23

143 24 26
                                    


Bütün gece ormanı arama çalışmalarına devam etti takım. İno'nun onlara ilettiğine göre Kageler haberi almış ve gerekli işlemleri başlatmışlardı. Ayrıca Konohadan iki ekip ayrılmıştı. Biri Toplantının yapıldığı yere gidecek ve gerekli emirleri bizzat alıp köye geri dönecekti. Önemli stratejik bilgilerin mektupla uçurulması riskini göze almak istememişti kimse. Köyde silah sayımları, parşömen tedariki ve gerekli olabilecek pek çok şey hazırlanmaya başlanmıştı. İçinde oldukları durumda en çok bariyer takımları çalışıyordu. İki farklı tehdit olduğunu varsayarak belli bariyerler üzerinde çalışıyorlar ve işaretlenen yerlere yerleştirmek için dolaşıyorlardı.

Köyden ayrılan ikinci takım ise Naruto'nun yakalanması görevi için gönderilmişti. Kakashi ve takımından ayrı olarak ülke sınırı üzerinden gidecek ve Naruto'yu iki takım arasında sıkıştırıp arama alanını daraltacaklardı. Öncelikleri Naruto'nun zarar görmemesi, tetiklenmemesiydi. Ancak Naruto'nun onlara saldırması durumunda güç kullanmak için ekiplere izin verilmişti. Bütün bunlar oldukça hızlı harekete geçirilmişti. Gece yarısı olduğunda herkes görevinin başında Naruto'yu arıyordu. Uzunca bir süre hiçbir iz bulmadan aramaya devam ettiler. Ta ki güneş doğmaya başlayana kadar.

Ateş ve Yağmur ülkesinin sınırını yakınındaki köyde sabahları çok erken çalışmaya başlayan bir fırın vardı. Fırıncının küçük oğlu babasına işinde yardım eder, getir götür işlerini yapardı. Fırını yakmak için odun toplamaya çıkmıştı küçük çocuk. Kış için fırının arkasına depoladıkları kütük yığını bitmişti. En kısa sürede tekrar odun istiflemesi gerekecekti. Şimdilik etraftan çalı çırpı aramaya başladı. Etraf hala tam aydınlanmadığı için net göremiyor, bazen ayağı taşlara takılıp tökezliyordu. Sırtına astığı sepete bulabildiği küçük dal parçalarını koyuyordu. Elinde kendini bile zor aydınlatan bir gaz lambası vardı. Gözlerini bir kaç parça odun bulma umuduyla yerden ayırmıyordu. Ormanın içerisinde ilerledikçe ilerledi. Güneş neredeyse doğmak üzere olsa bile sık ağaçlar yüzünden ışığını ulaştıramıyordu. Küçük çocuk daha fazla uzaklaşmanın tehlikeli olacağını biliyordu ancak yine de biraz daha aramak için yere bakarak yürümeye devam etti. 

Kafası önüne eğik yürürken bir şeye tosladı ve durmak zorunda kaldı. Neye çarptığını anlamak için kafasını kaldırıp yukarı baktığında önünde duran sarışın çocuğu gördü. Yüzünde bıyığa benzer çizgileri, koyu mavi gözleri ve ifadesiz bir suratı vardı. Bu vakitte ormanda neden birisi vardı ki diye düşündü. Ninja gibi gözükmüyordu, herhangi bir köyün sembolünü görememişti üstünde. Seyahat ediyor olsa neden gece ormanda tek başına yol alsın ki? Çocuğa uzun uzun baktığını fark edip kendini toparladı.

"Özür dilerim sizi göremedim." Sarışın çocuk ise ona hiç bakmıyordu. Sadece ileriye doğru bakıyor ve hiçbir şey söylemiyordu. Çarptığı için özür dilemiş olmasına rağmen cevap vermemiş olmasına sinirlendi küçük çocuk. Sarışının kolundan tutup çekiştirdi. 

"Hey! Senden özür diledim ya. En azından bir şey söylemen gerekir." Daha önce kendisine bakmayan sarışın yavaşça kafasını aşağı eğip çocuğa baktı. Baktı ve baktı. Hiçbir şey söylemeden öylece baktı. Çocuk bu yabancının hareketlerinden korkmuştu. Ama hiçbir şey söylememesi onu daha çok sinirlendiriyordu. 

"Ne bakıyorsun öyle. Cevap versene!" Sarışının karnına bir kaç yumruk attı. Atacağı son yumruk havadayken elini tutmuştu. Yabancının gözlerinin içine baktı. Elini ondan kurtarmak için çekiştirdi ama kendisine göre fazla güçlüydü. Yabancının göz bebekleri kararmaya gözlerinin mavisi görünmemeye başladı. Ormanda ötüşen bütün kuşlar sustu ve rüzgar durdu. Sarışın çocuğun gözleri kırmızıya dönmeye, boğazından hırıltılar gelmeye başladı. Küçük çocuk dehşete kapılmıştı, elini çekiştiriyor ama kurtaramıyordu. Yabancıya tekmeler atıyor , kaçmaya çalışıyordu ama pek başarılı olamıyordu. Vücudunun yandığını hissetti çocuk ancak etrafındaki ortam gittikçe soğuyordu. Korkudan ne yapacağını bilemez haldeydi. Sarışının tuttuğu bileği acımaya başlamıştı. Karşısındakinin gözleri gittikçe kızıllaşıyor, saçları dikleşiyor, kendi tüyleri ise korkudan diken diken oluyordu. Son çare avazı çıktığı kadar bağırdı.

Derin MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin