H11|Nikah Memuru|

410 126 33
                                    

# Kahraman Deniz - Yalnızlık Vurdu

sadistkimlik ithafen yazılmış bölüm🤍

Özet...

Kucağından kalktım yanına oturdum onu kendime çekip göğsüme yaptırdım. Saçlarını okşadım öptüm. Yüzüne baktım sonra "Keşke sen ağlamasan senin yerine ben göz yaşı döksem." dedim. Kamer "Unutma ben bir mezarım yağmur kar çamur bana zaten bulaşmış bana acıma olur mu? Çünkü bunu kaldıramam, birinin bana acımasına katlanamam." dedi. Gülümsedim "Merak etme ben sana istesem de acıyamam çünkü sana sığınmış bir ölüyüm." dedim. L koltuğa kıvrılmış birbirini saran ölü bir beden ve mezar karmakarışık bir hayat tutunmaya çalışan eller, bütün olmuş uykuya dalmıştı bu gece.

H11

Sabahın erken saatleriydi güneş yüzüme yansıyor tüm rahatsızlığını ortaya seriyordu. Kamer'e baktığımda ise gözleri kapalı ilk defa tebessümle kaşları çatık olmadan masum bir bebek gibi uyuyordu. Onunla ilk defa dün gece bu kadar samimiydik bana ailesinden hayatından bahsetmişti. Aslında tüm anlattıkları kaşlarının çatıklığını ve gözlerindeki hüznü açıklıyor çünkü hiçbir insan acı çekmeden acı çektirmez.

Yüzündeki gamze azda olsa belli ediyordu kendini, dokunmak istedim o an. Yavaş bir şekilde kolumu kaldırdım elimi yüzüne yaklaştırdım, tam dokunacaktım ki bir yaş belirdi gözünde kanım çekildi, kala kaldım öyle, küçücük bir damla içindeki onlarla acı gördüm hissettim sanki, elmacık kemiklerinden düşmemiş olan yaşa dokundum yavaşça sıcak mı soğuk mu bilmediğim yaş parmaklarıma bulaştı.

Ne garipti bu kaskatı güçlü bir bedenin gözünden yaş düşmesi. Herkes ağlayamıyorum diye beni güçlü bir şey sanıyor, oysa ki o kadar yorgunum o kadar güçsüzüm ki haberleri yok.

Kamer mırıldanarak gözlerini yavaşça açtı. Tamamen açılan gözleri gözlerimi bulunca gülümsedim. Hayal mi gerçek mi bilmiyorum ama sanki o da bana gülümsedi. "Hâlâ buradasın." dedi. Kafamla onayladım "Evet hâlâ buradayım ama daha fazla anneme haber vermezsem beni öldüre bilir." Dedim. Gözleri duvarda asılı olan saate kaydı. Saat 11.30 'u gösteriyordu. Ayağa kalktım, Kamer ifadesizce beni izledi. Kapının yanında duran çantamdan telefonumu çıkarıp annemin numarasını tuşladım. Daha birinci çalışta açtı. "Kızım beni delirtmek mi istiyorsun dün akşamdan beri neredesin meraktan öldürmek mi istiyorsun beni." diyerek ardı arkası gelmeyen sorular söyledi.

Anneme yakın arkadaşım Nehir ve Meriç'in geldiğini onlarda kaldığımı zamanı fark edemeyip haber vermeyi unuttuğumu hafta sonu onlarda kalacağımı söyledim. Annem de fazla uzatmadı çünkü onları ne kadar çok sevdiğimi biliyor. Telefonu kapatıp Kamer'e baktım beni seyretmeye devam ediyordu. Tek kaşını hafif bir şekilde kaldırarak "Demek Nehir ve Meriç'te kalacaksın." dedi kinayeli bir ses tonuyla. Evet anlamında kafamı salladım "Anneme bu sefer yalan söylemedim bu gün cumartesi ve ben Nehirlere gideceğim." dedim. Onaylamayarak kafa salladı, oturuşunu dikleştirdi "Ben izin vermeden, bana sormadan hiçbir yere gidemezsin hissiz." dedi. Hayret edercesine gözlerimi büyüttüm.

Hadi ama bana annem karışmazken Kamer'e nereye gideceğimi soracak değilim. Kapının yanındaki çantamı aldım "Kimseye hesap vermek zorunda değilim." diyerek kapı koluna uzandım ama ben daha ne olduğunu anlamadan Kamer beni belimden kavrayarak kucakladı mutfak tezgahına oturtup bana iyice yaklaştı aramızda milimler vardı kulağıma doğru sıcacık nefesiyle fısıldadı "Artık bana hesap vermek zorundasın attığın her adımda aldığın her nefeste bana hesap vermek zorundasın hissiz." dedi. İçimdeki adrenalinle göğsüm inip kalkarken "Neden, neden sana haber vermek zorundayım söylesene." dedim ona nazaran yüksek bir tonda "Unuttun mu sen benim sevgilimsin." dedi ukala bir şekilde.

HİSSİZ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin