✨ on bir

1.2K 151 49
                                    

minicik bir istek: yorumlarda buluşalım lütfen:)

- 11. Bölüm -

"Affetmek Zordur Ama Gösterilen Çabaya Değer."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Sabah gözlerimi açtığımda Lodos hala mışıl mışıl uyuyordu. Dudağımda belli belirsiz bir tebessüm oluşurken kendi kendime uzun süredir uyuduğum en tatlı uyku olduğunu kabullendim bunun. Kolları arasından sessizce sıyrılıp üzerini örttüm ve aynı sessizlikle odasını terk ettim. Lavaboya uğrayıp işlerimi hallettikten sonra direkt mutfağa adımladım. Alaz kalkmış kendine bir dilim turta kesiyordu.

"Sakın bana kahvaltı niyetine  onu yemeye karar verdiğini söyleme." dedim tehditkar bakışlarımla. Alaz donakalarak bana döndü ve söyleyecek bir şey bulamadı. Bu manzara karşısında haklı olduğumu fark ederek "Çabuk inine dön battaniye canavarı, kahvaltınızı ben hazırlarım. Turtayı da tek bir çatal bile almadan yerine bırak." diye emirler sıraladım. "Bu sağlıksızlıkla nasıl bu vücuda sahip olabiliyorsun Allah aşkın? Doğanın kanunlarına aykırı resmen." diye söylenmeyi de ihmal etmedim. 

Alaz benden tırsmış gibi bir ruh haline girerek tabağını tezgaha bıraktı. Ardından daha önce su doldurmuş olduğu bardağını alarak "Özür dilerim anne." dedi. Bu hali benim gülmeme sebep oluyordu. Aramızdaki ilişki cidden garipti. Ben de onun gibi kendime su almaya karar vermiştim, bu yüzden dolaptan bir bardak çıkarıp doldurmaya başladım. Alaz mutfakta kalmaya karar vermiş gibi görünüyordu. Suyundan minik bir yudum alıp "Gece geç saatte Lodos seni salmadı galiba?" diye sorduğunda az kalsın su genzime kaçıyordu.

"Sen uyuduktan sonra kendini kötü hissetmeye başladı." diye söze girdim. Bundan daha yeni haberi olan Alaz kaşlarını çattı endişeli bir şekilde. Soracağı şeyi tahmin ederek "Seni uyandırmadık çünkü zar zor uyumuştun ve ben ona yardımcı olabilirdim." diye devam ettim. "Uyuyana kadar yanında kalıp komik şeyler izletmeye çalıştım. Ben giderken sesimi duydu sanırım, izin vermedi." dedikten sonra suyumu bitirdim ve bardağı tezgaha koydum. 

"İyi yapmış. Gece uyandı mı peki? Ben sürekli uyanmıştım. Ve her uyanışımda tuvalete koşmak zorundaydım. Hayatımın en kötü gecesi olabilir."

"Lodos da öyle oldu. Acının İlacı bu kadar mı önemli gerçekten? O an orada yutmanıza değer miydi?" dedim anaç bir tavırla kollarımı göğsümde kavuşturarak. Alaz hafifçe gülümseyip "Bu konu biraz derin bir konu. İlaç başka insanların ellerine geçip çoğaltılırsa işimiz zorlanır. Ki bu 'başka insanların' çoğu kötü insanlar. Biz Lodos ile tam tersini istiyoruz."

Derin bir nefes aldım. "Devlet sırrı gibi saklıyorsunuz şu şeyi. İnanın bu konu hakkında konuşacağınız zaman tüm dikkatimi size veriyorum ancak harcadığım efor anlamsız bir bulmacanın çözümünü aramamdan farksız." Ben bu durumdan yakınırken Alaz keyfi yerine gelmişcesine güldü. Elindeki boş bardağı döndürmeye devam ediyordu konuşurken. "Biraz ailevi bir olay. Biliyorsun zaten, bu işin arkasında babamız var. Kendisi paraya tapan bir tip. Para nereden geliyorsa iyi kötü demeden o işin ilahı olmaya çalışır. Ama bu iş gerçekten sıkıntı. Biz de onun işlerini yürütüyormuş gibi yaparak onu içerden yok etme planı yapıyoruz. Bizden asla böyle bir şey beklemez ancak onu durdurabilecek güçteki tek kişi de biziz. Ve birinin bu konuda sorumluluk alıp harekete geçmesi lazım." Bunları söyledikten sonra kendini işaret eden bir referans hareketi yaptı. Yavaş yavaş eski enerjik haline dönen Alaz beni yine güldürmeyi başarmıştı. 

Yıldızlar Sana İstediğinde GülümserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin