Öncelikle herkese merhabalar. Çooook uzun bir süredir bölüm atmadığımın farkındayım. Bunun için ne kadar özür dilesem, ne bahaneler söylesem pek bir anlamı olacağını düşünmüyorum. Ancak bölüm atmadığım süre zarfındaki hayatımdan size bahsetmek isterim.
En son bölümü attıktan sonra üniversiteyi okuyacağım şehre taşındım. Yeni bir şehir, yeni bir okul, yeni insanlar, yeni bir ben.. Okul sürecim çok sancılı geçti. İnanın üniversitedeki dersler hafife alınıp son gün çalışılacak dersler değil. Bütün dikkatinize derslere, hocaların ağzından çıkacak sonradan işinize yarabilecek bilgilere vermeniz gerekiyor. Günlerce kütüphanelerde yatıp kalkıp ders çalıştım. Yinede istediğim başarıyı, puanları elde edemedim. Siz ne kadar emek verseniz de bazen sizin o dersten geçip geçememeniz hocaların keyfine kalıyor. Maalesef durum bu. Bunu kimsenin gözünün korkutmak için söylemiyorum. Üniversite çok güzel bir deneyim ancak başarınız pamuk ipliğinde bir şekilde hocanızın inisiyatifine kalıyor. Bazen öyle zamanlarım oluyordu ki günlerce uykusuz kalıyordum. Fakültenin içinde bulduğum her boşlukta uyuyacağım 5 10 dakikanın hesabını yapıyordum. Öğrenci olduğum için kendime ayırabildiğim pek bir param olmuyordu. Gerçekten fiziksel ve zihinsel olarak çok yoğun ve yorgundum. Üniversiteye gelmeden önce ilerleme kaydeden psikiyatrik tedavim, derslere odaklanmaktan eski durumuma dönmüştü. Kendi benliğime zaman ayıramıyordum. Tedaviye bile gidemiyordum. İnanın bir yerden zirveye çıkmaya çalıştıkça üç farklı yerden dibe batıyordum.
Zaman geçtikçe çöktükçe çöktüm. Kendimden nefret eder oldum. En büyük düşmanım yine kendim oldu. Kendime söylemediğim şey kalmadı. Umutsuzluk içinde yüzüp duruyordum. Sanki boğuluyordum kendi sözlerimle. O kadar kötü duruma geldim ki aynaya bakmaktan bile iğrenir oldum. Zaman aktı ve Yılbaşı geldi. Arkadaşlarım(o zamanki arkadaşlarım. Sonradan bana etmedikleri kötülük kalmadı. Üniversitede her tanıdığına güvenmeyin yakın arkadaşlık kurmayın.) beni zorla yılbaşı partisine götürdüler. O gün benim yeniden doğduğum, hayata döndüğüm gün oldu. O gün o partide hayatımın aşkıyla, ruh eşimle tanıştım.
Sanki birbirimizi önceden tanıyor gibiydik. Onu ilk gördüğümde filmlerde olduğu gibi bütün dünya durdu. Her şey silindi bir tek ikimiz kaldık sanki. O günden sonra bir daha hiç ayrılmadık. Uyumak için bile birbirimizden ayrı düşmek zulüm oldu bize. Her şeyimiz aynıydı. Hayattan zevk alamıyorduk. Çok kötü bir halde, karanlığın içindeydik. Işık olduk birbirimize. Her şey o kadar hızlı oldu ki. Sanki hep böyle olması gerekiyormuş gibiydi. Hayat bizi bir araya getirmek için akmış zamanı ilerletmiş gibiydi. Geçirdiğimiz her dakika hayat buluyorduk tekrar tekrar. Size yaşadığım aşkı nasıl anlatırım bilemiyorum. Önceki yaşamlarımızda bağlanmış gibiyiz. Umarım bir gün hepiniz bu duyguyu yaşarsınız. Ruh eşinizle tanışınca her şeyi anlamaya başlıyorsunuz. Neden bu kadar acı çektiğinizi, daha önce tanıştığınız kişileri, yaşadıklarınızı, seçtiğiniz yolları, tecrübelerinizi. Her şey sizi o ana hazırlamak içindi. Tanıştığınız andaki siz olabilmeniz içindi. Daha önce sevdiğiniz insanların aslında aşk olmadığını, doğru kişi sandıklarınızın o an yaşadığınız duygunun yanından bile geçemeyeceğini anlıyorsunuz.
Birlikte yan yana oturmak bile bize huzur veriyordu. Kelimenin tam anlamıyla onsuz nefes alamaz hale geliyorsunuz. Bu yüzden bir karar verdik. Borcun harcın içerisinde birlikte kendi evimize taşındık. ayrı kalmaya o kadar tahammül edemiyorduk ki kışın ortasında tuttuğumuz evin elektriği doğal gazı olmamasına rağmen o evde kaldık. Sırf birlikte olabilmek için. Parasızlık ve borç içinde olmamıza rağmen mutluyduk ve zorlukların üstesinden gelmeye kararlıydık. Zamanla eksiklerimizi tamamladık. Evimiz; çabamız,irademiz ve sevgimizle yavaş yavaş sıcak bir yuvaya dönmeye başladı. Zaman zaman zorluklar yaşasak da bir şekilde hallettik. Çünkü hiçbir zorluk bizim birbirimize olan sevgimizden daha üstün değildi. Zaman aktı gitti. Kış, ilk bahara dönüştü. Yanımıza bir yoldaş edindik. Bir köpek sahiplendik. Bizim gibi zor zamanlar geçirmiş bir candı. Sokaktan kurtardık. Evimizin neşesi, eğlencesi oldu.
Demem o ki aşk öyle bir şey ki size hayat verebiliyor. Saatlerce gözlerinde kaybolup dalıyorsunuz. Elinizden tutup öptüğü her zaman ilk gün ki heyecanı yaşıyor kalbiniz hızlanıyor. Bazen dünyanın renkleri bile bir farklı geliyor gözlerime. Sabah daha bir mutlu uyanıyorum. Yorgun olduğumda benim için yemek yapması, hasta olduğumda bana bakması. Hastaneye gidip gelirken bana güç vermesi. Her şey beni daha kuvvetli yapıyor. Onun için yaşıyorum adeta. Onun için ölmeyi değil, onun için yaşamayı göze alıyorum. Bu birbirimize verdiğimiz bir söz. Birbirimiz için yaşayacağız. Ne olursa olsun.
Yakın zamanda sağlık sorunlarım damga vurdu hayatımıza. Düzgünce adamakıllı bir şey yapamıyorum. Ayakta duramıyorum, oturamıyorum. Eşim, dostum, ruh eşim. Benim için bir şeyler yapmaktan asla gocunmuyor. Yemeğe yardım etmekten, yerleri süpürmekten, çamaşırları asmaktan asla gocunmuyor, asla söylenmiyor. Çünkü biliyor. Birbirimizin hayatını paylaşıyoruz. Ben ona destek olmalıyım o bana destek olmalı. Birbirimizin annesi değiliz, şımarıklık yapama lüksümüz yok. Kahrımızı çekme ve çektirme hakkımız yok.
Neyse çok konuştum. Ama ne yapayım konu o olunca bende söz bitmiyor, anlat anlat yetmiyor.Yeni bölümler hakkında size şu tarihlerde gelir diye bir söz veremiyorum. İlham eksikliği mi desek. Yeteneğimi kaybettim mi desek( yetenek demek istemiyorum. kendimi o kadar yetenekli bulmuyorum. Kendime yetenekli dersem gerçekten yeteneği olan insanlara hakaret etmiş olurum.) Aklımda hikaye hakkında bir şeyler belirdikçe yazıp geri kapatıyorum. bölüm toparlandığı an hemen yayınlarım.
Sizlere ayrı teşekkür ederim. Hikaye benim kişisel sebeplerimden ötürü devam etmediği halde hala beklemede kalıp yorumlar attığınızı gördüm. İyi kalbiniz için çok teşekkür ediyorum. Kötü yorumlar yapıp beni rencide edebilirdiniz de. Hikayemin her bölümünü içime sinerek ve iyi araştırarak, mantık hatası yapmamaya çalışarak ve orijinal Naruto'nun donelerini kullanarak yazmaya dikkat ediyorum. Hikayemin kitlesi küçük olabilir hiç sorun değil benim için. Bana göre siz güzel insanların beğenerek okuması ve okumaya devam etmesi çok daha önemli. İnanır mısınız bilmiyorum ama attığınız son bir kaç yorum bana bu bölümü yazdırdı. Hala sabırla, iyi niyetle, merakla ve sevgiyle beni bekleme devam ediyordunuz. Dayanamadım. Sizi bu şekilde bırakmak istemedim. Hastalığımdan dolayı uzun süre oturamıyorum bu yüzden sık sık bölüm yazamayabilirim. Ama fırsat buldukça ufak da olsa bölümlerin bir kısımlarını yazıp zaman içinde yayınlayacağım.
İyi ki varsınız. Hepinizi çok seviyorum. Bu hikayeyi sevdiğiniz, desteklediğiniz ve en önemlisi bu hikayeden vazgeçmediğiniz için çok teşekkür ederim. Benim sevgili okuyucularım.
Sevgiler Eylül....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Mavi
Fiksi PenggemarŞimdi karşımda hiç tanımadığım biri vardı. Her daim sırıtan, mavi gözlerinin içi parlayan Naruto neredeydi? Bu tanımadığım insan kimdi? Gözleri sanki hiçbir şeye odaklanmamış gibi donuk ve oldukça koyuydu. Suratı bir çok duygunun esiri altında kaldı...