H26|Veda|

177 24 0
                                    

# Hadise - Olsun

Özet...

Sustu uzun bir süre yüzüme baktı sadece. Aklıma eli geldiğinde endişeyle baktım. Bandaja sarılıydı. Tam elinin nasıl olduğunu soracakken buz gibi konuştu "Sana dışarı çıkma dedim ama sen ne yaptın yine bildiğini okudun tıpkı geçen seferki gibi sana anneni getireceğim bana güven dedim ama sen bana güvenmedin ve başına neler geldi bu gün sana dışarı çıkma dedim ama sen çıktın azıcık ulan azıcık daha bekleyemedin gelecektim yanına ama sen gittin hiç tanımadığın biriyle içtin o da yetmezmiş gibi -bandaj olmayan elini dudaklarıma götürdü- onu gülümseyerek öptün lan onu öptün -elini çekti- şimdi sana ne dememi istiyorsun Mira? Bitti anlıyor musun? Her şeyi düzelteceğim bir süre yanımda olmak zorunda kalacaksın ama işleri düzelttiğim an her şey bitecek. Bir daha görüşmeyeceğiz." Dedi sinirli bir şekilde. Bir şey dememe fırsat vermeden ayağı kalktı ve gitti. Her şey bitmişti o beden ayrılmıştı.

H26

Her güzel şeyin sonu var dedikleri doğruymuş ama çok erken değil miydi? Ona çok alışmıştım. Ona sarılmak onunla birlikte olmak bana babam hayattayken yaşadığım dönemleri hatırlatıyor. O zaman hissettiğim mutluluk duygusu beliriyor tekrar. Bu duyguları hissetmeyeli uzun zaman olmuştu. Bedenim gibi duygularım da hissizleşmişti sanki. Ta ki o gelene kadar yeşil gözlü çocuk Kamer.

Şimdiyse gideceğini söylüyordu. Ben ona alışmışken bir şeyler hissetmeye başlamışken. Bu haksızlıktı beni terk edemezdi. Çekip gitmişti ben onu beklemiştim ama gelmemişti ayrıca o adamla öpüşürken kendimde değildim mantıklı düşünemiyordum. Yaşadıklarımızı düzeltmekten bahsetti gerçekten bu sorunları çözebilecek miydi? Mihran beni bulup öldürene kadar içi soğumayacaktı. Peşimi bırakmayacaktı. Eski hayatıma geri dönmek fikri bana çok uzaktı. Hem tüm bu olanları düzeltse bile ben hiçbir şey olmamış gibi hayatıma geri dönebilecek miydim? Onsuz yapabilecek miydim? Bilmiyorum.

Dağınık saçlarımı tepeden topuz yapıp üstüme gri eşofman takımımı giyindim. Madem ağlayamıyorum o zaman kafamı dağıtacak  şeyler yapmam gerekiyordu yoksa istemsiz sinir krizleri geçiriyordum. Öncelikle mutfaktan kendime gelmek için bir kahve yaptım. Daha sonra televizyondan bir müzik kanalı açtım. Hareketli bir parça çalıyordu. Bir yandan kahvemi içiyor bir yanda bedenimi müziğe göre hareket ettiriyordum. Bir şekilde rahatlamam gerekiyordu. Kahvem bitene kadar bu böyle devam etti.

Her yer darmadağın olmuştu. Kamer'in dağıttığı yerleri topladım. Yatağı topladım. Yere fırlattığım telefonu eski haline getirmeye çalıştım. Uzun bir süre odada oyalandım ama Kamer hâlâ gelmemişti. Eğer o bir şeyi söylediyse kafasına koyduysa yapardı. Bana bir daha yaklaşmayacaktı. İlişkimizi bitirmişti. Nereye kadar bu odada yalnız bırakacaktı beni. Ne zaman bitecekti bu saçmalık. Eşyalarım valizde olduğu gibi duruyordu. Yerleştirme gereği duymamıştım. Bir yere gittiğim yoktu. Kamer ise ilk günden yerleştirmişti eşyalarını. Şimdi ise burada yoktu. Yapayalnız hissediyordum kendimi. Çaresiz, kimsesiz.

Müzik dinleyerek odayı toparlayarak zamanı öyle böyle geçirmiştim. Akşam olmuştu. Saat 22:30'u gösteriyordu. Odayı toplama dans etme derken terlemiştim. Banyo olmam gerekiyordu. Aynanın karşısına geçip üstümü çıkarttım. Bandajları söktüm. Yaralarım kurumuştu. Çabuk iyileşiyordu ama sanki izi kalacak gibi duruyordu. Bu moralimi bozmuştu. Valizden mavi renk pijama takımımı ve iç çamaşırlarımı aldım. Banyoya gittim. Açtığım yaralarımı su geçirmeyen bandajla kapadım. Üstümde olan iç çamaşırlarımı da çıkarıp su dolu küvetin içine girdim. Acele etmeden uzun bir süre suyun içinde kaldım. Küvetin kenarındaki şampuan bölümünden sabun alıp vücuduma sürdüm. Su tamamen köpük olmuşu. Bu sefer bir şampuan alıp kafama sürdüm saçlarımı yıkadım. Uzun bir süre çocuk gibi köpüklerle oynadıktan sonra küvetin tıpasını açtım ve suların giderden gidişini izledim. Daha sonra vücudumu saf su ile iyice duruladım.

HİSSİZ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin