Derin Mavi

24

Yazar

Sakura, Yuki'nin elini çekip çıkarabilmişti. Çocuk koşarak Sakura'ya sarıldı. Belli ki çok korkmuştu. Korkulmayacak bir durum değildi. Ormanda tek başınasınız , bir yabancı aniden sizi yakalıyor ve yiyecek gibi bakıyor. Küçük bir çocuk için kabuslar görmesine sebep olacak türden bir olay. Sakura, Yuki'yi kucağına alıp Kakashi'ye seslendi.

"Kakashi-sensei, ben Yuki'yi sakinleştireceğim. Siz diğer ikisine göz kulak olun." Kakashi hemen Naruto ve Sasuke'nin yanında durdu. İkili birbirlerine bakıyorlardı ancak kendilerinde olmadıkları çok açıktı. Naruto'nun vücudu hala alarm halindeydi. Gözleri kırmızı ve saçları kabarmıştı. Derinden hırıltılar çıkarmaya devam ediyordu ama etrafa saldırmak için harekette bulunmuyordu. Sasuke her ne yapıyorsa doğru yolda ilerliyor gibi gözüküyordu. Bulundukları alana Konoha'dan ayrılan yardım ekibi de gelmişti. Yuki'nin çığlığını duymuşlar ve toplaşan bir çok çakra olduğunu anlayınca yakınlaşmaya karar verdiler. Kakashi gelen gruba seslendi. 

"Naruto ve Sasuke'nin etrafına bariyer oluşturun. Sasuke işini bitirene kadar ikisinin de zarar görmemesi gerekiyor." Grup hemen organize olarak ikilinin etrafına bariyer ördü. Ne dış etkilerden ne de iç etkilerden zarar gören bir bariyer.. Olasılıkların her şeyi riske atmasına izin vermemek için yapılmıştı. Kakashi Shino'ya yaklaştı ve sessizce konuştu.

" Böceklerini hazırda tutmanı istiyorum. Naruto'nun saldırgan bir hal aldığını görürsen böcekleri Naruto'nun çakrasını tüketmeleri için gönder." Shino onayladı ancak bu agresif ve zapt edilmez çakranın böceklerini nasıl etkileyeceğini bilmiyordu. Söz dinlemeyerek onlara saldırabilirlerdi. O kadar çok olumsuzluk vardı ki bu kadar insan birleşse de şansları onlardan yana çalışmıyordu.

Diğer tarafta Sakura Yuki'yi ekipten biraz daha uzak bir taşın üzerine oturtmuş, önünde diz çökmüş ve zedelenmiş bileğini iyileştiriyordu. Yuki'nin gözyaşları yeni durmuştu. Kızarmış burnunu çekiyordu. Sakura elinden geldiğince sakin kalmaya çalışıyordu. Canını emanet ettiği, çok sevdiği arkadaşları zor durumdaydı. İçinde panik fırtınaları kopuyordu ancak önündeki çocuğun iyiliği için sakin kalmak zorundaydı. Yuki'yi sakinleştirmek için alakasız şeylerden bahsetmeye başladı.

"Biliyor musun Yuki, biz Konoha ninjalarıyız. Bir gün mutlaka bizi ziyarete gel, köyümüzde gezecek çok yer var. Eğer istersen seni Hokage ile tanıştırabiliriz." Yuki, sohbetin nasıl bu konu olduğunu anlayamadı ama kafa salladı.

"Naruto gerçekten seni incitmek istemedi. O... hasta. Çok hasta. İyileşip günün birinde gelmiş geçmiş en güçlü Hokage olacak. İyileştiğinde senden özür dileyeceğine eminim. Onu affetmen için sana ramen bile ısmarlar. " Sakura acı bir gülümsemeyle Yuki'nin yüzüne baktı. Söylediği şeyleri Yuki'yi sakinleştirmekten çok kendini teselli etmek için söylüyordu. İçten içe her şeyin böyle olmasını istiyordu. Gözlerinden yaşlar süzüldü yanaklarına . Yuki, Sakura'nın gözyaşlarını sildi.

"Sakura-nee , İleride seni ziyaret etmek için Konoha'ya geleceğim. Bana çok lezzetli yemekler yedireceksin ama. Tamam mı?" Sakura kıkırdayıp kafa salladı.

"Ayrıca Naruto-nii'ye kızmadım. Sadece biraz korktum. Ama Hokage olduğunda bana imzasını vermesi için kızgın rolü yapabilirim." İkisi de biraz ferahlamıştı. Yuki, Sasuke'yi işaret ederek konuştu.

"O abi kim? Ne yapıyor?" Sakura yanıtladı.

"O, Uchiha Sasuke. Naruto ve benim çok yakın arkadaşımız. Üçümüz en yakın arkadaşlar sayılırız. Ama o ikisi her zaman daha farklıydı. Daha özel. Sasuke'nin ailesinden gelen bazı güçleri var. Naruto'ya yardım etmek için onları kullanıyor." Yuki, anladığını belli eden sesler çıkardı.