10. BÖLÜM (Part 3)

113 19 289
                                    

Herkese selam 👋🏻

Bölüm biraz geç geldi farkındayım, bunun nedeni aslında anlatmayı istemesem de daha fazla sessiz kalamayacağım kalırsam bu hikaye için iyi yerlere gitmeyecek sonuçlar doğuracak kadar önemli benim için.

Öncelikle geçen bölümde, saatlerce özenerek yazdığım bel ağrısı ve uykusuzluk çektiğim bölümede ilginin az olmasıydı. Gerçekten hikayelerime bu denli bağlandığımı bilmiyordum ama diğer hikayemle de aynı anda yaşadığım bu ilgisizlik gerçekten beni kötü etkiledi. Koca bir haftayı mutsuz ve acabalarla geçirdim.

Acaba kötü mü yazıyorum acaba saçma mı yazıyorum acaba kendimi gördüğüm kadar iyi değil miyim? Ve emin olun aklımda hikayeyi kaldırmak dahi geçti bu sorgulama sırasında ve aklımdan bu düşünceyi silecek hiç bir tutanağım yoktu. Bu bölümü bile zoraki yazdım. Ara mı versem final mı yapsam ya da kaldırsam mı diye düşündüm durdum hep.

Tek istediğim desteğiniz ya! Yorumlarınız ya da küçücük bir mesajınız bile beni ne denli mutlu ediyor bir bileseniz. Burada bir yıldan fazla yazıyorum ve bu yola asla oy ve yorum beklentisinde olmadan başlamıştım ama o tepkilerin tadını alınca insan başka bir şevkle yazıyormuş bunu anladım. En başından beri asla oy ve yorum sınırı koymam diyordum ama illa bunu mu yapmalıyım?

Lütfen, lütfen yorum yapın. Belli edin kendiniz düşüncelerinizi. Yoksa devam edemeyecekmişim gibi hissediyorum. Tek motivasyon kaynağım o yorumlar. Sadece uykusuz ve ağrılarla yazdığım satırların hakkını istiyorum ya çok bir şey değil.

Keyifli okumalar...

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...

"Aile var be, aile!" diye bağırdığını duydum birinin.

"Atlas sus!" diye kısık sesle bir uyarı geldi hemen ardından.

Ancak sesler o kadar uzaktan geliyor gibiydi ki gerçek mi değil mi ayırt edemiyordum. Başımda felaket bir ağrı, göz kapaklarımın üzerinde tonlarca ağırlık vardı sanki.

"Şunlara bak nasıl yapışmışlar birbirlerine," dediğini duydum aynı sesin.

"Atlas biraz daha konuşursan o diline düğüm atacağım." Bu sefer ses daha yakınımdan gelmişti ve kesinlikle tanıdık bir sesti. Uykunun sebep olduğu boğukluğu taşıyan kalın sesi hemen tanımıştım. Anıl'ın sesiydi bu ve hemen dibimden gelmişti.

GÖKYÜZÜNÜN SESSİZ MATEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin