N.O

2.5K 294 212
                                    

"Pekala, kampüs sınırlarına giriyoruz, hazır mısın?"

Titreyen ellerimi sabit tutmaya çalışırken, avuç içlerimi pantolonuma sürttüm ve dudaklarımı aralayarak derin nefesler aldım. Gözlerim hızlıca yanımızdan geçen insanların üzerinde geziniyor, yüzlerindeki en ufak mimiği bile hesaplamaya çalışıyordum. Titreyen ellerimle cüzdanımdan zorlukla çıkarttığım öğrenci kartımı turnikeye okutup kampüsün içine girdim. Benden sonra Jungkook'un da geçmesini beklerken, onun hemen ardından gelen Hoseok'un sorusunu yanıtladım. Bu sırada gözlerim, yanımızdan geçen öğrencilerin yüzlerinde gezinmeye devam ediyordu.

"Bilmiyorum. Şimdiye kadar iyi gitti."

Evet. Evden çıktıktan sonra otobüs durağına yürüdüğümüz, ardından otobüse binip kampüsün önüne geldiğimiz sürede her şey gayet iyi gitmişti. İnsanlar ya haberlere gereken önemi verip izlemiyor ya da klasik müzikle ilgilenmiyorlardı. Çünkü geldiğimiz yol boyunca yalnızca tek bir kişinin bakışlarını üzerimde hissetmiştim. O da otobüste en arkalarda oturan bir lise öğrencisiydi. Çocuk kulaklıklarını takmış telefonuyla ilgileniyordu. Ardından gözleri kısaca bana değdikten sonra tekrar önüne dönmüştü. Daha sonra ise kafasını hızla kaldırmış, gözlerini irice açarak telaşla yanındaki arkadaşını dürtmüştü. Bakışlar umurumda değildi ama gerilmediğimi söylesem de yalan olurdu. Haberlere yansıyan fotoğrafta yüzüm oldukça belliydi. Haberleri izleyen veya Min Yoongi'yi yakından takip eden birisi, yanındaki kişinin de ben olduğumu kolaylıkla anlayabilirdi. 

Beni asıl geren şey konservatuar öğrencileri ve derslerime giren hocalardı. Bu durumu nasıl karşıladıklarını bilmiyordum. Bu yüzden dün geceden beri oldukça telaşlı ve stresliydim.

Gece Yoongi'yle olan konuşmamızdan sonra odasına geçmiş ve yatakta sarılarak, sessizlik içinde uykuya dalmayı beklemiştik. Onunla yaptığım her şey gibi, onunla birlikte susmayı da seviyordum. Yoongi'nin sessizliği, tıpkı sesi gibi huzur dolu oluyordu.

Sabah kalktığımızda ise Yoongi, stüdyoya gideceğini söyleyerek erken çıkmıştı. Biz de kısaca bir şeyler atıştırdıktan sonra otobüs durağının yolunu tutmuştuk. 

Konservatuar binasına doğru ilerlerken birkaç kişi dışında kimsenin bakışlarını üzerimde hissetmemiştim. Her şey olağan akışında ilerliyordu. Bu derin bir nefes vermemi sağlarken adımlarımı daha güçlü atmaya başlamıştım. İki yanımda yürüyen ve varlıklarını bana en derinden hissettiren Jungkook ve Hoseok'un da etkileri oldukça büyüktü. Ayakta durabilmem için bacaklarıma güç aşılıyor gibilerdi.

Sonunda konservatuar binasının önüne geldiğimizde, ana kapıyla aramızda yalnızca birkaç adımlık mesafe kalmıştı. İşte o sırada neredeyse tüm gözlerin ağırlığı üzerime binmiş gibiydi. İnsanlara kaçamak bakışlar attığım sırada, uzaktan bize doğru ilerleyen Jaebum dikkatimi çekti. İnsanların yüzündeki mimikleri okuyamıyordum ancak bakışları bile bacaklarıma tonlarca yük binmesine neden oluyordu.

Jaebum nefes nefese yanımıza geldiğinde kısaca Hoseok ve Jungkook'a baktıktan sonra bana döndü.
"Jimin, derse girmeden önce Bayan Soobin seninle görüşmek istediğini söyledi. Bay Choi'nin odasında olacakmış."

Duyduklarım anında sertçe yutkunmama neden olurken, Jaebum konuşmasını bitirene kadar gözlerimi irice açmış, sessizce onu dinlemiştim.

"Dertleri neymiş?"
Jungkook sağımdan gergince konuştuğunda, bacaklarımın titremeye başladığını hissedebiliyordum.

Jaebum sıkıntıyla derin bir nefes verip kafasını iki yana salladı.
"Bilmiyorum, bir şey söylemedi."

Bay Choi ve Bayan Soobin bir araya geldiklerine göre, konuşacakları şey dönem sonundaki gösteriyle ilgili olmalıydı. Benim yüzümden, herkesin heyecanla beklediği ve gece gündüz demeden çalıştığı gösteriye zarar gelmesini istemiyordum. Üstelik bu proje okulumuz adına çok önemli bir projeydi. Gösteriden sağlanan gelirin tamamı yetiştirme yurtlarına dağıtılacak ve kimsesiz çocukların eğitimi için harcanacaktı. Min Yoongi'nin bu projede bizimle birlikte çalışacağı ve gösterinin onur sanatçısı olacağı, onunla ilk kez röportaj yaptığım günden sonra her yerde duyurulmuştu. Üniversitemizin adı, dönem sonunda yapılacak olan bu devasa gösteriyle anılmaya çoktan başlamıştı. Seul Üniversitesi Modern Dans bölümü öğrencileri için bu, büyük bir gurur kaynağıydı.

The Pianist | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin