Olduğum yerde duruyorum, öyleyse neden ayaklarımın altındaki zemin sallanıyor?
Tavandan üstüme parlayan bir ışık olduğunu biliyorum, öyleyse neden hiçbir şey göremiyorum?
Bulunduğum yer beni diri diri yakacak kadar sıcakken neden tir tir titriyorum?
Ahh.. şimdi anlıyorum. Ben... ben öldüm değil mi? Sanki ömrüm boyunca tadacağım her duyguyu şimdi bir anda hissediyorum. Evet. Ölmüş olmalıyım. Gözlerim karanlığa alıştı. Burası ne cennet ne de Cehennem. Arafta kalmış olmalıyım . Kötü bir insan mıydım ki?
Eminim insanlara kötülükten çok iyiliğim dokunmuştu. O zaman neden böyle kötü bir yerde kalmıştım ? Acaba herkesin söylediği gibi varlığımın her zerresi bir suç muydu ?
" Naruto... demek hala ölmedin. " Bu ses... aptal tilki. Neden daha ölmedim . Oysa çok emindim.
"Tilki ... öldüğüm için çok mutlusundur sanmıştım. Demek başaramadın." Sinirli gözlerini bana sabitledi. Neredeyse içinde yanan nefreti görebiliyordum.
"Senin gibi değersiz bir insan parçasını neden yaşatmak için uğraşıyorlar anlamıyorum. Uchiha veledi seni uayndırmak için bu kadar yaygara çıkarmasaydı bir kaç saate çoktan başarmıştım. " Sözleri beni şaşırttı. Sasuke benim için çabalıyor muydu? Benim için yardım mı aramıştı?
Mutluydum. Onun hayatında bir değerim vardı. Beni önemsiyordu. Tüm vücudumun ısındığını hissettim. Bu mutluluğun bir etkisi miydi ? Midem kıvrılıyordu sanki. Ama hayır bu mutluluktan daha farklıydı. Farklı hissettiriyordu. Sonra içimde kuşku belirdi. Beni sadece yanında bayıldığım için kurtardı. Ne de olsa kimse yanında bayılan birini öylece bırakıp gitmezdi. Ben bu dünya için gereksiz bir kırıntıdan başka bir şey değilim. Sevginin ne olduğunu bilmiyorum, hiç sevilmediğim için. Aile ne anlama geliyor bilmiyorum, bir ailem olmadığı için. Sonbahar geldiği zaman kalın giyiniyor, ilkbaharda yaza hazırlanıyordum. Öylece zamana ayak uyduruyor , varlığımın gerekliliğini sorguluyordum.
"Hey çocuk sakın seni önemsediklerini sanma, Uchihalar sadece kontrol etmeyi ve kullanıp atmayı bilirler..."
"Ne demek istiyorsun sen ?" çok merak etmiştim bu cümlenin altında yatan anlamı.
" Benim aniden köyün içinde belirip saldırdığımı mı düşünüyorsun? " ne demeye, nereye getirmeye çalışıyordu?
" En son senin gibi bir insanın içinde mühürlüydüm. Zorla mührüm kırılmış , dışarı çıkarılmıştım. Sonra tek bildiğim her hareketimin kontrol edildiğiydi. Bunu ancak bir Uchiha yapabilir." Çok şaşırmıştım. Ama o korkutucu gülümsemesi ile konuşmaya devam etti.
"Kontrol altında olmasam bile elime geçen ilk fırsatta o köyü yakıp yıkardım. Siz insanlardan nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmiyorum. O zaman için tek üzüntüm kendi irademle yapamamanın getirdiği tatminsizlik." gözleri nefret ateşiyle yanıyordu ve sırıtıyordu.
Ne sanmıştım ki . Onun da kötü talihin kurbanı olarak kontrol edildiğini, masum olduğunu falan mı? Ne yaparsan yap o hala Şeytan Tilkiydi. İnsan öldürmekten sonuna kadar zevk alıyordu. İyi ki benim içimde mühürlü diye geçirmeden edemedim aklımdan. Dışarıda başıboş dolaşsa kim bilir neler yapardı.
" Hiç değişmeyeceksin değil mi?" soru soran gözlerle bana baktı. "Sen şefkatin ne olduğunu biliyor musun ki? Nefretten başka bir şey göremiyorsun. Kendi ateşinden kör olmuşsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Mavi
FanfictionŞimdi karşımda hiç tanımadığım biri vardı. Her daim sırıtan, mavi gözlerinin içi parlayan Naruto neredeydi? Bu tanımadığım insan kimdi? Gözleri sanki hiçbir şeye odaklanmamış gibi donuk ve oldukça koyuydu. Suratı bir çok duygunun esiri altında kaldı...