Jungkook'un Anlatımıyla
Lisa hafifçe beni ittirdiğinde kendime gelmiştim. Neden yaptığımı bilmiyordum, sadece o an içimden sarılmak gelmişti ve sarılmıştım. Lisa bana şaşkınlıkla bakarken soru sormaması için bahane bulmaya çalıştım.
"Jungkook sen-"
"Şey benim aslında lavaboyu kullanmam gerekiyor." Lisa daha çok şaşırırken içimden küfür ediyordum. Hiçbir zaman böyle savunmasız hissetmemiştim kendimi. Lisa şaşkınlıkla bana yol verirken yerini bildiğim lavaboya girip kapısını kapattım. Jimin'e Lisa'nın iyi olduğunu anlatan kısa bir mesaj yazdıktan sonra telefonumu cebime atıp suyu açtım. Su öylece akarken bir süre bekleyip kapattım. Gerçekten lavaboya girdiğimi düşünmeliydi.
Yavaşça kapıyı açıp çıktığımda Rosé hariç hepsinin iyi olduklarını gördüm. Ayrıca hepsi de bana bakıyorlardı.
"Jungkook?" Dedi Jisoo sorarcasına. Lisa benimle göz göze gelmekten kaçınıyor, elleriyle oynuyordu. Sıkıntılı bir nefes verip Jimin'le söylemeyi planladığımız şeyi söyledim.
"Beni buraya Jimin gönderdi. Rosé bayılmış, onu hastaneye götürecek. Biz de Taehyung ve Yoongi hyung ile buraya geldik." Jennie'nin gözleri eve giren Taehyung'a takıldığında sırıttım. Ikisinin de birbirleriyle uğraşmayı sevdiklerini anlamıştım.
"Rosé iyi mi?" Lisa endişeli gözlerle bana bakarken zorlukla yutkundum. Yanına gidip tekrar sarılmak istemem normal miydi?
"Evet, o iyi. Markete gittiğinde bayılmış. Jimin endişelendiği için onu hastaneye götürecek." Kızlar birbirlerine endişeyle bakarken bende panik içindeydim. Bir terslik olduğunu anlamamaları gerekiyordu.
"Ama sizin nasıl haberiniz oldu?" Dedi Jennie. Ben konuşamadan Taehyung lafa atlamıştı.
"Çalışanlardan biri Rosé'nin telefonunu alıp rehberdeki ilk kişiyi aramış. O kişi de Jimin olduğu için hızla onun yanına geldik." Lisa kendinden emin bir sesle konuşmaya başladı.
"Bizi de götürmelisin. Onu hastanede yalnız bırakmayacağız." Kendi kendine kafasını salladıktan sonra dışarı çıkmak için ilerlemeye başlamıştı ki kollarından tutup onu durdurdum.
"Rosé iyi olacak, sadece güçsüz düşmüş. Jimin sizin hastaneye gelmemeniz için bizi gönderdi. Endişelenme." Lisa'nın gözleri dolarken başını iki yana sallayıp dudaklarını yaladı.
"Anlamıyorsun, Jungkook. O benim arkadaşım, iyi olduğunu görmeliyim." Tekrar kollarından tutup gözlerine baktım.
"Lisa, bana bak." Lisa dolan gözlerini yavaşça bana çevirdi. "Endişelenmene gerek yok, tamam mı?" Derin kahverengi gözlerine bakarken sarılma istegimi bastırmaya çalışıyordum. Lisa burnunu çekip başını salladı ve ondan farksız olan diğer kızlara yöneldi. Hala kafasını iki yana sallayıp mırıldanıyordu.
"Onu markete hiç göndermemeliydik." Dedi Jisoo endişeyle. Derin bir nefes alırken Taehyung'la birbirimize baktık.
Jimin'in Anlatımıyla
Arabayı konumun gösterdiği yere park edip aceleyle arabadan indim. Araziye benzeyen tenha bir yerdi burası. Etrafıma bakınıp endişeyle Rosé'yi ararken Namjoon'un sesiyle ona döndüm hızla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙼𝚘𝚗 𝚂𝚘𝚞𝚏𝚏𝚕𝚎 | 𝙻𝚒𝚜𝚔𝚘𝚘𝚔°
Fanfiction*Liskook Ağırlıklı* Çok küçükken travma yaşamış olan Lisa, üç çocukluk arkadaşı ve abisi Jimin'in arkadaş grubuyla takılarak kabuslarını unutmaya çalışır. Bu gruba sonradan dahil olan Jungkook ile karışan olaylar, ciddi bir hal alır. #Shiplerimiz# ...