15

187 33 20
                                    

Yazar

Sakura'nın cılız sesini duyduktan sonra Kakashi kapıyı yavaşça açtı ve içeriye adımladı. Perdeler kapatılmış ve havasız bir ortam vardı. Kakahi, bulduğu lamba düğmesine basarak odayı aydınlattı. Sakura , yatağında oturuyordu. Sasuke ve Neji de, Kakashi'nin arkasından odaya girdiler. Küçük grup sakin adımlarla yatağın yanına yaklaştılar. Sakura, bir günde renksizleşmiş yüzüyle ve boş bir ifadeyle nevresimlerine bakıyordu. Kakashi, yatağın yanına oturdu ve Sakura'nın çenesini tutarak yukarı kaldırdı. Kakashi, Neden tek tek bütün takımını bu kadar harap bir halde gördüğünü sorguladı. Geçmişte yaşadıkları, takım arkadaşlarını kaybedişi aklına geliyordu. Ya tekrardan aynı şeyleri yaşarsa.... Derin bir nefes alıp konuştu.

" Sakura nasıl hissediyorsun?" Sakura ağlamaktan çatallaşmış sesiyle cevap verdi.

"Berbat.." Kakashi bunu zaten görebiliyordu ancak bunun sadece görüntüsü yüzünden hissettiğini sanmıyordu.

" Bana neler olduğunu anlatmak ister misin, yardımcı olabilirim." Sakura bir kaç saniye cevap vermedi ve sonra devam etti.

"Onu gördüm sensei. Onu yaşadım. Naruto neler hissettiyse bende hissettim." Konu Naruto olunca her zaman oluşan o sessizlik tekrardan ortalığı kapladı. Kakashi, devam etmesi için sessizliğini korudu.

" Ben.. ben ne kadar korkunç insanlar olduğumuzu gördüm. Özellikle de kendimin... Topluma ayak uydurarak doğru şeyi yaptığımı sanar iken kendi ellerimizle birinin hayatını mahvetmişiz." Sasuke ilk kez Naruto'ya neler olmuş olabileceğini duyacağı için dört gözle devam etmesini bekledi. Duymak isteyeceği ve duymaktan nefret edeceği şeyler olsa bile..

"Naruto'ya zarar veren insanları görürsem kendimi durdurabileceğimi sanmıyorum. Ne ironik. Aynaya bakarsam tam karşımda bulacağım zaten. Ona söylediğim her şey için kendimden nefret ediyorum. Sensei... Biz onun hakkında hiçbir şey bilmiyormuşuz. Oysa onunla en çok zaman geçiren bizdik." Kakashi, her cümlede kendini suçlamaya devam etti. Yıllardır takım arkadaşları arasındaki iletişime karışmadığı için, çok sevdiği öğretmeninden kalan son yadigara sahip çıkamadığı için en önemlisi de adaletli olamadığı için. Sasuke daha fazla dayanamayıp sordu.

"Sakura neler gördün, onun hakkında neler öğrendin?" Sakura siyah saçlı arkadaşına özür dileyerek baktı. 

" O yaşamıyor Sasuke-kun. Biz bir takım olmadan çok zaman önce kendinden vazgeçmiş. Ona yapılanları görseydin.. Kendine yaptıklarını bilseydin.." Sesi azalarak konuşmayı bıraktı. Sanki gördüğü şeyler tekrardan aklına gelirmiş gibi gözleri doldu ve gözlerinden usul usul yaşlar akmaya başladı. Ve aniden sinirlenerek konuşmaya başladı.

" Biz annemizin kucağında şımartılırken o daha 5 yaşında yemek yiyebilmek için çöpleri karıştırmak zorunda kaldı. Lanet olası insanlar 5 yaşında bir çocuğun aç kalmasına göz yumdular! Bizde onlardan biriyiz. Ailemiz olduğu için kendimizi ondan üstün gördük ve şımartıldık. Olduğum kişi için şuan kendime lanet okuyorum . İnsanlara yardım etmek için eğitim alırken burnumun ucundakini görememişim." Hafif yüksek çıkan sesi ve yaşlar akan kızgın yüzünü Sasuke'ye döndü ve parmağına doğrulttu. 

"Hele sen! Senin ve Naruto'nun arasındaki bağı anlamamak için kör olmak gerekiyor. Neredeyse her gününü onunla geçiriyorsun. Sen.. Sen nasıl göremedin onu NEDEN ONU FARK EDEMEDİN! " Sakura iyice çığırından çıkmaya başlamıştı. Kakashi araya girerek onu sakinleştirmeye çalıştı.

"Sakin ol Sakura, bu durumda hepimiz kendimizi yeterince suçluyoruz. Sasuke zaten farkında ve kendini gereğinden fazla suçluyor. Şuan geçmişi düzeltemeyiz. Ancak birlik olup ona yardım edebiliriz. " Sakura'ya sarılıp saçlarını okşarken biraz da olsa sakinleştiğini fark etti. Sasuke ise gittikçe kahrolmuştu. Kendini suçlamaktan yiyip biterken Sakura'nın söyledikleri ile daha da karamsar olmuştu. Neji'nin sırtından destek verircesine tutmasıyla gerçekliğe geri döndü. Kafası'nı ona çevirdi ve hafifçe gülümsedi. Neji ise planı anlatmanın vakti geldiğini düşünerek konuştu.

"Sakura elimizde ipuçları var. " Sakura yaşlarını silerek Neji'ye baktı. " Kyuubi bizim tarafımızda. Naruto'nun yaşaması için bize yardım ediyor. Şimdilik en büyük düşmanımız ortadan kalktı. Bir çok araştırma yapıp çözüm bılmak için çabalıyoruz. Tsunade-sama ve Kazekage araştırmayı yönetecekler." Sakura hafif bir tebessüm etti ve Sasuke'ye döndü.

" Özür dilerim Sasuke-kun . Yine bencillik edip senin neler hissettiğini bilmeden konuştum."Sasuke buruk bir şekilde gülümsedi.

"Sana kızmadım Sakura. Söylediklerinde haklılık payı vardı, hepimiz durumdan oldukça etkilendik." Kakashi ortamın yumuşamasından mutlu olmuştu. 

"Sakura kendini ne zaman toparlayabilirsin? Oldukça fazla kişinin yardımına ihtiyacımız var. " Sakura hemen ayaklanmaya çalıştı ancak üçü tarafından durduruldu. 

"Bu halinle olmaz. Bir şeyler yiyip çakra seviyeni düzeltmen gerekiyor." Kakashi bunları dedikten sonra pencereye ilerleyip perdeleri açtı.

En azından ilerleyebilecekleri bir yolları olduğu için sevinmişlerdi. Ancak hala Naruto'nun karanlık geçmişi onları tedirgin ediyordu. Bilinmeyenlerden korkmak insanın yapısında vardır ve onlar bilinenin arkasına gizlenmiş bilinmezlik yüzünden harap olmuş durumdaydılar. Naruto her ne kadar kimsenin samimiyetine inanmasa da insanlar Naruto'nun onlar için ne kadar değerli olduğunu anlamaya başlamışlardı.

.... 

Naruto'nun bilinci yerine geldiğinde odada tek başınaydı . Yabancı bir odaydı ancak hissettiği çakralar ile nerede olduğunu anlamıştı. Her ihtimale karşı gözlerini kapalı tuttu. Gaara'nın enerjisini yakınında hissediyordu. Ancak bu kendi bedeni olamayacak kadar küçük bir parçasıydı. Bu yüzden onun gözetleyici kürelerinden biri olduğu çıkarımına vardı. Bilincini kaybetmeden önce olanları hatırladı. Güveneceği ve bundan sonra da güvenebileceği kimse yoktu artık çevresinde. Şimdi hiçbir şey yokmuş gibi kalkıp yürümeye çalışsa başına neler gelecekti. Kageler , o bilincini kaybettiğinde aradığı cevapları bulabilmişler miydi? Ya kendisini onlar için bir tehdit olarak görüyorlarsa? Uyandıktan sonra onu canlı bir kukla olarak kullanmak için yakınlarında bir odaya getirdilerse? Naruto başına gelebilecek şeyleri düşündü ancak hiçbir zaman güvenli olacağı ve kendisinin başına kötü bir şey gelmeyeceği seçeneği düşünmedi. İnsanların özlerinde ne kadar kötü olduğunu biliyordu. Bu yüzden aklına 'iyi' bir düşünce gelmedi.

Çakrasını en düşük seviyede tutmaya özen gösterdi. Eğer başına illaki kötü şeyler gelecekse bunların bu dayanılması imkansız olan insanların elinden gelmesini istemiyordu. Onların zulmünden yorulmuştu. En azından onların ellerinde ölmeyi hak etmiyorum diye düşündü. Bu köyden gidecekti. Kendini herkese unutturacak ve Konoha'nın dışında neresi olursa orada huzurla ölecekti. Gitme kararını oluşturunca nasıl gitmesi gerektiğini planladı. Gece vakti bu odadan fark edilmeden çıkacak , evinden bir kaç eşya alacak ve dün içerisinde vakit geçirdiği ormandan kaçacaktı. Doğa onun eviydi. Kimse o istemedikçe onu bulamazdı. Naruto'nun bildiği ve yeteneği olan şeylere hiçbiri şahit olmamıştı. Bir ihtimal kendisin aramaya çalışırlarsa sadece onu tanıdıkları ve elinde olan bilgilerle iz süreceklerdir. Naruto istese bu dünyanın kendisi olabilirdi. Enerjisini doğa ile bütünleştirir ve bir çakıl taşından, bir kütük parçasından hiçbir farkı kalmazdı.

Planını hazırladıktan sonra gece olmasını beklemek için bilinçaltına inmeye karar verdi. Belki yaşlı tilki ile sohbet etmek çok kötü bir fikir değildi. Ne de olsa kendisini bir parçası sayılırdı. Belki de ondan eskiden şahit olduğu hikayeler anlatmasını isteyebilirdi. Bu görüntüyü hayal edince içinde küçük bir kıkırtı koptu. Nefretin kendisi olan ve bilgisi yıllar ile kapışmayacak bir tilki; henüz gençlik yıllarında ve nefrete dönüşen, bildikleri sadece deneyimden ibaret olan aptal bir çocuk. İlginç bir ikili olacakları kesin. Yavaş yavaş bilincinin derinliklerine doğru adımladı...



Olayları nasıl birbirine bağlasam diye düşünmekten kafayı yemek üzereyim ama bir şekilde halledeceğim. İyi okumalar oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

Derin MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin