Yazar
Her geldiğinde bir öncekinden daha renksiz ve karanlık olan bu yer artık çok daha soğuk hissettiriyordu. Boş, labirentten farksız bu koridorları kim bilir ne kadar uzun zamandır dolaşıyordu. Bilinçaltına geldiğinde Kurama uyuyordu. Bu yüzden onu uyandırmadan etrafı gezmeye karar verdi ancak şimdi kararından pişmanlık duymaya başlamıştı. Bu döndüğü, onlarca köşelerden biriydi. Hiçbir kapı görmüyor, bir açıklığa çıkamıyordu. Bu, kendi bilinçaltı olmasına rağmen istediği gibi şekillendiremiyordu. Sanki artık kontrolü kendi elinde değilmiş gibi...
Kendi benliğinde bile yabancıydı. Elle tutulabilecek hiçbir şey kalmamıştı. Naruto'yu Naruto yapan her şey teker teker yok oluyordu. Kendine , hareket eden bir kukla demek çok da uzak bir gelecekte gözükmüyordu. Sahip oldukları ve aslında hiçbir zaman onun olmayan şeyler silsilesi vardı düşüncelerinde. Ayakları uzun zamandır yürümeye alıştığı için kendi kendine yürüyordu. Başı öne eğik, yavaş yavaş kimliği, benliği kayboluyordu. Önünde bir kapı görene kadar öylece yürümeye devam etti. Kapı, yerden tavana kadar uzanan geniş bir kapıydı. Oldukça ağır gözüken, üstünde işlemeleri olan ilgi çekici bir unsurdu. Hele ki bu hiçlik labirentinde ilgi çekici tek şey bu kapıydı. Kapıyı açmanın doğru bir seçenek olup olmadığını düşündü önce Naruto. Kurama dan sonra tek şey bu kapıydı, en az Kurama kadar tehlikeli olma potansiyeli vardı. Ancak kendi bilinçaltında neden tehlikeli bir şey olabilirdi ki. Sonuç olarak dışarıdan zorla bir etki olmadan bu kapı kendiliğinden vardı, Kurama gibi zorla buraya kilitlenmemişti. Zihninin kendi oluşumuydu. Zihninde olmasının bir nedeni vardır diye düşündü. Ve kapıyı açmak için elini uzattığında kapı çoktan kendiliğinden açılmaya başlamıştı.
İçeride, kapı aralığından bile duyulan bir uğultu vardı. Kapı tamamen açıldığında Naruto üzerinde büyük bir baskı hissetti. Midesini bulandıracak kadar kötü bir aura ile kaplıydı oda. Kendini hazır hissettiğinde içeriye ancak göz atabildi. Tavanı gözükmeyecek kadar büyük , soğuk ve boş bir odaydı. Odanın içinde dolanan onlarca saydam oluşum vardı. Bazıları renkli, bazıları büyük ve küçüktü. Hepsinden ayrı bir ses çıkıyordu. Sanki havada süzülen hayaletler gibi ancak yuvarlak şekillilerdi. Arkalarında ise kalıntılar bırakarak hareket ediyorlardı. Nedense Naruto çok nostaljik hissetmiş bu varlıkları benimsemişti. Kendini onlara doğru çekildiğini hissediyordu. Aralarında olmak, onlara dokunmak istiyordu. Büyülenmiş gibi odanın ortasına hareket ediyordu, bakışları bir küreden diğerine kayıyor hepsine bakmak istiyordu. Elini havaya kaldırıp bir tanesine temas edeceği sırada büyük bir gürültü duydu.
"NARUTO!!!" Gürültünün ardında etrafına baktığında kendini Kurama'nın önünde buldu. Yaşlı tilki uyanmış ve öfke ile ona bakıyordu. Dokuz kuyruğunun hepsi havada, bıyıkları kalınlaşmış ve gözleri resmen ateş püskürtüyordu. Ancak Naruto , öfkesi yerine tilkinin içindeki endişeyi hissetti. Gözlerinin derinliklerinde saklı, kol gezen endişeyi gördü. Ve tilki sinirli bir şekilde konuşmaya başladı.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen? O oda ne kadar tehlikeli haberin var mı? özellikle de SENİN için!" Naruto tehlikenin nedenini anlayamadı. Kendi benliğinde bulunan bir şey neden onun içi tehlikeliydi ki?
"Neden?" Tilki çocuğun sorusu ile ofladı.
"Bilinçaltında bulduğun her yere giremezsin. Vücudunun işleyiş şeklini bozabilir veya ruhuna zarar verebilir. Bu yüzden insanlar bilincine eriştiğinde genellikle boşluktan başka bir şey bulamazlar. Yanlışlıkla yapmamaları gereken bir şeyi yapmasınlar diye beyin bunu otomatik olarak yapar." Neden tehlikeli olabileceğini anlamıştı ancak onu pek ilgilendirmiyordu. Ancak içerideki küreler neydi?
"İçerideki süzülen küreler neydi Kurama?" Kurama konuştu.
" Bak çocuk, senin içinde mühürlü olmam senin hakkında her şeyi bildiğim anlamına gelmiyor. Ayrıca bildiğim tek şey senin oraya girdiğin, içeride ne olduğu değil." Cevap Naruto'yu tatmin etmemişti ancak yıllardır burada olan Kurama bile bilmiyorsa yapacak bir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Mavi
FanfictionŞimdi karşımda hiç tanımadığım biri vardı. Her daim sırıtan, mavi gözlerinin içi parlayan Naruto neredeydi? Bu tanımadığım insan kimdi? Gözleri sanki hiçbir şeye odaklanmamış gibi donuk ve oldukça koyuydu. Suratı bir çok duygunun esiri altında kaldı...