22.Bölüm

878 71 68
                                    

Gerçekler ne kadar acı olursa olsun, hiçbiri yalan kadar can acıtmazdı. Bize yalan söylemişlerdi. Her gidişlerinde bir yalan söylenmişti. Şimdi ise o söylemek zorunda kaldıkları yalanın tam içindeydik. Kalbim acıyordu. Abimin böyle bir şey yapacağını söyleseler asla inanmazdım ama şimdi gözlerinin içine baktığımdaki hayal kırıklığını görebiliyordum. Bunu yaşamak zorundaydık. Sonsuza dek saklayamazlardı. Eninde sonunda öğrenecektik. Düşündükçe dipsiz bir kuyuya düşmüşüm gibi çaresiz ve bir o kadar kırgın hissettiren bir şey daha vardı.

Benim gördüğüm anda kriz geçirdiğim şeyi o hiçbir zaman yanından ayırmamıştı oysa ki..

Dediğim gibiydi, gerçekler acı olabilirdi ancak benim canımı acıtan yalan söylemeleriydi.

"N-ne demek bu Lisa?" Jennie'nin şaşkın ve hayal kırıklığı dolu bakışları Taehyung'u bulduğu zaman acıyla yutkundum.

"Bu gerçekten doğru mu Taehyung?" Jennie buz gibi sesiyle Taehyung'un önünde durduğunda herkese kısa bir göz attım. Erkekler pişmanlık ve suçluluk duygusu içinde başlarını eğmişlerdi. Jisoo ve Rosé ise hala şokla Jennie'yi izliyorlardı.

"Jennie bak sana gerçekten açıklayacaktım-" Taehyung ayağa kalkarak tam önünde durduğu zaman Jennie elini dur anlamında öne uzattı.

"Ne zaman Taehyung? Evlenip çocuklarımızın olduğu zaman mı?" Taehyung şaşkınlıkla karışmış pişmanlıkla Jennie'ye bakıyordu sessizce. O an bir kez daha lanet ettim kendime. Evlenmekten bahsetmişti.. Bu gerçekten Jennie'nin onu ne kadar sevdiğini gösteriyordu. Taehyung'la göz göze geldiğimizde gözlerimle özür diledim sessizce.

"Biliyor musun?" Jennie Taehyung'un derin sessizliğine karşılık tekrar konuşmuştu. Gözleri dolu bir şekilde ona hayal kırıklığıyla bakarken ağır bir şey söyleyeceğini anlayarak dudağımın bir kenarını dişledim.

"Ben haklıydım. Verdiğim sözde de, senden uzak durmakta da, sana güvenmemekte de haklıydım. Gördüm sandım. Gözlerinde o sevgiyi, beni üzmeyeceğini gördüm sandım." Taehyung dudaklarını birbirine bastırarak etrafına bakındı dolu gözlerini saklamak için. Jennie ise gözünden akan yaşı sildikten sonra buz gibi bir sesle konuşmaya başladı.

"Yanılmışım. Bitti Taehyung. Bizim ilişkimiz hiç başlamadan bitti. Lütfen bundan sonra benden uzak dur." Jennie gözlerine bakmaktan sakınarak kapıya doğru ilerledi.

"Geliyor musunuz?" Arkasını dönmeden sarf ettiği sözler kızlar içindi.

"Sen bizi kapıda bekle, geliyoruz." Dedi Rosé kararlı bir şekilde. Gözlerimi sıkıca kapattım. Bir diğer ilişkinin, abimle Rosé'nin ilişkisinin de biteceği demek oluyordu bu.

"Senden hesap sormayacağım Jimin. Neden demeyeceğim. Çünkü biliyorum ki desen de bir yararı olmayacak. Bunu söylerken bile kalbim o kadar acıyor ki, ama söylemeden edemeyeceğim. Bitti demeye cesaretim yok belki de Jennie gibi ama aramızda bir şeylerin değişeceğini ikimiz de biliyoruz. Belki de ara vermeliyiz, çok uzun bir süre. Belki de sonsuza kadar. Bilemiyorum. Hoşçakal Jimin." Rosé sonlara doğru akmaya başlayan gözyaşlarını saklamaya çalışmamıştı bile. Jennie gibi yapmamıştı. Son ve acıklı bir bakış attı abime doğru. Abim ise sertçe yutkunarak gözlerini kapatmıştı sadece. Rosé'nin yüksek sesle ağlamaya başladığını fark ettiğimde yanına gidip omuzlarını sardım. Yüzünü omzuma gömüp ağladığı sırada Jin abinin ayağa kalktığını gördüm.

"Jin.." Jisoo bizde olan gözlerini Jin abiye çevirdiği anda dolmuştu bile. Jin abi hiçbir şey demeden Jisoo'ya sarıldığı zaman onun da ağladığını görebiliyordum.

𝙼𝚘𝚗 𝚂𝚘𝚞𝚏𝚏𝚕𝚎 | 𝙻𝚒𝚜𝚔𝚘𝚘𝚔°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin