oturdum artık mecalim yoktu. Bana dönüp "Hayırdır, yerler yeterince temiz süpürmeyi bırak ta gidelim az kaldı." dedi soğukça. Ona mal mal baktım "Az mı kaldı? Lan daha 4 kat var. Dur bekle dinleneyim biraz, benim sporla aramın olmadığını söyleyen sendin." dedim nefesimi kontrol altına alırken. Kaşları çatıldı "Bana artistlik yapan da sendin, benimle lanlı konuşma sinir etme." dedi bağırarak. Ne olduğunu anlayamadan da beni belimden tutup sırtına doğru sarkıttı.