1

545 64 10
                                    


Naruto

Gözlerimi zar zor araladım. Uyanmak zorundaydım bir göreve gidecektim. Yatakta doğrulup ayaklarımı yere sarkıttım. Pencereden dışarı, gökyüzüne baktım. Bulutluydu. Yavaşça kalkıp lavaboda yüzümü yıkadım. Mutfağa gidip bir bardak su içerken acıkıp acıkmadığımı düşündüm.

Çok iştahlı biri değildim ancak son zamanlarda gittikçe yemek yeme fikrinden tiksinmeye hatta kokusundan bile midem bulanmaya başlamıştı. Dışarıya çıktığımda insanlarla sosyalleşmek için kendimi onlarla yemek yemeye zorluyordum. İchiraku'nun ramenleri çok güzeldi ancak midem bunları kaldıramaycak durumdaydı. 'arkadaşlarım' ise beni doyumsuz, ve ramen sevdalısı olarak tanıyorlardı.

Daha çok küçükken buradaki insanların benden nefret ettiğini anlamıştım ancak nedenini kavrayamıyordum. Sokaklarda sırtıma batan bütün o bakışlar... korku, tiksinti, öfke, hüzün.

İnsanlara kendimi kabul ettirmeye  o kadar takıntılıydım ki aklıma gelen her şeyi yapıyordum. Çocuk aklımla ilgi istiyor , bazı soruların cevabını arıyordum. Neden bir ailem yoktu? Neden herkes benden nefret ediyor? O zamanlar kararlılık fışkırıyordu her zerremden. Güçlü duracaktım, ağlamayacaktım, insanlara kendimi sevdirecektim. Ancak dikkat çekmek i.in yaptığım haylazlıklar ban ters etki yapmıştı.

Daha çok küçük olduğum için maruz kaldığım şeyler sadece fısıldaşmalar ve kötü bakışlar oluyordu ancak bana ters etki yaratan davranışlarım insanların içinde yatan öfkeyi açığa çıkarmıştı. Gittiğim her yerden yaka paça kovuluyor, darp ediliyor ve aşağılanıyordum. Hakkımda konuşulan şeyler artık yüksek sesle dile getiriliyordu.

"Bu o tilki çocuk değil mi?"

" Yine mi dövülmüş şu haline lağım faresi gibi"

"canımdan çok sevdiğim abi gerçekten şu çocuk yüzünden mi öldü?"

"Neden bize zorluk çıkarıyor , gidip bir köşede sessizce geberse ya.."

Söyledikleri her şeyden kendim hakkında bilgi ediniyordum ancak oldukça ağır geliyordu duyduklarım. Yıllarca aptal gibi davranıp insanların dedikleri şeylerden davranışlarından ders çıkardım. Etrafa sürekli gülümserdim ki insanlar bu davranışlarıma kansın. Ancak artık kendimi kabul ettirmek gibi bir çabam kalmamıştı zaten bunun için harcayacak gücüm ve sabrım da yoktu. 

Her gün eve yara bere içinde geliyor, kendimi yatağımın köşesine buruşturuyor sessizce ağlıyordum. Bazen gözyaşlarım akmadan ağlıyordum. Kendime zarar vererek rahatlamaya çalışıyordum .Ama içimdeki o tilki yüzünden yaralarım hemen iyileşiyor ve beni daha da sinirlendiriyordu. Köydekilerden öğrendiğim kadarıyla ben daha yeni doğmuşken o canavar tilki köye saldırmıştı. O zamanın Hokagesi ise yeni doğmuş bir yetim olan benim içime mühürlemişti fakat bir çok shinobi gibi o ve karısı da tilkinin kurbanı olmuşlardı.

Akademiye gidecek kadar büyüdüğümde insanla varlığıma alışmışlardı ancak hala benden iğreniyorlardı. Ben ise yüzümdeki o gülümseme ile hiç umurumda değilmiş, bilmiyormuş gibi davranıyordum. Akademide yetenekli biri değildim hatta en kötüsü bile olabilirdim.  Orada kendime arkadaşım diyebileceğim bir iki kişi edinmiştim. Shikamaru ve Choji. Ara sıra birlikte vakit geçirirdik en azından kendimi yalnız hissetmediğim yegane anlar onlarla birlikteydi. 

Ben ne kadar kötü isem Sasuke ise her şey de çok iyiydi. Bazen çok soğuk bir kişiliği olsa da çoğu zaman oldukça cana yakın ve gülümseyen biriydi. Dolayısıyla oldukça popüler biriydi. Her zaman abisi gibi olmak istediğini söylerdi. Arada onunla tartışırız ve çoğu zaman o kazanırdı .  Mezun olacağımız zaman ise Sasuke, Sakura ve ben aynı takıma düşmüştük.  Mutlu mu yoksa mutsuz muydum bilmiyorum. İkisi ile çok yakın değildim ama hep yakın gibi davranırdım. Onlar ise bana hep soğuk davranır, hep terslerlerdi.

Derin MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin