20.Bölüm

786 66 27
                                    


İyi okumalar aşklarım..

Jungkook'un Anlatımıyla

Düşünceli bir şekilde sonsuzluğa uzanan denize diktim gözlerimi. Sehun'un bize yardım etmek istediği gerçeği inandırıcı gelmese de yapacak bir şeyimiz yoktu. Kontrol etmek zorundaydık çünkü doğru olma ihtimali de bir o kadar vardı. Kızlara neler yaptıklarını, güvende olup olmadıklarını bilememek çok acı vericiydi. Buraya geldiğimden beri Lisa'ya o kadar bağlanmıştım ki bunu fark edememiştim bile. Aramızda arkadaşlık ilişkisi bile yoktu, ne olduğu belirsizdi. Ona değer verdiğimi anlayabilmiştim. Şimdi ise ona orada neler yaptıklarını düşünmek sol tarafımda büyük bir acıya sebep oluyordu. Gülümsemenin en çok ona yakıştığı, güzelliğiyle büyüleyen o neşeli kızın şimdi ne yaptığını bilememek fazla acıtıyordu. Neden ona değer veriyordum, ne şekilde değer veriyordum umurumda bile değildi. Tek bildiğim onu oradan kurtarmak istediğimdi.

"Sehun'un verdiği adresleri kontrol etmekten başka çaremiz yok beyler. Yapacak daha iyi bir şeyimiz yok. Elimizdeki her ipucunu değerlendirmek zorundayız." Derin bir nefes alırken Jimin Namjoon hyungu onaylamıştı.

"O şerefsize zerre güvenmiyorum haberiniz olsun. Baskın haberiyle kandırıldığımız gerçeğini de unutmayın." Yoongi hyung sinirle konuştuğunda onaylamak için söze atladım.

"Bir de Lisa'yı koruyacağını söylemiş piç. Ona mı kaldı lan Lisa'yı korumak?" İçimdeki öfkeyi bastırmaya çalışarak tekrar denize baktım. Bu sırada ortamda büyük bir sessizlik oluşmuştu. Sessizliği bozan kişi ise Jimin olmuştu.

"Şöyle yapıyoruz; Taehyung, Jin hyung, ben ve Jungkook dört adresi kontrol etmeye gideceğiz. Namjoon, Yoongi ve Hoseok hyung sizde bu sırada Sehun'un yanında duracaksınız. Tekrar kandırılmak asla kabul edilemez." Başımızı sallayarak onu onayladık. Sabahın erken saatleriydi. Her şeyimizi hazırlamıştık ve plan yapmak için de burada buluşmaya karar vermiştik. Herkesin yüzüne teker teker baktım. Jin hyung dünden beri hiç konuşmamıştı. Onu az çok anlayabiliyordum, değer verdiğin biri tehlikedeyken nasıl bir acı çekildiğini biliyordum. Ancak onun sevdiği kız, sevgilisi kaçırılmıştı. Dikkatimi çeken diğer bir isim de Taehyung olmuştu. Kızlar kaçırıldığından o kadar durgundu ki acı çektiği gözlerinden belliydi. Hepimiz üzülüyorduk, acı çekiyorduk ancak Taehyung'un gözleri daha farklı bir hüzün barındırıyordu. Jin hyungun acıyla baktığı gibi o da aynı şekilde bakıyordu. Jennie ile aralarında bizim Lisa ile olduğu gibi tuhaf bir ilişki olduğunun farkındaydım ancak ne olduğunu bilmiyordum.

"Hazır mısınız artık gençler?" Yoongi hyung Hoseok hyung ile birlikte ayağa kalkarken bizde kalktık.

"Bulacağınıza inanıyorum, Sehun biz varken hiçbir şey yapamaz içiniz rahat olsun." Namjoon hyung destek verircesine bir eliyle Jin hyungun diğer eliyle de Jimin'in omzunu sıvazlarken arabama binmiştim bile. Hoseok, Namjoon ve Yoongi hyung bizden farklı bir yöne yönelip gözden kaybolduklarında bende ilerlemeye başladım. Onları kurtaracağımıza inanıyordum, inanmak zorundaydım. Telefonuma gelen bildirim sesiyle birlikte elime alıp Jimin'in attığı konuma baktım ve derin bir nefes aldım. Başlıyorduk.

Lisa'nın Anlatımıyla

Buz gibi olan zeminde bacaklarımı kendime çekerek sağa doğru döndüm. Gün sayılacak uzunluktaki zaman boyunca bu şekilde yerde uzanmıştım. Zaman zaman ağlamaktan hıçkırırken başka zaman da sessizce zemine şekiller çizmiştim parmaklarımla. Bir insanın özgürlüğünün kısıtlanmasının ne kadar acı verici olduğunu anlamıştım. Şimdi gökyüzüne muhtaçtım. Bu his bana küçükken babamın beni kilitlediği odayı anımsatıyordu. Sürekli ağlayıp yalvararak babamın beni çıkarmasını istediğim, ancak saatlerce bu şekilde zemine şekiller çizerek cezamın bitmesini beklediğim o günleri anımsatıyordu. En büyük korkum ise kızlara ne olduğuydu. Abimin bizi çıldırmış gibi arayacağını biliyordum. Ancak kurtarabileceklerini sanmıyordum, belki de umudumu yitirmiştim zamanla. Yerimizi öğrenemeyeceklerdi. Bulamayacaklardı.

𝙼𝚘𝚗 𝚂𝚘𝚞𝚏𝚏𝚕𝚎 | 𝙻𝚒𝚜𝚔𝚘𝚘𝚔°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin