✨ yirmi dört

1.8K 147 207
                                    


Son bölümü okuduğunuza emin olun he, sayısı diğer bölümlere göre düşük oldu bildirim gelmemişti uzun süre. Gözünüzden kaçmasın, anlamazsınız sonra.

Yeni kapak nasıl olmuş ballı çöreklerim?

Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın, iyi okumalar. (Daha önce oylamadığınız bölümler varsa da verin lütfen.)

- 24. Bölüm -

"Ben sonumu seninle görmek istiyorum."


Eve geldiğimde direkt uyumuş, kalktıktan sonraysa birkaç paylaşım yapmıştım ben de. Profilim açıktı ve zaman zaman tarif, kitap önerisi gibi paylaşımlar yaptığım için minik bir kitlem vardı. Ardından diğer paylaşımlara bakmış Ertan'ın hala tutuklanma haberinin olmadığını fark etmiştim.

Gündem olmuştu sosyal medyada, insanlar özellikle masum bir kızın ölümüne üzülmüşlerdi. Birileri Türkiye'nin adaletinden bahsediyor bu insanların tutuklanması için sosyal medyaya gerek kalmaması gerektiğini söylüyor, birileri bugüne kadar bunların üstünü nasıl kapattıklarını  sorguluyordu. Bazılarıysa bu paylaşımları yapan gruba, Ulaş ve Berkin'i merak ediyor tebriklerini iletiyorlardı yazıların sonunda. Kahvaltı yaparken bir süre bununla ilgilenmiş yazılanları okumuştum.

Saat öğleden sonra ikiye geliyordu. Duş alıp vicdanımı rahatlatmak için akşama kadar ders çalışmaya karar verdim. Sıcak bir duşun ardından düzenlemek adına üst üste dizdiğim bütün notlarımı alıp salondaki sehpaya yaydıktan sonra atıştırmalık bir şeyler hazırlayıp çayımı da aldım ve mindere yerleştim. 

Uzun süredir böyle sağlam çalışmadığımdan ve akşam parti olduğundan kafamı kaldırmadan çalışmam gerekiyordu. Parti saat yedide başlıyordu, ben altı buçukta hazırlanmaya başlasam yetişirdim zaten. Dört saatim kalmıştı. 

İki saat boyunca hiç mola vermeden notlarımı temize geçirdim, ardından on dakika mola vermek için yere uzandım çünkü sırtım ağrımıştı. Kapı çaldığında sonunda yerden kalkmak için hareketlenebildim. Kim olduğuna bakamadan kapının ardından mızmızlanan kuzenimi duyduğumda direkt açmıştım kapıyı. Üzerinde siyah şişme bir mont vardı, bere takmıştı bir de. Hava bugün de soğuk olmalıydı.

"Biliyor musun, dünyanın en hayırsız kuzeni adına bir ödül düzenlense ve seni aday olarak gösterseler açık ara farkla birinci olur alırsın ödülü. Dünden beri arıyorum, ne zamandır görüşmüyoruz bir bakayım ne yapıyor acaba bu kız diyorum. Malum senin hiç öyle düşüncelerin yok, aramadığına göre. Ama ben harekete geçince bakıyorum ortada Meli'nin kendisi de yok." derken, Cheddar çoktan Emir'in bacaklarına yapışmış dilini çıkararak ona bakıyordu. Ben açıklamaya geçerken Emir de kapıyı kapatıp Cheddar'ı sevmeye başladı. Cheddar kuzenimi benden daha çok özlemiş olabilir miydi?

"Dün çalışıyordum, hiç bakmadım telefona. Geç yatınca da geç kalktım. İki saattir ders çalışıyorum, telefonum sessizde ve odamda." dedikten sonra ona sarıldım ve çıkardığı montunu alıp astım. Beni o iki saat içinde aramış olmalıydı.

"Yuh Meli ya, ben ders çalışma molamın ikinci haftasında falanım. Nasıl iki saat çalışıyorsun?" diyerek salona geçerken Cheddar ile birlikte "Kalemi kitabı alıyorum elime oluyor. Benim senin gibi her dersten üç saniyede sıkılma özelliğim yok." diye yanıtlamıştım onu. Bazılarının hamurunda olmuyordu...

"Yalnız hastalık o, baya sıkıntı bir hastalık hem de." diyerek teşhisi kendinde çoktan koyduğunu belirttiğinde güldüm. Sonra odamdan telefonumu alıp yanına döndüm ve kendimi koltuğa attım. Emir'den bir sürü cevapsız arama ve Lodos'tan mesaj vardı. Uyanınca ona mesaj atmamı söylüyordu. Ben de uyandığımı, ders çalışırken Emir'in geldiğini yazıp tekrar Emir'e döndüm.

Yıldızlar Sana İstediğinde GülümserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin