H12|Yeni Oyun|

387 126 20
                                    

# Yıldız Tilbe - Geceler Sarhoş

Özet...

Yarım saat daha yolun ardından araba yavaşlamaya başladı burası ormanlık bir alandı tek katlı tahtadan bir ev vardı. Kamer arabayı durdurdu aşağıya indi. Bende peşinden indim. "Burada ne işimiz var neden geldik." diye sordum ama cevap vermedi elimden tutup tahta eve sürükledi kapı kolunu indirdi ev kilitli değildi içeri girdiğimizde masada oturan bir nikah memurunu görünce şok oldum gerçekten neler oluyordu?

H12

Nikah memuru "Bende sizi bekliyordum." dedi kalın tok sesiyle. Kamer'e bakıp "Kamer gerçekten bizim burada ne işimiz var?" dedim. Gülümsedi "Evleniyoruz sevgilim hadi içeri geçelim de üstünü giyin." dedi sanki çok normal bir şey söylüyormuş gibi. Kolumdan tutup beni odaya sürükledi ve kapıyı kapadı. "Sen ne yaptığının farkında mısın bana sordun mu? Ben seninle evlenmek istemiyorum bu böyle olmaz resmi bir iş evlilik ben sana bağlı olmak istemiyorum." Dedim kesin tavrımı koyarak.

Kamer artık yüzündeki o saçma yalan gülümsemeyi kaldırdı "Oyun da level atlıyoruz sevgilim artık karım olacaksın şimdi bu beyaz elbiseyi giyin de nikah memurunu bekletmeyelim." dedi kolumu ondan kurtarıp "Sen delirmişsin evlenmiyorum zorla mı?" Dedim sesimi yükselterek. "Evet istesen de istemesen de evleneceksin benimle yürü gidiyoruz elbise falan gerek yok sana." dedi kolumdan tuttu. Tam çıkacakken kulağıma fısıldadı "Nikah memuruna cevap verirken anneni düşün bu genç yaşta yazık olmasın kadına." dedi sonra da nikah memurunun oturduğu masaya çekiştirdi.

Şimdi ne olacaktı açıkça beni annemle tehdit etmişti. Hayatım gayet normalken şimdi neler yaşıyorum böyle, ne evlenmesi hadi kendimi geçtim annem bunu duyarsa yüreğine iner kadının gerçi evlenmesem de o zarar görecek yapacak bir şeyim yok sonuçta bu sadece kağıt üstünde olacak asla ama asla gerçekten evli gibi olmayacağız. Nikah memuru gözlerimin içine bakarak "Evet hazırsak başlayalım belediyenin bana..." Kamer adamı yarıda keserek "Uzatma direk gir mevzuya." dedi. Nikah memuru sinirlense de cevap vermedi konuşmaya devam etti "Mira Ay, Kamer Tunç'u kocan olarak kabul ediyor musun?" Dedi.

Hayat işte bu kadar acımasızca davranıyordu insana geriye ise iki seçenek sunuyordu ya bu acıya katlan başa çık yada bu acıyla yaşa sonsuza dek, insanın elinde çok seçenek olmaması seçim yapma işini kolaylaştırıyordu, peki ben hangi seçeneği seçecektim.

Ben bu hayatta çok şey yaşadım çok şey gelişti hayatımda canımdan çok sevdiğim babamı kaybettim daha sonra tek huzur bulduğum yuvayı kaybettim hatıralarla dolu evimizden ayrıldık annemin gözlerindeki o parlaklık sanki zamanla yok oldu ben çok aptallık yaptım bu olanlar nasıl oldu ben nasıl engel olamadım bilmiyorum babam bana hep hayata tutunmayı ne olursa olsun pes etmemeyi öğretmişti benimse şu geldiğim hallere bak, evet çoktan seçimimi yaptım ben bu acıyla başa çıkmayı yeni oyun başlatmayı seçiyorum şimdi karşımdakiler düşünsün.

Nikah memuru "Kızım sana diyorum Kamer Tunç'u kocan olarak kabul ediyor musun?" Diye tekrarladı. Kendime geldim Kamer'e baktım "Evet." dedim kendimden emin bir şekilde. Madem level atlıyoruz oyunu ona göre oynayalım. Neden bilmem içimi bir özgüven cesaret patlaması var. Hadi bakalım oyunun sonunda neler olacak. Nikah memuru bu sefer Kamer'e dönerek "Kamer Tunç sen Mira Ay'ı karın olarak kabul ediyor musun?" Dedi. Kamer hiç uzatmadan tamamen duygusuz bir şekilde "Evet." dedi. İmzalar atıldı nikah memuru ayağa kalktı bizde onunla birlikte kalktık "Bende sizi karı koca ilan ediyorum mutluluklar." diyerek evlilik cüzdanını bana uzattı. Ben aldıktan sonra evden çekip gitti.

Hayır bir dakika evlenme dairesine başvurması için kimliğe gerek yok mu koltuğun üzerinde sigarasını içen Kamer'in yanına gittim "Sen ne zaman baş vurdun benim kimliğim olmadan nasıl böyle bir şey yaptın?" Dedim öfkeyle. Kamer sakin bir şekilde sigarasını söndürdü "Kimliğinin olmadığını da kim söyledi ha unutmadan." deyip elini cebine soktu "Yeni kimliğin karıcım." dedi karıcım kelimesini vurgulayarak. Bir duraksamadan sonra "Hayır yani sen ne zaman bunları yaptın anlam veremiyorum." dedim ve karşı koltuğa oturdum. Kamer hine o yalan gülümsemesini takındı "Çok derin ve güzel uyuyorsun sevgili karım." dedi bu güzel uyumak kısmından emin değilim ama neyse artık isyan yok ben her şeyin üstesinden gelirim daha soğuk kanlı biri olup bunu başaracağım.

Duvardaki saat 14.00 gösteriyordu. Saat tam ikiydi Kamerle konuşup annemin yanına gitmem gerekiyordu bu gün cumartesi izni alacaktı. Her şeyi anlatıp bana kızmaması için yalvaracaktım. Kamer'e baktığımda hâlâ bana baktığını fark ettim hayır yani öyle dikkatli de bakıyor ki artık dayanamayıp "Neden öyle bakıyorsun." dedim. Güldü "Nasıl bakıyormuşum." dedi. "Yiyecekmiş gibi." anında konuştu "Karım değil misin istersem yerim de." dedi.

Bu çok garipti resmen resmi olarak evlenmiştim. Hayat işte bir anda neler çıkarıyor karşımıza. Annemle de konuşmam gerek. Ne kadar erken söylersem o kadar iyi. Kamer'in sorun çıkarmamasını umarak "Kamer bu evlilik çok isteğim dışı ve habersiz oldu anneme anlatmam gerek, benden duymayıp başkasından duyarsa çok üzülür ve kızar benim annemin yanına gitmem lazım." dedim sakince. Kamer arkasına yaslandı düşünür gibi bir hali vardı.

Kamer ayağa kalktı bana dönerek "Tamam ben bırakırım." diyerek kapıya doğru yöneldi dışarı çıktı. Bende mecburi onu takip ettim. Ben dışarı çıkana kadar Kamer arabaya bitmişti bile. Bende ön koltuğa oturdum. Uzun bir yolculuk olacaktı. Bu da benim için bir fırsattı Kamer'in neden böyle saçma bir şey yaptığını sorardım tabi düzgünce yoksa bana cevap vermezdi gerçi şimdi verir mi o da ayrı. Kamer'e dönerek "Kamer bak ben gerçekten anlamıyorum neden ya neden evlendik biz ben seni anlayamıyorum ne yaptığın belli olmuyor herkese sevgilim diye tanıtıyorsun şimdi ise beni tehdit ederek nikah kıydırdın hadi sevgili olayı boynumdaki morluklar nedeniyleydi peki ya evlilik neden?" Dedim sabredemeyerek.

Kamer sinirli bir şekilde hızla arabayı durdurdu bana doğru yaklaşıp "Sen hiçbir şeyi anlamaya çalışma ben sana düşün demedikçe düşünme anladın mı canım evlenmek istedi evlendim bu kadar şimdi sus konuşma." dedi bağırarak. İşte her seferinde bunu yapıyordu bağırıp çağırıyor sonra beni susturuyordu ama bu sefer böyle olmayacak Kamer bey ben bu oyunu yeniden yazıyorum bu oyun senin bildiğinin aksine çok farklı bu yeni oyun ve sen de çok değişeceksin.

Bana zaten yakın olan Kamer'e daha da yaklaştım "Madem canın istedi evlendin madem karınım bana doğru davran yoksa seni boşarım." dedim bağırarak. Sinirle güldü "Bok boşarsın." dedi. Geri çekildi ve motoru gazladı. Ben bu adama nasıl katlanacağım gerçekten bilmiyorum. Sessiz yolculuk benim radyoyu açmamla sona erdi radyo da Yıldız Tilbe - Geceler Sarhoş çalıyordu. Sessizce müziği dinledim.

Araba yavaşlamaya başladığında eve geldiğimizi anladım emniyet kemerini çözüp arabadan inecektim ki Kamer beni durdurdu. Torpido gözünden bir kutu çıkardı. Kutunun kapağını açtı ve içinden büyük ihtişamlı bir taşa sahip tektaş yüzük birde gümüş alyans çıkardı. Bana doğru yaklaştı elimi kavradı "Madem karımsın evliyiz bana ait olduğunu belirten şu zımbırtıları tak." dedi ve bir şey dememe fırsat vermeden yüzükleri parmağıma taktı. Ellerimi ondan kurtarıp ona yaklaştım yüzü yüzüme değecek kadar yakındım. Kulağına fısıldadım "Ben sana ait değilim." her kelimeyi vurguladım. Sonrasında anında arabadan çıktım koşar adımlarla eve girdim.

Başarmıştım ilk tavrımı şimdiden göstermiştim ama asıl bomba annem ona nasıl anlatırım bilmiyorum. Acaba anne ben evlendim bak buda yüzük deyip şap diye söylesem mi? Yok be kadının yüreğine iner sonra artık bir şeyler düşünürüz. Evin kapısını açıp içeri girdim düşündüğüm gibi annem izinliydi. Mutfaktan telefon konuşma sesleri geliyordu. "Bana kocamın katilini bulacağını söylemiştin Murat bana masal anlatıp geçiştirme." dedi annem.

"Babam öldürülmüş müydü? Yani babamı kasten mi öldürdüler ama babam ben onu, baba." döküldü kelimeler ağzımdan. Annem beni fark edip telefonu kenara bırakıp yanıma geldi. Beni tutmaya çalışıyordu. "Kızım kendine gel bak her şeyi açıklayacağım." dedi beni sakin tutmaya çalışarak. Kolumdan ve belimden kavrayarak beni kanepeye oturttu. "Kızım ben sana su getireyim her şeyi konuşacağız tamam mı şimdi sakin kal ve beni bekle." dedi. Mutfağa su getirmeye gitti.

Ben evlilik olayını nasıl söylerim diye düşünürken babamın kasten öldürüldüğünü öğreniyorum bu nasıl bir darbe ben hep doğrulmaya çalışırken hayat sürekli bana çelme mi takacak. Ben bu şekilde ne kadar dayanacağım peki. Ellerimle anlımı ovuşturmaya başladım başım ağrıyordu. O sırada annem elinde bardakla geldi. Benimle göz teması kurduğu an elindeki bardak yere düştü. Koşar adımlarla yanıma geldi. Elimi tuttu yüzük olan elimi çevirdi "Kızım sen ne yaptın?" dedi şaşkınca.

Bir dahaki bölüm beklentileriniz?

Bölüm bittikten sonra yüz ifadeniz?

Bu bölümde bitti umarım beğenirsiniz. Yorum bırakıp düşüncelerinizi paylaşırsanız memnun olurum her şey dilediğinizce olsun sağlıcakla kalın.

Sizi seven anddesperate 🤍

HİSSİZ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin