✨ iki

1.5K 178 52
                                    

- 2. Bölüm -
"Acı Bir Hapishanedir."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Babaannemle bahçemizdeki salıncakta oturuyoruz. Her şey çok güzel, gökyüzü masmavi ve güneş tepemizde parlıyor. Minik elimde gezen bir uğur böceği var, bacaklarıyla gezinmekte olduğu avucumu gıdıklıyor. Ağaçlarda uçuşan kuşlar cıvıldıyor. Her taraf yeşillikler ve çiçeklerle dolu, burnumuza leylakların kokusu geliyor hatta. Ama benim aklımı karıştıran bir şeyler var. Yine. Her zaman var.

İleriye gözlerini dikmiş babaanneme dönüyorum. "Babaanne," diye soruyorum o meraklı ama kırılgan çocuk sesimle. "sence ben sevilmeyecek bir çocuk muyum?"

Babaannem gözleri dolu dolu bana dönüyor. Gözleri ela tonlarında. Benim de gözlerim onunkiler gibi olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. Annemin veya babamın gözlerine benzeyen gözlerim olsaydı kendimi bu kadar şanslı hissetmezdim.

"Hayır, çiçeğim. Sen kesinlikle sevilecek, çok sevilecek bir çocuksun." 

Babaannem her zamanki gibi bana çiçeğim, diyor. Çiçekleri çok sevdiğini biliyorum. Bu yüzden kendimi özel hissediyorum. Avucumdaki uğur böceği uçuyor. Boşta kalan elimi kucağıma bırakıp onun arkasından bakıyorum nereye uçuyor diye.

"Ama annemle babam öyle düşünmüyor olmalılar." diyorum dalgın dalgın. 

Evet sanırım bir düşkırıklığıyım.

"Onlar senin için bu kadar çok çalışıyorlar," derken saçlarımı okşuyor. Saçlarımı okşamasını da çok seviyorum. Beni seviyor olmasını çok seviyorum. Beni seven bir tek o var çünkü ve ben onu kaybetmek istemiyorum. Kim sevdiğini kaybetmek ister ki? Bazen sadece küçülüp cebine girmek istiyorum. Böylesi bir yaşamdan bile daha çok zevk alırmışım gibime geliyor.

"Hiç gitme, babaanne. Hep burada kal."

"Ama bunu yapamam çiçeğim," diyor babaannem üzgünce. "Bir gün gitmem gerekiyor."

"Neden?" diye acıyla soruyorum. Cevap vermiyor. Bunun yerine ayağa kalkıyor. Ve batmakta olan güneşe doğru yürümeye başlıyor. Güneşin ne ara bu kadar yaklaştığını bile bilmiyorum. İlerisi o kadar parlak ki gözlerim yanıyor. Ama babaannem durmuyor, ilerlemeye devam ediyor. Sanki gözleri yanmıyormuş gibi. O kadar gidiyor ki küçülmeye başlıyor artık.

"Babaanne bekle! Gitme!" diye bağırıyorum. Çocuk sesim çatallaşıyor çünkü boğazımdaki o acıyı hissediyorum. Gözyaşlarım akmaya başlamadan hemen önceki o acı hissini. O acı hissini çok küçük yaşta öğrendiğimi hatırlıyorum. Öğrenilmemesi gereken bir yaşta.

Yıldızlar Sana İstediğinde GülümserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin