8. Bölüm (Part 2)

129 24 41
                                    

Selaaam 👋🏻👋🏻 Nasılsınız, umarım sağlıklı ve iyisinizdir 😘

Beş gün olmuş yahu bölüm atmayalı 🙈🙊 Nasıl özlemişim nasıl 😍

Diğer kurguma başladığım için biraz gecikti burası ama telafi ettim, birazcık uzun tuttum bölümü ayrıca aşşırı tatlı ve romantik oldu 🙊💃

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııınnn 🤝🤝

Keyifli okumalar...

...

"Ya ne olurdu ben de sizinle kalsam? Bir köşede otururdum."

Atlas'ın son demlerindeki beklenti dolu sesi içeriye kadar duyuluyordu. Duymayacaklarını bildiğim halde küçük bir kahkaha attım. Kuray ve Atlas gidiyorlardı, Anıl da onları geçirmeye gitmişti. Ancak Atlas büyük bir inatla burada kalmak istiyordu. Kuray'ı ikna etmeyi de hâlâ deniyordu.

Gülerek kafamı sağa sola salladım. Gözüm geniş oturma odasının köşesini kaplayan oldukça büyük kitaplığa takıldı. Türk dili ve edebiyatı okuduğum halde benim bile bu kadar büyük bir kütüphanem yoktu. Üstelik Anıl'ın yatak odasında da küçük bir kitaplık vardı. Ancak buradaki kitaplık daha kapsamlı ve çeşitliydi.

Koltuktan kalkıp kitaplığa doğru adımladım. Bakışlarımı çoğunu bildiğim kitaplardan ayıramıyordum. V şeklindeki kitaplık duvara bitişik, tam köşeye oturacak biçimde yerleştirilmişti. Kitapların hepsi belli bir düzene göre dizilmişti. Klasikler ilk baktığım yer oldu. En çok rafa sahip kitaplar klasiklerdi. Onlardan hemen sonra da felsefe kitapları geliyordu.

Anıl'ın kitapları seviyor olması hoşuma gidiyordu.

Klasikleri incelerken buldum kendimi. En sevdiği kitap hangisiydi acaba? Bir insanın en sevdiği olmazdı bence ama en etkilendiği, kendinden en çok parçalar bulduğu kitabı olabilirdi. Anıl'ınkini çok merak etmiştim. Çünkü bence, insanların seçtikleri kitaplar kendilerine benzeyen kitaplardı. Karakterlerimizi temsil ederlerdi.

Anıl'ın tam arkamda durduğunu hissettim bir anda. Geldiğini fark etmemiştim bile. Kendimi okul kütüphanesinde geziniyormuşçasına kaptırmıştım.

Arkamı döndüm gülerek. "Kitaplığın çok güzel. Hepsini okudun mu?"

Elleri eşofmanının cebindeydi, omuz silkti. "Evet, bazılarını birkaç kez. Okumayı severim, " dedi sadece.

Tekrar kitaplığa döndüm. "Benimkinden bile daha büyük bir kütüphanen var," dedim şakayla.

Arkamda güldüğünü duydum. "O kadar da büyük değil. Eminim sen benden daha çok kitap okumuşsundur."

Tek kaşımı kaldırarak ona baktım ve durduğum yerden biraz kenara çekildim. Önünde durduğum bilim kurgu kitapları ortaya çıktı böylece. Elimle gösterip "Bunların çoğunu okumadım mesela," dedim.

Bilim kurguyu genelde izlemek için tercih ederdim. Hayal gücüm duygusal çalıştığı için bazı şeyleri kafamda canlandırmak güç oluyordu hep.

Gülerek kafasını salladı. O da aynı benim gibi eliyle işaret edip " Hepsi senindir, istediğini okuyabilirdin," dedi.

Kocaman gülümsedim bu dediğine. Ben kitaplarımı kimseyle paylaşmayı sevmezdim ama onun bana bunu öylesine teklif etmesi bile içimi yumuşacık yapmıştı.

Gülerek kafamı salladım ve yönümü tamamen ona döndüm. Kitaplardan konuşmayı kesmemiz lazımdı aksi halde sabaha kadar buradan, bu küçük kütüphanenin önünden ayrılamazdık. Kitaplar, hakkında konuşmayı en çok sevdiğim şeylerden biriydi.

GÖKYÜZÜNÜN SESSİZ MATEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin