Hatırlatma: playlisti istediğinizi söylemiştiniz. Spotify'da hikayenin ismini yazarak veya beyzikonline yazıp profilimden ulaşabilirsiniz listeye. İyi okumalar tarçınlı kurabiyelerim :)
- 14. Bölüm -
"Sen bana güven vermişsin, belki sevgi saygı vermişsin ama... ben sana hiçbir şey verememişsem demek ki, aklına bile gelmemişim..."
Odama giren güneşin gözlerimi rahatsız etmesiyle pencereye arkamı dönüp huysuzca yorganımı çekebileceğim en üst seviyeye çektim. Böyle ne kadar dayanabilirdim bilmiyordum ama yeni bir güne başlamak gelmiyordu içimden, hem de hiç. Tüm günü bu yatakta geçirebilirdim. Aslına bakarsanız, ölene kadar burada kalabilirim.
Ben kafama yerleşen bu planın detaylarını düşünmeye çekilirken yorganımın üzerinde bir hareketlik oldu. Cheddar, yumuşak patileriyle cesedimin üzerinde iz bırakıyordu sanki. Ben ölmüştüm. Buradan gitmeliydi.
Gidemedi. Onun yerine başka bir evcil hayvan üzerime atladı. Emir'in ağırlığıyla ezilirken boğuk bir ses çıkardım, kendisi bunu umursamayıp kulağımın dibinde şarkı söylemeye başlamıştı.
"Aşktan yana şansım yooook! Ağlıyorum derdim çooook!"
Yorganımın altından sıyrılıp tüm gücümle Emir'i ittirdim ve kendisi içimin yağlarını eritecek cinste yere kapaklandı. Söylediği şarkı sayemde yarıda kesilirken zeminde doğruldu ve elini poposunun üstüne koydu. Yüzü buruşuk şekilde canının yandığı tarafı sıvazlarken "Ne istiyorsun benim kasemden sen be kadın!?" diye sordu. Ona dik dik bakmaya devam ettim, ardından diğer tarafıma dönüp gözlerimi kapattım. Cheddar neredeydi bilmiyorum ama azıcık huzur istiyordum sadece.
"Ben burada iki kat acı çekerken sen orada yatamazsın! Kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler zaten..." Yerden kalktığını anladığım birkaç hışırtının ardından üzerimdeki yorganı çekti. Birden üşüdüm ve kollarımı bedenime sardım.
"Çöpçünün süpürgesi sana girsin inşallah!"
"Kız sen niye elbisenle yattın?" dediğinde gözlerim üstümdeki kıyafete döndü. Üzerimde dün giydiğim, Zamir Barkın'ın hediyesi olan beyaz elbise vardı. İşte şimdi, erteleyip durduğum anların hepsi hafızamdan beynime sızmıştı. Dün pek bir tatsız şeyler yaşanmıştı ve Emir sayesinde yatağımda kalıp depresyona giremiyordum.
"Aşktan yana şansın olmayabilir ama benim hiçbir konuda şansım yok." diye mırıldanıp oturur pozisyona geldim. "Saat kaç?"
"Bir oldu. Ben on ikide geldim ama karnım çok acıktı, mecbur uyandırdım seni. İyi olmadığını fark etseydim dışarıdan sipariş verirdim." dediğinde ona baktım ve gülümsedim.
"Sorun yok. Duş aldıktan sonra hazırlarım ben bir şeyler. Canım sıkkın olsa da yemek hazırlamaktan gocunmuyorum." dedim yumuşatmak için ama hala gözleri endişeli şekilde yüzümde dolaşıyordu.
"Kahvaltı yaparken anlat ama bana da neler olduğunu, dün de mesajlarıma hiç cevap vermedin zaten. Çok merak ettim. O yüzden geldim." dediğinde minnet dolu bakışlarımı ona yönelttim. Ayağa kalkıp ona sarıldığımda teşekkür etmek istediğimi anlamış ve kollarını sararak karşılık vermişti.
"Her zaman yanındayım Meli. Zorlukları aşmaya çalışıyorsun, fark ediyorum. Ama tek başına bırakma kendini bu yolda. Benden destek al. Her zamanki gibi. Uzak tutmaya kalkma." dediğinde söyleyecek bir şey bulamadım. Gözlerim yaşarmıştı. Çok şebekti ama çok tatlı ve düşünceliydi. Sırtına bir kere vurup "Hadi Cheddar ile gidip boyoz gevrek falan alın, canım çekti. Ben de yumurta haşlar, çay demler, duş falan alırım siz gelene kadar. Cheddar da hava alsın, oynasın biraz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Sana İstediğinde Gülümser
Teen FictionGündüzü alt edemiyorsan kapında gece bekler. Çünkü yıldızlar sana istediğinde gülümser. Cehennemin dibine hoş geldiniz, derler ki acı bir hapishanedir. Hücremden çıkmama izin veriniz.