H22|Paris|

264 38 11
                                    

# james Bay - Us

Özet...

Yerde duran badiyi alıp üstüme giydirdi. Gözlerim kararıyordu. Kendimi kaybediyordum. Canım hiç yanmıyordu ama çok kan kaybetmiştim "Kamer şunu bi-bilki seni çok se-seviyorum" konuşmakta zorlanırken bir kaç kelime ancak çıkmıştı ağzımdan. Kamer beni kucağına alıp "Bende seni seviyorum güzelim merak etme seni kurtaracağım sakın gözlerini kapatma bana bak olur mu?" dedi demir kapıdan çıkarken. Onun boynuna tutunup "Artık çok geç çok kan kaybettim sevgilim sakın ben ölünce üzülme seni izliyor o-olacağım." dedim zorlukla. Kamer beni arabaya koyarken gözünden yaşlar düştüğünü gördüm. Kapımı kapattı ve koşarak arabanın şoför yerine geçip motoru kökledi "Hayır! Böyle konuşma sana bir şey olmayacak buna izin veremem." dedi bağırarak ama benim gözlerim çoktan kapanmaya başlamıştı bile sanırım ölüyorum. Beni affet sevgilim seni hayatının geri kalanında yalnız bıraktığım için.

H22

Sanırım Tanrı beni yanında istiyor. Gözlerim uzun süredir kapalı. Açmaya da pek niyetli değilim. Bu boşlukta mutluyum bembeyaz bulutlar yemyeşil ağaçlar dünyadan uzak bir çok güzel şey var. Üstelik babam yanımda. Bana geldiğimden beri buraya ait olmadığımı söylese de onu dinlemiyorum. Sadece sımsıkı sarılıp kokusunu içime çekiyorum. Bu an hiç bitmesin istiyorum ama şunu öğrendim ki güzel şeyler elbet bir gün sona eriyor. Tıpkı şuan babamın bana sarılmayı kesmesi gibi.

Babam benden uzaklaşmaya başladı. Peşinden gitmeye çalıştım ama bir şey buna engel oluyordu "Git kızım sen buraya ait değilsin seni orada bekleyenler var daha zamanı değil." dedi gözden kayboldu. Koştum yetişmek için elimden geleni yaptım, bu beyaz boşluk sonsuz bir yerdi.

"Baba yalvarırım geri dön."
"Beni tekrar bırakma."
"Yokluğuna dayanamıyorum."
"BABAA!"

Bağırdım avazım çıktığı kadar ama beni duymadı. İki el tarafından tutuldum. Bir yere doğru çekiliyordum. Seslerin daha yüksek olduğu insanların olduğu eski bok çukuruna doğru geri sürükleniyordum. Gözlerimi açamasam da sesler geliyordu kulağıma "Hasta çok kan kaybetmiş hayati riski var ne zaman uyanır kestiremiyoru-" kırılma sesleri, devrilme sesleri "Neyi kestiremiyorsun lan eğer ona bir şey olursa seni gebertirim anladın mı? Şimdi siktir git." ardından kapı sesi ve sessizlik.

Elimde bir hareketlenme "Dudaklarında kan nefesinde can bulduğum beni hayata geri döndüren hissiz şimdi hayattan kopma, kimseye boyun eğmeyen bu adam sana köpek gibi yalvarıyor, gitme sensiz yapamam yalvarırım beni bırakma seni seviyorum." ardından iç çekiş. Göz kapaklarımı kaldırmaya başladım ilk başta bulanık görünen siluet daha sonra netleşti. Karşımda gözleri kan çanağına dönmüş omuzları çökmüş bitkin ve halsiz bir o kadar da uykusuz görünen Kamer'di. Bana bakmıyor kafası yere eğik iki eliyle ellerimi kenetlemişti arada bir omuzları titriyordu "Belki bana bencil diyeceksin, sadece sensiz yapamadığım için ve kendim için seni istediğimi düşüneceksin, düşün anasını satayım bencilim ben ama yeter ki sen geri gel." dediğinde konuşabildiğim kadar "Böyle anlamlı ve güzel konuşmanın ardından da küfür edebiliyorsun ya sana hayret ediyorum." dedim çatallaşmış sesimle.

Anında kafasını kaldırdı neye uğradığını şaşırmış gibiydi. Uyanmamı beklemiyor olmalıydı "Siktir hissiz sen." kelimeleri toparlayamıyor tekrar küfür ediyordu. Yapabildiğim kadar güldüm. Kamer ellerini yanaklarıma koydu. Yumuşak hareketlerle okşadı yanaklarımı. Ne kadar olmuştu ki ben gözümü yumalı. Kamer ümidi kesebilecek kadar ne olmuştu. Bu beni gerçekten korkutsa da soracağım sorular özlemin önüne geçemedi "Seni özledim." dedim dik durmaya çalışarak. Kamer buna izin vermedi beni geri yatırdı "Hemen kalkamazsın doktorla görüşmem gerekiyor." dedi dudağıma küçük bir öpücük bırakarak. Daha sonra da doktoru çağırmak üzere kapıya doğru yürüdü durup bana çevirdi kafasını "Bende seni özledim hissiz." dedi ve odadan çıktı.

HİSSİZ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin