Promise

2K 221 151
                                    

Ve yine oldukça uzun bir aranın ardından tekrar birlikteyiz. Umarım hâlâ buradasınızdır... Neyse kalan sağlar bizimdir diyerek yola devam ediyoruz. Yıldızlarınızı ve yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın lütfen 🌸

Keyifli okumalar.

Titreyen bacaklarımı görmezden gelmeye çalışarak, hızlı adımlarla sahneye doğru ilerledim. Stresten terleyen avuç içlerimi çaktırmadan pantolonuma sürttüm ve sahneye çıkan basamakları hızlıca tırmandım. Jin hyung'un hemen yanındaki yüksek sandalyeye otururken, kalp atışlarımın hız kazandığını hissedebiliyordum.

Önümdeki mikrofonu boyuma göre ayarladım ve derin bir nefes aldım. Gözlerim anında Yoongi'yle buluşurken, beni merakla izleyen siyah irislere küçük bir tebessüm gönderdim. Aramızdaki mesafeye rağmen yüzündeki şaşkınlığı okuyabiliyordum. Sertçe yutkunup gözlerimi ondan zorlukla ayırdım ve Jin hyung'a döndüm. Göz kapaklarımı kapatıp açarak kısa bir işaret verdim. Benim onayımla birlikte tüm dikkatini dizlerinin üzerindeki gitarına vermişti. Çok geçmeden parmakları tellerin üzerinde dans etmeye başladı.

Dudaklarımı önümdeki mikrofona yaklaştırıp gözlerimi yumdum. Mekânı dolduran parçanın aklımda kalan sözlerini, melodiye uyumlu olacak şekilde söylemeye başladım.

"Oturuyorum yerde tek başıma, düşüncelerim gitgide büyüyor yalnızca.

Ne zamandan beri canımı yakıyorsun? Sen bile bilmiyorsun.

Benim olduğun için senin de canın yanıyor,

Aklını başından almak istiyorum yalnızca

Böylece sürükleniyorsun yeniden, daha da uzaklara.

Ben iyiyim, bu olsa da dediğim

Belki de, aslında iyi değilim."

Gözlerimi aralayıp Yoongi'ye baktım. İrisleri mekânın ışıklarının altında parlıyordu. Sırtını oturduğu koltuğa yaslamıştı. Bir eli masanın üzerinde duran viski bardağını gevşekçe sarıyordu. Siyah tutamlarının altından kırpıştırdığı kirpikleriyle izliyordu beni. Yüzündeki hayranlık, elle tutulur cinstendi.

Dudaklarımın keyifle yukarı kıvrılmalarına engel olamamıştım. Gözlerimi gözlerinden ayırmadan devam ettim.

"Bebeğim, kendi ışığın olmanı istiyorum.

Kendi ışığın olmalısın.

Böylece yanmaz daha fazla canın, gülümseyebilirsin.

Bebeğim, kendi gecen olmanı istiyorum.

Kendi gecen olabilirsin.

Böylece geceler, dürüst olabilir sana karşı.

Küçük gözleri yüzümde dolanırken, adem elması sertçe aşağı yukarı hareket etti. Dudakları aralandı ve göğsü hızla yükseldi. İçine derin bir soluk çekmişti. İrislerim, yüzünde taşıdığı her bir ayrıntıda özenle gezindi. Parçanın sözlerini onun gözlerine bakarak tamamladığımda, mekânda büyük bir alkış tufanı kopmaya başladı. Sertçe yutkunup dudaklarımı mikrofondan uzaklaştırsam da, gözlerimi ondan ayıramamıştım.

Anlamış olmalıydı.

Mekândaki herkes, bu adam için nasıl yanıp tutuştuğumu anlamış olmalıydı. Tek bir bakışının kalbimi nasıl erittiğini, tenime olan dokunuşlarının beni nasıl küle çevirdiğini, varlığımın varlığına nasıl itaat ettiğini anlamış olmalıydı.

The Pianist | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin