Gündüzü alt edemiyorsan kapında gece bekler.
Çünkü yıldızlar sana istediğinde gülümser.
Cehennemin dibine hoş geldiniz, derler ki acı bir hapishanedir.
Hücremden çıkmama izin veriniz.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bugün favori günümdü. Herkes pazartesiden nefret eder ama benim haftam Kemal hoca ile başladığı için ben nefret edemiyordum. Bugün de dikkat çekici derecede düzenli takım elbiselerinden birini giymişti. Onun tarzı, ses tonu, düşünce şekli eminim birçok kızı kolayca etkiliyordu.
Aramızdan yavaş ve düşünceli adımlarla geçerken "Peki affetmek nedir arkadaşlar, affetmenin ne demek olduğunu açıklayacak olsanız ne derdiniz?" diye sordu ve son bir adım daha atıp geriye döndü. Tüm sınıfı süzdükten sonra önlerde oturan bir çocuktan tek kelimelik bir cevap geldi: "Bağışlama."
Sınıfta birkaç kıkırdama olurken Kemal hoca tekrar adımlamaya başladı. "Sanki biraz fazla kısa oldu." dedikten sonra çocuğa bir tebessüm attı.
"Bir insanın, ona karşı işlenen suç karşısında duyduğu öfkenin üstesinden gelmesi?" diye soru sorar gibi cevapladım her ne kadar kendimden fazla emin olmasam da. Ancak Kemal hoca bana döndü ve etkilenmiş gibi dudağını sarkıtarak "Gayet güzel." dedi. Ardından yine devam etti: "Sizce, affetmek kolay bir hareket mi?"
"Bence oldukça zor bir erdemlilik."
"İşlenen suça da bağlı aslında."
"İşlenen suç ve karşındaki kişiye ne kadar önem verdiğin ile doğru orantılı." diyerek araya girdim.
"Ne gibi bir suçu affetmezsiniz mesela?"
"Aldatma olabilir. İlişki anlamında veya yalan söylemek anlamında." diye yanıt verdi daha önce de konuşanlardan biri.
"Bir yakınım arkamdan iş çevirirse affetmem, silerim."
"Evet. Herkesin bir kırmızı çizgisi var o halde öyle değil mi? Affetmek güçsüzlük müdür peki, genel olarak bakıldığında?" diye yeni bir soru yöneltti Kemal hoca.
"Bence değil." diyerek yanıt verdi erkek bir öğrenci ve devam etti aynı ciddiyetle: "Kalbimizi kıran kişiye karşı duyduğumuz duyguların üstesinden gelmek tam tersine güçlü olduğumuzu gösterir."
"Ama şu açıdan bakarsak," diye araya giren kız bir öğrenciye döndü bu sefer hepimizin bakışları. "bugün bizi kıran yarın neden kırmasın ki? O zaman affetmek aptallıktır. Birini affederken kendimizi tehlikeye atıyoruz, ona o fırsatı tekrar veriyoruz."
"Bu da bir bakış açısı tabii." dedi Kemal hoca ve kafasını sallayarak onayladı. "Ancak artık güvenmediğin bir insanı zaten affetmezsin. Güvenmediğin halde affediyorsan, o zaman aptalsındır. Hayatından insan atmayı bilmiyorsun demektir."
"Affedilmeyi hakeden insan var, hak etmeyen insan var." dedi bir başkası ve çoğumuz ona katıldığımızı belli etmek isteyerek yavaşça başlarımızı salladık.